İşgalci İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde bir yılı aşkın süredir devam eden soykırımının ardından bölgede güvenliğin sağlanması için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararıyla kurulması öngörülen uluslararası gücün teşkilinde kriz yaşanıyor.
Middle East Eye’ın (MEE) sürece yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre; ABD’nin ısrarla hayata geçirmeye çalıştığı plan, Siyonist rejimin Türkiye’nin katılımını veto etmesi nedeniyle çıkmaza girdi. Türkiye, Katar, Mısır, Suudi Arabistan, Endonezya, Pakistan ve Ürdün gibi ülkelerin prensipte destek verdiği girişim, İsrail’in "Türk askeri" korkusu yüzünden hayata geçirilemiyor.
İsrail Engeli Domino Etkisi Yarattı
Ankara’nın Gazze’de görev almaya hazır olduğunu defalarca beyan etmesine rağmen, Tel Aviv yönetimi Gazze Şeridi’nde Türk askerinin varlığına tahammül edemeyeceğini Washington’a iletti. Ancak İsrail’in bu uzlaşmaz tavrı, güce asker katkısı sağlayacak diğer Müslüman ülkeleri de tereddüde düşürdü.
Görüşmelere yakın bir kaynak, "Türkiye’nin katılımı olmadan Suudi Arabistan, Azerbaycan, Pakistan ve Endonezya gibi ülkeler asker göndermeye yanaşmıyor" ifadelerini kullandı. İslam dünyasının bu tavrı, Türkiye’nin Filistin davasındaki garantör rolünün önemini bir kez daha ortaya koydu.
Mehmetçik Hazır, Tel Aviv Panikte
Edinilen bilgilere göre Türk hükümeti, barışı koruma ve çatışma bölgelerinde tecrübesi bulunan seçkin birliklerden oluşan en az 2 bin kişilik bir askeri gücü Gazze’ye konuşlandırmak üzere planlarını tamamladı. Ancak işgalci İsrail’in engellemeleri, bu insani ve güvenlik misyonunun başlamasını geciktiriyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ise "net bir çerçeve olmadığı" gerekçesiyle şimdilik güce katılmayacağını duyurdu. İsrail basınına yansıyan iddialara göre Abu Dabi yönetimi, Türkiye ve Katar’ın bölgedeki etkinliğinin artmasından ve bunun Filistin direniş hareketlerini güçlendirmesinden endişe ediyor.
Netanyahu’ya Tutuklama Emri Krizi Derinleştirdi
Müzakerelere yakın kaynaklar, Washington’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Türkiye’nin katılımını kabul etmesi için ikna etmeye çalıştığını, ancak Ankara’nın Netanyahu hakkında "insanlığa karşı suçlar" kapsamında tutuklama emri çıkarma kararının Tel Aviv’de büyük bir öfkeye neden olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin soykırımcıları hukuk önünde hesap vermeye çağıran bu onurlu duruşu, işgal yönetimini masada daha da agresif hale getirdi.
Gücün Büyüklüğü ve Takvim
ABD'li yetkililerin planlamalarına göre, Gazze’de konuşlanacak gücün üç tugaydan ve yaklaşık 15 bin ila 20 bin askerden oluşması hedefleniyor. Washington, gücün "2026 başlarında", muhtemelen Ocak ayı itibarıyla sahada olmasını istiyor. Ancak İsrail'in Türkiye vetosunun aşılamaması durumunda bu takvimin işlemesi imkansız görünüyor.
İnsani Yardıma Bile Tahammülleri Yok
İki ülke arasındaki gerilim sadece askeri güçle sınırlı değil. İsrail, geçtiğimiz Kasım ayında, ölen İsrailli askerlerin cenazelerinin bulunmasına yardım etmek üzere gönderilen Türk arama kurtarma ekiplerinin Gazze’ye girişini dahi engellemişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’in Gazze’deki saldırılarını açıkça "soykırım" olarak nitelendirmesi, Uluslararası Adalet Divanı’ndaki (UAD) davaya müdahil olunması ve 2024 baharından bu yana uygulanan ticaret yasağı, Ankara’nın Filistin halkının yanında duran tavizsiz politikasını gösteriyor. İsrail ise Suriye’de tampon bölge talepleri ve Türk radar sistemlerine karşı çıkışlarıyla bölgesel istikrarsızlığı körüklemeye devam ediyor.