Haberler

İstanbul’da 417,5 kilo uyuşturucu ele geçirildi, ya sonra?

İstanbul’da 417,5 kilogram uyuşturucu ele geçirildi, 10 kişi tutuklandı. Ancak uyuşturucuyla esas mücadele yalnızca suçluların yakalanmasından öte gençliğin boşluğa itilmesini önleyecek kültürel ve sosyal tedbirlerin alınmasıyla mümkündür.

Abone Ol

Operasyonun Detayları

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele ekipleri Pendik, Sancaktepe, Beyoğlu ve Beylikdüzü’nde operasyon düzenledi.

Operasyonda 261 kg metamfetamin, 90,5 kg skunk, 66 kg eroin ve 36 kg kimyasal madde ele geçirildi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Zehir tacirlerine göz açtırmıyoruz. Evlatlarımızın güvenli yarınları için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi.

Gözaltına alınan 10 şüpheli tutuklandı.

Rehabilitasyon ve Resmî Uygulamalar

Türkiye’de bağımlılıkla mücadele sağlık ve sosyal hizmetlerle de yürütülüyor:

  • 137 Rehabilitasyon Merkezi → Toplam 1.404 yatak kapasitesi ile hizmet veriyor.

  • ALO 191 Danışma Hattı → 7/24 ulaşılabiliyor, şimdiye kadar 177 bini aşkın kişiye destek verildi.

  • Bahar Modeli → Tedavi sonrası danışmanlık, aile desteği, grup terapileri, sosyal beceri eğitimleri ve mesleki yönlendirme içeriyor.

  • Yeşilay ve YEDAM → Öğrencilere eğitim programları ve bağımlılara psikososyal destek sağlanıyor.

Bu adımlar önemlidir, ancak ağırlık hâlâ maddeye bulaştıktan sonraki tedaviye verilmiş durumda.

İhmaller ve Tedbirsizlikler

Asıl mesele, gençlerin uyuşturucuya hiç bulaşmaması için alınması gereken önleyici tedbirlerin zayıf kalmasıdır:

  • Ailelerin Yalnız Bırakılması: Uyuşturucuya sürüklenen gençlerin çoğu, parçalanmış ailelerde ya da denetimsiz ortamlarda yetişiyor. Ailelere sürekli eğitim ve destek sağlanmadığı için erken uyarı mekanizmaları işlemiyor.

  • Okullardaki Yetersiz Eğitim: Teorik derslerle bağımlılık anlatılıyor fakat sokakta gençleri kuşatan yozlaşmaya karşı güçlü bir direnç oluşturulamıyor.

  • İşsizlik ve Boşluk: Özellikle büyük şehirlerde işsiz kalan veya hedefsiz bırakılan gençler, boşluğu uyuşturucuyla dolduruyor. Devletin istihdam ve üretim politikaları bu riski yeterince önleyemiyor.

  • Mahallelerde Sosyal Boşluk: Spor salonları, kültür merkezleri, sanat atölyeleri gibi mekânlar yerine kahvehane ve köhne sokaklar gençlerin uğrak yeri haline geliyor.

  • Batı’dan Gelen Zehirli Kültür: ABD ve Avrupa’da toplumsal çözülüşün sembolü olan uyuşturucu, medya ve dijital kültür aracılığıyla Türkiye’de gençlere “özgürlük” gibi gösteriliyor. Bu saldırıya karşı milli ve manevî değerlerle donanmış bir kültür politikası oluşturulmadığı sürece tehlike büyüyor.

Asıl Mücadele Nerede?

Bugün güvenlik güçlerinin cesur mücadelesi elbette önemlidir. Ancak uyuşturucu ile savaş, sadece sokakta yakalanan tacirlerle sınırlı kalamaz.

  • Batı’nın “özgürlük” maskesi altında dayattığı yozlaşmaya karşı kültürel bir direniş sergilenmeden gençlik korunamaz.

  • Eğitim, aile ve toplum mekanizmaları yeniden inşa edilmeden, yalnızca polisiye önlemlerle kalıcı sonuç alınamaz.

  • Mesele ruhi boşluk meselesidir. İnsanların kalbinde iman ve anlam boşluğu varsa, oraya zehirli alışkanlıklar kolayca sızar.

Netice

İstanbul’da yakalanan 417,5 kilo uyuşturucu, yalnızca bir operasyonun başarısıdır. Gerçek başarı, gençlerin bu zehre hiç ihtiyaç duymadan hayata tutunabilmesidir. Bunun yolu da aileyi güçlendirmekten, gençlere istihdam ve ideal sunmaktan, milli ve manevî değerlerle donatılmış bir toplum inşa etmekten geçiyor.

Eğer bu ihmal edilen alanlar doldurulmazsa, bugün yakalanan tacirlerin yerine yarın yenileri çıkacak; gençlik aynı girdaba sürüklenmeye devam edecektir.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }