Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Brüksel'de gerçekleştirilen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamalarda, Karadeniz’deki sıcak çatışma riskinden Avrupa’nın siyasi tıkanıklıklarına dair değerlendirmelerde bulundu. Fidan’ın gündeminde, Karadeniz’de ticari gemileri hedef alan saldırıların sebep olduğu güvenlik zafiyeti ve Avrupa Birliği ilişkilerini ipotek altına alan Rum Kesimi’nin (GKRY) tutumu vardı.
Savaşın coğrafyası genişliyor
Bakan Fidan, Karadeniz’de suların ısındığına dikkat çekerek, Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesindeki gemilere yönelik saldırıların sadece seyir güvenliğini ihlal etmekle kalmadığını, aynı zamanda bölgesel ticareti de derinden sarstığını vurguladı. Bu saldırıların savaşın coğrafyasının genişlediğine dair somut bir işaret olduğunu belirten Fidan, mevcut durumu "korkutucu" olarak nitelendirdi ve çatışmanın yayılma riskine karşı uyarılarda bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşına dair diplomatik çözüm umudunu koruduğunu ifade eden Fidan, müzakere masasının terk edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Yıllarca bizzat yürüttüğü arabuluculuk tecrübelerine atıfta bulunan Fidan, şartlar ne kadar ağır olursa olsun, uzlaşma niyetiyle masada kalmanın er ya da geç bir buluşma noktası doğuracağını belirtti.
Fidan, sürecin sadece bir ateşkes anlaşması olmadığını, aslında savaş sonrası Avrupa’nın yeni güvenlik sisteminin ve mimarisinin inşa edildiğini hatırlattı. Bu sebeple tarafların ve Avrupa ülkelerinin, potansiyel bir anlaşmaya sadece bugünü kurtarmak değil, geleceği şekillendirmek gözüyle baktığını ifade etti. ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un da bu süreçte kritik bir rol üstlenebileceğine işaret edildi.
AB ilişkilerinde "rehin alma" siyaseti
Avrupa Birliği ile ilişkilere de değinen Hakan Fidan, ikili düzeyde birçok ülkeyle ilişkilerin "fevkalade" olduğunu ancak kurumsal ilişkilerin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından bloke edildiğini dile getirdi. 400 milyondan fazla insanı ilgilendiren devasa bir iş birliği potansiyelinin, küçük bir grup tarafından "rehin alındığını" belirten Fidan, bu durumu stratejik körlük olarak değerlendirdi.
Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin dinamik nüfusu, güçlü özel sektörü ve güvenilir ortaklık yapısıyla Avrupa için vazgeçilmez bir partner olduğunu vurgularken, AB içerisindeki "oy birliği" kuralının suistimal edilmesine tepki gösterdi. Fidan sözlerini, Türkiye'nin dış politikada kimseye koz vermeden, kendi yolunda emin adımlarla yürümeye devam edeceği vurgusuyla noktaladı.