(...)Ferd, cemiyet ve devletlerin sosyal statüsünü belirleyici olan paranın artık el değiştirmez şekilde belli odakların elinde toplanmış olması, bundan doğan adaletsizlik ve sebeb olduğu buhran ile beraber İsrail’in Hristiyan’ları da peşinden sürüklediği bâtıl taassubu, dünyanın artık değişmek zorunda bir yer olduğunu bangır bangır bağırıyor. Bugün dünya yeni bir devrin eşiğine gelmiştir. İsrail’in hayâllerinin toslayacağı tek hakikat ise Türkiye’dir. Afrin harekâtı esnasında da teklif ettiğimiz üzere Türkiye’nin Fırat’ın doğusu boyunca ilerleyip, önce Deyr-ez Zor’a ve oradan da Suriye’nin güneyinden bir hat izleyip Golan Tepelerine kadar girmesi ve İsrail ile bir ân evvel sınır komşusu olması son derece hayatidir.
Bizim varlığımız Yahudi Devleti’nin yokluğuna, Yahudi Devleti’nin varlığı ise bizim yokluğumuz şartına bağlanmıştır. Artık bunun cemiyetimizde olduğu kadar devletimiz açısından da şuurlaştırılması gerekmektedir. Amerika’dan tutun da Avrupa’ya kadar ne kadar unsur varsa, hepsinin birden Türkiye’ye karşı hâmleleri Yahudi menşeilidir ve 15 Temmuz’da yarım kalan işi tamamlamaya matuftur. İran ambargosunun aynı şekilde İsrail’in elini güçlendirmekten başka bir amaca hizmet etmediği gözardı edilmemelidir. Teşhis doğru konulmalı ki, doğru hareket edilebilsin.(...)
Yazının tamamı için TIKLAYINIZ