2008 krizinin ardından hızla dolar basmaya başlayan ve krizin global hâle gelmesini sağlayan Amerikan Merkez Bankası Fed, daha sonra bir para yakma politikasına geçerek piyasadaki fazla Amerikan dolarını çekmek istedi. Büyük bir ekonomik kriz yaklaşırken bunu öngöremeyen Fed, bu kriz patlayınca 2020’nin Mart ayında tekrar hızla para basmaya başladı. Sadece ilk üç ayda ABD tarihinde basılan toplam dolar miktarının üç katını basan Fed, sonraki aylarda da hızla para basmayı sürdürerek bir hiper enflasyona sebep oldu. Bunun üzerine politika değiştiren Fed, faiz artışı ve dolar yakma yoluna giderken hem enflasyonu düşüremedi hem de ekonominin birçok dinamiğini olumsuz etkiledi. Nihayetinde ise banka batışları gelmeye başladı.

Herkes büyüklüğü dolayısıyla Silicon Valley Bank’ın (SVB) batışını konuşsa da ilk olarak elinde 11 milyar dolar mevduat bulunduran Silvergate Bank battı, akabinde ise SVB’nin batışı geldi, hemen onun ardından ise Signature Bank’a FDIC tarafından el koyulduğu ortaya çıktı. Yâni domino taşı etkisiyle ABD’de bankalar batmaya başladı.

Silikon Vadisi’ndeki teknoloji şirketlerinin mevduatlarını bulundurduğu, büyüklüğü bakımından ABD’nin 16. bankası olan SVB’nin batışı büyük yankı buldu. 200 milyar doların üzerinde varlığa sahip olan SVB’ye yükümlülüklerini karşılayamadığı için FDIC el koyması global piyasaları olumsuz etkiledi. Türkiye’deki TMSF’nin ABD’deki muadili diyebileceğimiz FDIC, 250 bin dolara kadar olan mevduatları sigorta altına aldığı için karşılıyor; fakat Silikon Vadisi’ndeki şirketlerin mevduatlarının bulunduğu SVB’de 250 bin doların altındaki mevduatlar, bankadaki toplam mevduatın sadece yüzde 2,7’sine tekabül ediyordu. Birçok teknoloji şirketinin mevduatları SVB’de bulunuyordu. Pazar sabahı Janet Yellen’ın bankaların kurtarılmayacağını açıklamasına mukabil iş aynı günün akşamında değişti ve Fed devreye girerek tüm mevduatların kurtarılacağını söyledi. 

Bankalar niçin battı?

Bankaların batmasının çok yönlü sebepleri olduğunu söyleyen İZU Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Yusuf Dinç, temel sebebin Fed’in faiz artışları olduğunu ifade etti. Bankanın teknoloji şirketleriyle olan alakasına da temas eden Dinç, “Teknoloji şirketlerinin gelişimiyle, bu bankanın gelişimi arasında bir ilişki kurulmalı. O yüzden de bankanın batış hikâyesinde, bu teknoloji şirketlerinin enflasyonist ortamın etkileri altında kalmasının da bir rolü olduğunu düşünüyorum. Bu bankanın, batık kredi oranının da çok yüksek olmadığını görüyoruz. Çin borsası negatif verdi. Bu, buzdağının görünen yüzü olarak yorumlandı. Dünya piyasaları bu yorumlar sebebiyle negatif veriyor. We Chat gibi çok önemli bir teknoloji yatırımının, önemli miktardaki mevduatı Silikon Vadisi Bankası’ndaydı.” dedi. 

Domino etkisi

Birkaç bankanın battığını belirterek domino etkisinin görüldüğünü söyleyen Dinç, “Borç verenlerin üzerinde de çok önemli riskler olmalı… Mesela JPMorgan’ın yüklü bir borç verdiğini düşünüyorum. Göreceğiz, hangi kurum, finansal kuruluşlar Silikon Vadisi Bankası’na borç vermiş… Faiz artırımının parçalar üzerinde olumsuz etkisi var, bu hâdise de bu bakımdan önemli. Düşük faizli bono tutan bankaların da risk altında olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Teknoloji sektöründeki risk

Dinç, bu gelişmelerin teknoloji sektörüne etkisinin devam edebileceğini ise şu sözlerle ifade etti: “Teknoloji alanında son dönemde işten çıkarmalar ve bu sektörde hizmet veren bir bankanın batıyor olması önemli gelişmeler. Herkes “teknolojiye yatırım yaparak ekonomiyi güçlendiririz” diye düşünüyordu. Bunun da bir antitezi oldu. Giderek de büyüyor bu antitez. “Nasıl büyüyorduk” diyorlardı, şimdi bu mesele tartışmaya açılmış oldu. Teknoloji ürünlerinden yararlananlar -özellikle gençler- enflasyonist ortamda temel ihtiyaçlarını ancak karşılayabilecek şekilde plan yapıyorsa ve ellerinde teknolojiye harcayacak para birikmiyorsa, bu etkinin süreceğini söyleyebiliriz.”