Koalisyon gönüllüleri ve Filistin sevdalıları, geminin sefere çıkışını engellemek için çıkarılan teknik pürüzleri gidermek adına Gallipoli limanında adeta zamanla yarışıyor. Amaç, Pazar günü demir alacak Handala'nın, başka hiçbir limana uğramadan, terörist İsrail'in ablukasını kırarak Gazze halkına ulaşması.
"Bu sefer başaracağız İnşallah"
Özgürlük Filosu'nun bir önceki seferi olan "Madleen" gemisindeyken terörist İsrail tarafından alıkonulan ve direnişin sembol isimlerinden olan Şuayb Ordu ve eşi Sümeyra Ordu da Handala'nın hazırlıklarına omuz veriyor. Şuayb Ordu, Gallipoli'den yaptığı açıklamada kararlılıklarını şöyle ifade etti:
"Teknik aksaklıklar sebebiyle seferimizi iki gün ertelemek zorunda kalsak da, inşallah Pazar günü Handala'yı hiçbir yere uğramadan doğrudan Gazze'ye uğurlayacağız. Gemide, aralarında Fransız parlamenterlerin ve dünya çapında tanınan vicdan sahibi simaların da bulunduğu yaklaşık 20 aktivist olacak. Umudumuz ve duamız, bu sefer herhangi bir saldırı veya engelleme ile karşılaşmadan Gazze'ye ulaşmayı başarmak."
Şuayb Ordu, meselenin şahıslar üstü bir insanlık davası olduğunu vurgulayarak, dünya kamuoyuna şu çağrıyı yaptı:
"Türkiye halkının Madleen'de sadece ben Türk olduğum için değil, misyonun kendisini desteklemiş olmasını arzu ediyorum. Bu sefer gemide bir Türk vatandaşı olmayabilir ama bu insanların hepsi, insanlık vicdanı adına yola çıkıyor. Onların benden hiçbir farkı yok ve desteğimize herkesten çok ihtiyaçları var. Koalisyonumuzun 'Conscience' gemisi 2,5 ay önce bombalandı. Madleen'de ise sandviçlerle şov yaptılar. Bu sefer ne olacağı, tamamen dünya kamuoyunun çıkaracağı sese ve göstereceği tepkiye bağlı. Misyonumuz belli: Bizler insani yardım taşıyan, saldırgan bir faaliyeti olmayan insanlarız. Bize yönelik her engelleme illegaldir ve insanlık suçudur."
Mavi Marmara ruhuyla yola devam
2010'daki Mavi Marmara katliamının hafızalardaki yerini koruduğunu belirten Sümeyra Ordu ise, o tecrübenin bugünkü direnişe ışık tuttuğunu belirtti. "Pasif direniş eğitimlerimizde Mavi Marmara belgeselini tekrar tekrar izliyoruz. Bir telefonun dahi 'silah' sayılarak kardeşlerimizin nasıl kşehit edildiğini hatırlıyoruz. Aynı durumu yaşamamak için kendimizi hazırlıyoruz," diyen Ordu, uluslararası kamuoyundaki uyanışa şöyle dikkat çekti:
"Terörist İsrail'in Gazze'deki soykırımından sonra insanların, özellikle de gençlerin uluslararası çapta silkelendiğini ve bu davaya daha duyarlı hale geldiğini görüyoruz. 2010'da sanılanın aksine sadece Türk gemisi değil, 6 gemi daha vardı. Bu, uluslararası temsiliyetin ve ortak vicdanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Son iki yılda kampanyalarımız Avrupa'dan Amerika'ya daha da genişledi ve biz de büyüdük. Bu yoldan vazgeçmeyeceğiz. Bu uyanışın hayra vesile olmasını umarak, ablukayı kırmayı hâlen ümit ediyoruz ve sonuna kadar da denemeye devam edeceğiz!"