Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye’de çadırına sığınan Al Jazeera muhabiri Muhammed Şerif, İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşadıklarını, “Açlıktan boğuluyor, bitkinlikten titriyoruz. Kameranın önünde ayakta durmaya çalışsak da içimizde dağılıp gidiyoruz” sözleriyle anlattı.
Şerif, bebekler ve engelli kadınlar dahil sivillerin açlıktan can verdiğini, yardıma ulaşmaya çalışanların hedef alındığını aktardı.
İsrail ordusunun son 72 saatte yardım kamyonlarını bekleyen kalabalıklara ateş açtığı iki ayrı olayda en az 115 Filistinli öldü; Gazze Sağlık Bakanlığı aynı dönemde açlığa bağlı 19 yeni ölüm kaydetti. Böylece abluka sürecindeki açlığa bağlı can kaybı 88’e, bunların 78’inin çocuklara çıktığı belirtildi.
UNRWA Genel Komiseri Lazzarini, personelin, doktorların ve gazetecilerin açlıktan bayıldığını vurgulayarak, “yardım dağıtım noktalarının keskin nişancılarca ‘ölüm kapanına’ çevrildiğini” söyledi. BM’nin son raporuna göre 875’ten fazla sivil, mayıs sonundan bu yana yardım sırasında vurularak öldürüldü. Dört BM kuruluşu ile WHO’nun 12 Temmuz ortak bildirisinde ise “yakıt tükendi, su arıtma ve hastaneler saatlerle sınırlı” uyarısı yapıldı.
Dün yayımlanan ortak açıklamayla Birleşik Krallık öncülüğündeki 28 ülke, “drip‑feeding” olarak nitelenen kısıtlı yardım sistemini “insanlık dışı” diye kınadı ve yeni yaptırımlar sinyali verdi. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, “Çocukların yiyecek kuyruğunda öldürüldüğü bir düzen kabul edilemez” dedi.
Dünya Gıda Programı (WFP) 5 Temmuz raporunda Gazze’yi “küresel açlık sıcak noktalarının başında” gösterirken, WHO 22 Temmuz’da tıbbi tesislere yönelik saldırıların sağlık sistemini çökerttiğini bildirdi. AFP Gazeteciler Sendikası ise “meslektaşlarımızın çatışmalarda öldüğünü gördük ama açlıktan ölmesini ilk kez izliyoruz” açıklamasıyla basın tarihindeki benzersiz vahşete dikkat çekti.
Gazze’de hâlen 2,3 milyon Filistinli, insani yardımın engellenmesi ve artan saldırılar nedeniyle yerinden edilmiş, çoğu susuzluk ve aşırı sıcak altında yaşam mücadelesi veriyor. UNRWA “yakıt, su ve gıda engelsiz girmezse toplu ölümler kaçınılmaz” uyarısını yineliyor.