Haberler

Göç idareleri mazlum avına mı çıktı? Yahya Abuznaid’in feryadı vicdanları dağladı

Bir adres güncellemesiyle başlayan süreç, şiddet, kaçırılma ve işkenceyle sonuçlandı. Yahya Abuznaid’in feryadı, göç idaresindeki vicdansız pespayeliklere bir yenisini daha ekletti.

Abone Ol

2014’ten bu yana Türkiye’de yaşayan Kudüslü öğrenci Yahya Abuznaid, Türkiye'deki Göç İdaresi uygulamalarını ifşa eden sarsıcı açıklamalarda bulundu. Abuznaid’in anlattıkları, artık münferit değil, sistematik hâle geldiği anlaşılan bir zulüm düzeninin taşlarını tek tek açığa çıkarıyor.

Yahya, geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye resmi yolla, yeni aldığı vizesiyle giriş yaptığını ve ardından öğrenci olarak okul kaydı gerçekleştirdiğini ifade etti. Ancak hemen akabinde adres güncellemesi yapması gerektiği bahanesiyle Göç İdaresi’ne çağrıldı. İşte felaket o gün başladı: Devletin resmi kurumunda darp edildiğini, ardından "ardından meseleyi kapatırız" diyerek sulh görüntüsü verdiklerini söyledi. Ama bir gün sonra, daha da vahimi yaşandı.

Ajanlıkla suçlandı

Abuznaid, ikinci gün tanımadığı kişilerce kaçırıldığını, sorgu sürecinde ajanlıkla suçlandığını, sorgu sırasında kendisine “İsrail sana neden zarar vermedi?” gibi deli saçması sorular yöneltildiğini, fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını anlattı. Yahya'nın en can alıcı cümlesiyse şuydu:

"Eğer Allah beni onlardan koruduysa, siz neden kendi elinizle bana zulmettiniz?"

İstihbarat kaynaklı bir iş

Bu ağır süreçten sonra serbest bırakılan Yahya’nın oturma izni iptal edildi. Aylar sonra okul kaydı için tekrar Türkiye’ye gelmek istediğinde ise havalimanında 7 saat bekletilip ülkeye alınmadan geri gönderildi. Yahya, “Eğer bu mesele kişisel değilse, neden girişimi yasakladınız?” diye soruyor.
Ve ekliyor: "Belli ki bu iş istihbarat kaynaklı, devletin bana uyguladığı bu muamele yasal değil, kişisel değil, vicdani hiç değil!"

Göç idaresi kime çalışıyor?

Kendisine yöneltilen yardım paralarıyla ilgili spekülasyonlara da açıklık getiren Yahya, bir dönem durumu kötü olduğu için yardımların (kendisine harcamasına rıza gösteren kişilerden aldığı para) %12’sini kendine aldığını, ancak sonra hiçbir kesinti yapmadan tüm yardımları doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaştırdığını açık yüreklilikle dile getiriyor. Yahya, "İçinde şüphe olan varsa dekont göndersin, iade ederim" diyerek de sözünün eri olduğunu gösteriyor.

Ama asıl acı olan şu: Yardım toplamak gerekçesiyle hedef tahtasına oturtulan bir Kudüslü genç, göç bürokrasisinin karanlık dehlizlerinde tokat, işkence ve iftirayla ezilmeye çalışıldı. Suçu ne olursa olsun, hukuk dışı yöntemlerle itibarsızlaştırılmaya çalışılan bir mazlumun başına gelen bu olay, Göç İdaresi'nin kimin çıkarına çalıştığını sorgulatır hâle geldi.

Artık sorulması gereken soru şudur: Bu ülkede sığınan, barınan, umut bağlayan herkes potansiyel ajan mıdır? Yoksa vicdanını susturanlar, gölgelerde saklanan asıl failler midir?

Yahya Abuznaid’in açıklamaları, sadece onun değil, bugün Türkiye’de binlerce yabancı uyruklu mazlumun yaşadığı görünmez zulmün sesidir. Ve bu ses artık susturulamaz.

Baran Dergisi

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }