Bağdat, iç siyasi gerilimler ve ABD’nin İran destekli milisler üzerindeki artan baskısıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde, Tahran’la yeni bir sınır güvenliği anlaşması imzaladı. Anlaşma, İran Meclis Başkanı Ali Laricani’nin Irak’a yaptığı ilk resmi ziyaret sırasında imzalanırken, iki ülke arasında sınır güvenliğini güçlendirme ve güvenlik alanındaki işbirliğini derinleştirme hedefini taşıyor.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin makamında gerçekleşen törende, iki ülke yetkilileri sınır güvenliğinin koordinasyonunu artıracak mekanizmalar üzerinde mutabakata vardı. Sudani’nin ofisinden yapılan açıklamada, “çeşitli alanlarda karşılıklı yarar sağlayan ortaklıklar” vurgusu yapılırken, Irak’ın “İran’a yönelik Siyonist saldırganlığa” karşı duruşunun altı çizildi. Ayrıca Washington ile Tahran arasındaki diyaloğa destek de yeniden teyit edildi.
Laricani, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın selamlarını ileterek, özellikle yolcu taşımacılığı ve sınır ötesi demiryolu bağlantılarının geliştirilmesi konusunda işbirliğini genişletme niyetlerini dile getirdi. Bu bağlantıların Irak’ın Kalkınma Yolu projesi ve bölgesel ticaret koridorlarıyla entegre edilmesi hedefleniyor.
Mart 2023 anlaşmasının devamı
Yeni mutabakat, Mart 2023’te imzalanan ve İran–Irak Kürt bölgesi arasındaki sınırda kontrolü sıkılaştırmayı öngören anlaşmanın üzerine inşa ediliyor. O dönemde Bağdat yönetimi, İran karşıtı silahlı yapıların dağlık bölgelerdeki üslerinden çıkarılarak yeni yerleşim alanlarına taşınmasını sağlamıştı. Ancak bu süreç, bazı silahlı grupların direnişiyle karşılaşmış, bazı unsurlar İran’a geçerek Devrim Muhafızları’na karşı saldırılarını sürdürmüştü.
Tahran, bu grupları “İran içinde huzursuzluk çıkarmak ve İsrail istihbaratıyla işbirliği yapmak”la suçluyor. İranlı yetkililer, olası bir çatışma durumunda bu yapıların Irak topraklarından sızarak ülke içinde karışıklık çıkarabileceğinden endişe ediyor. Yeni sınır güvenliği düzenlemeleri, bu tür girişimleri engellemeyi amaçlarken, Irak’ta bulunan muhalif liderlerin İran’a iadesini mümkün kılacak maddeler de içeriyor.
İran’ın stratejik hamlesi
Bölge uzmanlarına göre bu anlaşma, yalnızca sınır güvenliğini değil, İran’ın uzun süredir yürüttüğü “direniş eksenini güçlendirme” stratejisini de ilgilendiriyor. Tahran, sınır kontrolü bahanesiyle Irak güvenlik mekanizmaları üzerinde daha fazla nüfuz elde ediyor. Bu, özellikle ABD’nin Irak hükümetine yönelik “İran destekli milisleri sınırla” baskısına karşı bir karşı hamle olarak görülüyor.
Analistlere göre Irak, İran’ın direniş ekseninde Suriye ve Lübnan’a açılan ana lojistik hattı oluşturuyor. Sınır güvenliği mutabakatı, bu hattın daha emniyetli hale gelmesini, kriz anlarında milis ve mühimmat transferinin kolaylaşmasını sağlayabilir. Aynı zamanda İran’ın Irak Kürt bölgesindeki dengeleri kendi lehine şekillendirmesine, muhalif yapıları sınırdan uzaklaştırmasına ve bu bölgede siyasi baskısını artırmasına imkan tanıyor.
Bölgesel yansımalar
Bu gelişmenin Türkiye ve Suriye açısından da etkileri olabileceği değerlendiriliyor. Uzmanlar, Irak–İran sınırında denetimin artmasının Türkiye’nin sınır ötesi terörle mücadele faaliyetlerine dolaylı katkı sağlayabileceğini ancak İran’ın Irak’taki nüfuzunu genişletmesinin Ankara’nın siyasi manevra alanını daraltabileceğini belirtiyor. Suriye’de ise İran’ın hem Irak’ta hem Suriye’de güç kazanmasının, özellikle Şam–Halep hattında nüfuzunu pekiştirerek Türkiye’nin planlarına dolaylı baskı oluşturabileceği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, imzalanan bu anlaşma, sadece iki ülke arasında teknik bir sınır güvenliği düzenlemesi değil; aynı zamanda İran’ın bölgesel stratejisinde Irak üzerinden yeni bir tahkimat adımı olarak değerlendiriliyor. Tahran, bu hamle ile hem güvenlik hem ekonomi alanında Irak’ı kendi eksenine daha sıkı bağlayarak, direniş hattının en kritik bağlantı noktalarından birini sağlamlaştırmış oluyor.