8 Eylül sabahı Kudüs’ün kuzey girişindeki Ramot Kavşağı’nda iki Filistinli mücahit, terörist Yahudilerin bulunduğu noktaya ateş açtı. İlk belirlemelere göre 6 Yahudi cehheneme gönderildi, 25’ten fazla kişi de yaralandı. Eylemi gerçekleştiren iki kişi, İsrail güçleri tarafından olay yerinde şehid edildi.
Bu hadise, Filistinlilerin maruz kaldığı art arda gelen baskılar, ev yıkımları, Batı Şeria’daki kitlesel tutuklamalar ve Gazze’de devam eden soykırımın doğrudan neticesi. İşgal güçlerinin her gün hayatı dar ettiği Filistinliler, göz açtırmayan bu zulüm düzenine karşı artık münferit eylemlerle seslerini duyurmak zorunda kalıyor.
Gazze’de aylardır süren katliamlar, gıda ambargosu ve çocukları hedef alan bombardımanlar, Batı Şeria’da gece baskınlarıyla yapılan toplu tutuklamalar… Tüm bu zulümler karşısında Kudüs, bir kez daha Filistinlilerin çaresizlikten doğan direniş eylemine şahitlik etti. İsrail azdıkça, bu tür eylemlerin daha da artacağı artık inkâr edilemez bir gerçek hâline geliyor.
Dünya medyasının ikiyüzlülüğü
Uluslararası ajanslar ve Batı medyası, İsrail’in yıllardır Gazze’de işlediği soykırımı “terör” olarak nitelendirmiyor; Filistinli çocukların katledilmesi karşısında sessiz kalıyor. Ancak zulmün gölgesinde nefes almak için yapılan münferit eylemler, aynı medya organlarınca hemen “terör” olarak damgalanıyor. Dünya aynı zamanda Batı’nın değişmez ikiyüzlülüğüne de şahit oluyor.