Filistin direniş hareketi Hamas, Gazze'de aylardır devam eden ve 57 binden fazla sivilin hayatına mal olan İsrail vahşetini bir an önce durdurmak için masadaki ateşkes teklifine kapsamlı tavizler içeren olumlu bir yanıt verdi. Hamas'ın bu adımı, barış için bir umut ışığı yakarken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki savaş kabinesinin soykırımı sona erdirmemek için her yolu denediği bir kez daha gözler önüne serildi.
Hamas, 4 Temmuz'da arabulucular Mısır, Katar ve ABD'ye sunduğu son yanıtta, daha önce ısrarcı olduğu birçok temel talebinden fedakarlık etti. Hareketin bu esnekliği, yalnızca Gazze'deki akıl almaz zulmün ve insani krizin bir nebze olsun hafiflemesi amacıyla atılmış stratejik bir adım olarak yorumlanıyor.
Hamas'ın Barış İçin Attığı Geri Adımlar
Hamas'ın masaya getirdiği ve barış arayışındaki samimiyetini ortaya koyan başlıca tavizler şunlar oldu:
- "Kalıcı Ateşkes" Süresinden Vazgeçildi: Daha önce "5 ila 7 yıl garantili mutlak ateşkes" talep eden Hamas, bu şartından geri adım attı. Bunun yerine, 60 günlük ilk ateşkesin sonunda ABD, Mısır ve Katar garantörlüğünde "otomatik ve sınırsız uzatma" formülünü kabul etti. Bu, savaşın tamamen durdurulması sürecine dair verilmiş en büyük taviz olarak görülüyor.
- Esir Takviminde Esneklik: Hamas, ABD'nin baskısıyla, ilk aşamada serbest bırakılacak esir sayısını artırmayı kabul etti. Bu da insani bir jest olarak değerlendirildi.
- İsrail'in Çekilme Planı: Hareket, İsrail'in tam çekilme haritası konusunda da esneklik göstererek, 19 Ocak'ta sunulan harita üzerinde küçük tadilatlar yapılması önerisini getirdi.
Hamas'ın bu adımları, arabulucuların sunduğu 13 maddelik çerçevenin yaklaşık yüzde 80'ini kabul ettiği anlamına geliyor. Buna karşılık, hareketin tek ısrarı, insani yardımın engelsiz bir şekilde Gazze'ye girmesi, İsrail'in çekilme takviminin netleştirilmesi ve ateşkesin kalıcı olacağına dair yazılı bir güvence verilmesi oldu.
Netanyahu'nun "Soykırım" Israrı ve Tıkanan Müzakereler
Hamas'ın tüm yapıcı adımlarına rağmen, Netanyahu hükümeti barış masasını dinamitlemek için her yolu deniyor. İsrail tarafının müzakereleri tıkadığı temel noktalar şunlar:
- "Savaşı Sürdürme Hakkı" Dayatması: Netanyahu, ateşkes metnine "İsrail, 60 gün sonunda gerekli görürse savaşı yeniden başlatabilir" ifadesini ekletmekte ısrar ediyor. Bu madde, İsrail'e gelecekte soykırıma devam etme kapısını açık bırakma amacını taşıyor.
- Silahsızlanma ve Sürgün Şartı: Netanyahu, "Hamas silah bırakıp liderleri sürgüne gitmedikçe kalıcı barış olmaz" söylemini tekrarlayarak, direnişin tamamen tasfiyesini bir ön koşul olarak dayatıyor.
- Müzakereler Sürerken Devam Eden Katliam: Müzakerelerin en kritik anlarında dahi İsrail, Gazze'ye yönelik bombardımanını sürdürüyor. Sadece 7-10 Temmuz tarihleri arasında İsrail saldırılarında 200'den fazla sivil hayatını kaybetti. Bu durum, İsrail'in askeri baskıyı bir pazarlık kozu olarak kullanarak masada daha fazla taviz koparmayı amaçladığını gösteriyor.
Arabulucu kaynaklar, ABD'nin "İsrail'in 60 gün sonra savaşı sürdürmesine izin vermeyeceğiz" şeklinde sözlü bir garanti verdiğini ancak bu güvencenin resmi metne girmesini sağlamadığını belirtiyor. Bu durum, Netanyahu'nun iç siyasetteki aşırı sağcı koalisyon ortaklarının (Smotrich ve Ben-Gvir) baskısı altında hareket ettiğini ve kalıcı barıştan kaçındığını bir kez daha kanıtlıyor.