Edep yoksunluğuna hapis cezası
İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, sahnedeki rezil fiilleriyle "Teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma" suçunu işledikleri sabit görülen grup üyelerine ayrı ayrı 3 ay 22 gün hapis cezası verildi. Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verirken, sanıklar hakkında daha önce uygulanan yurtdışına çıkış yasağını kaldırdı. İddianamede, sergilenen figürlerin toplumun bin yıllık kültür kodlarını oluşturan edep, iffet ve ar duygularına saldırı niteliği taşıdığı, bilhassa çocukların ve gençlerin ruhsal gelişimine zarar verdiği vurgulanarak, eylemin "özel alan" sınırlarını aşıp kamusal bir ifsat hareketine dönüştüğüne dikkat çekildi.
Hukukta çifte standart olmaz: Sıra diğerlerinde!
Mahkemenin verdiği bu karar, toplum vicdanında bir nebze rahatlama sağlasa da, adaletin tam tecellisi için bu hükmün bir "emsal" teşkil etmesi zaruridir. Zira hukukta eşitlik ilkesi, suçun failine göre değil, fiilin nevine göre muamele edilmesini emreder. Bugün bir müzik grubu için işletilen "hayasızca hareketler" maddesi; televizyon ekranlarında, moda defilelerinde, sabah kuşaklarında ve dijital platformlarda "reyting" veya "etkileşim" uğruna aynı, hatta daha ağır ahlâksızlıkları sergileyenler için de derhal işletilmelidir.
Ahlâk, parçalanmaz bir bütündür ve toplumun ortak kalesidir. Eğer yargı, "Manifest" grubunun eylemini -haklı olarak- toplumun ar damarına bir saldırı olarak görüyorsa, benzer fiilleri "özgürlük" paravanı arkasında işleyen diğer sahalardaki aktörlere de aynı tarifeden ceza kesmelidir. Bu karar, münferit bir yaptırım olarak kalmamalı; milletin manevi köklerine dinamit döşeyen tüm ifsat odaklarına karşı başlatılacak topyekûn bir hukuki temizliğin işareti olmalıdır. Adalet ancak, ahlâksızlık kimden gelirse gelsin aynı kararlılıkla cezalandırıldığında yerini bulacaktır.