"Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak"
Üzerinde yaşadığımız muazzam jeopolitik miras; nasıl yönetebileceğini öngörmüş ve öğrenmiş tecrübi devlet aklından; burada nasıl var olabileceğini artık iyice kavramış millî alışkanlık ve millî kültürden; kimin dost, kimin düşman; kimin maznun, kimin mazlum; kimin hain, kimin kahraman olduğunu bilen yüksek ferasetten; bin yılın savaş, isyan, kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş ağır sonuçlarından; bu vatana yönelen tehditlere karşı birer birer kazandığımız zaferlerden; bin yılı her anıyla derinden yaşamış ve hissetmiş olan insanımızın yüksek seciyesinden; ve kuşkusuz, tarih içinde yaşanmış acı hatıralardan arta kalan derslerden, tek tek damıtılıp süzülerek çıkarılmıştır.
Merhum Ziya Paşa demişti ki:
Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim,
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde.
Yani:
Pek çok müneccim gökyüzünde yıldız ararken,
Önlerinde kuyu olduğunu görmezler.
Biz o kuyuları görüyoruz. Yalnızca görmekle kalmıyor, aynen Merhum Necip Fazıl Kısakürek’in söylediği gibi söylüyor ve şöyle sesleniyoruz:
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden.