Haberler

Ekrana bağımlılık ve kitaptan uzaklaşma

Dijital mecraların gölgesinde çocuklara okuma alışkanlığı kazandırılmalı. Bu da teşviklerle yapılmalı. Kendi tarihini, dinini ve kültürünü anlatan kitaplara yönlendirilmeli. Dijital çağda kitapla ekranı buluşturmak, çocuklara bilgiye ulaşmanın yeni yollarını açacak; dijital kütüphaneler ve çevrim içi okuma projeleri bu süreci desteklemeli.

Abone Ol

Bir zamanlar masal kitaplarının sayfaları arasında kaybolan çocuklar, artık parmak uçlarıyla ekranlarda geziniyor.

UNESCO verilerine göre çocukların kitapla geçirdiği süre, ekran karşısındaki zamanın yüzde 10’una bile ulaşmıyor. TÜİK’e göre ise her on çocuktan dördü düzenli olarak kitap okumuyor. Ekranlar, artık sadece bir rakip değil; kitapların tahtını elinden alan yeni bir dünya.

Fakat mesele sadece teknolojik alışkanlıklarla açıklanamaz. Asıl sorun, çocukları kitaba yönlendirecek bilinçli bir eğitim politikasının eksikliğinde yatıyor. Okullar, okuma sevgisini zorunlu bir ödev gibi değil, bir keşif heyecanı olarak sunmak zorunda. Çocuklara kitap okumayı ve kitapla yaşamayı öğretmek gerekiyor.

Evde kitap olmayan bir çocuk, kitapla tanışamaz. Araştırmalar gösteriyor ki, ebeveynlerinden biri kitap okuyan çocukların okuma oranı altı kat artıyor. Buna rağmen Türkiye’de yetişkinlerin yarısı yılda yalnızca bir kitap bitirebiliyor. Ekranın karşısında büyüyen bir anne-baba, çocuğuna kütüphane inşa edemez.

Okullarda da durum farklı değil. Kitap haftaları, projeler veya zorunlu okuma listeleri, tek başına yeterli olmuyor. Çocuğun okuma alışkanlığı, sınav odaklı bir sistemde olmamalı. Merak, ilgi ve kimlik bilinciyle yoğrulan bir ortamda gelişmeli. Çünkü asıl mesele ne kadar kitap okuduğu değil, hangi dünyayı tanıdığıdır. Çocuk; kendi tarihini, dinini, geçmişini ve kültürünü tanımadan yalnızca Batı masallarında kaybolursa, kimliğini de kaybeder.

Öte yandan, dijital çağın gerçekleri inkâr edilemez. Madem çocuklar ekranla büyüyor, o halde kitabı dijitalle buluşturmanın yolları aranmalı. Devlet politikaları ve özel sektör destekli projelerle, dijital kütüphaneler, interaktif okuma uygulamaları ve çevrim içi kitap kulüpleri yaygınlaştırılmalı. Böylece “ekran” çocuk için bir oyun alanı olmaktan öte, bir öğrenme kapısı hâline gelebilir.

Kitapla çocuk arasındaki mesafeyi kapatmak yalnızca ailelerin, devletin ve eğitim kurumlarının sorumluluğudur. Çocuklara kitap okutmak yetmez; okuduklarını sevdirmek, anladıklarını yaşatmak gerekir. Çünkü asıl olan, okuyanlardan ziyade doğru okuyan bir neslin geleceği inşa etmesidir.

TRT Haber, Baran Dergisi

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }