Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Suriye yönetiminin Türkiye’den resmî düzeyde askerî destek talebinde bulunduğunu açıkladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, söz konusu talebin Suriye’nin savunma kapasitesinin artırılması ve özellikle DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle daha etkili mücadele yürütülmesi amacı taşıdığı belirtildi.
Suriye makamları tarafından iletilen talep, iki ülke arasında son dönemde dikkat çeken diplomatik temasların bir parçası olarak değerlendirilirken, bu adım Türkiye-Suriye ilişkilerinde yeni bir sürece işaret ediyor. Milli Savunma Bakanlığı, yapılan resmî başvurunun ardından gerekli değerlendirmelerin başlatıldığını duyurdu.
Eğitim, danışmanlık ve teknik destek vurgusu
MSB kaynaklarından alınan bilgilere göre, Suriye’nin talebi sadece sahada aktif operasyonları değil; aynı zamanda askerî eğitim, danışmanlık faaliyetleri ve teknik destek gibi alanları da kapsıyor. Bu çerçevede, Suriye ordusunun yeniden yapılandırılması, muharip birliklerin eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve terörle mücadele kabiliyetlerinin geliştirilmesi için çeşitli destek modelleri üzerinde görüşmelerin sürdüğü kaydedildi.
Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye’nin bu konuda ilkeli bir duruş benimsediğini, temel hedefin bölgesel barış ve istikrar olduğunu vurguladı. Bakanlık kaynakları, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması” ilkesine bağlı kalındığını belirterek, yürütülecek her türlü faaliyetin bu çerçevede ele alındığını ifade etti.
Terör tehdidine karşı ortak mücadele
Açıklamada, Suriye topraklarında DEAŞ’ın yeniden yapılanma arayışları içerisinde olduğu, ayrıca bölgesel düzeyde faaliyet gösteren diğer terör örgütlerinin de güvenlik tehdidi oluşturmayı sürdürdüğü vurgulandı. Bu bağlamda, Suriye yönetimi Türkiye’den aldığı destekle, ülkenin doğusunda ve güneydoğusunda yeniden canlanma belirtileri gösteren DEAŞ hücrelerinin etkisiz hale getirilmesi konusunda daha koordineli bir mücadele yürütmek istiyor.
Ayrıca PKK/YPG unsurlarının Fırat’ın doğusunda etkinliğini artırdığına dair gelen raporlar doğrultusunda, Türkiye’nin sınır hattı boyunca kendi güvenliğini sağlamakla birlikte Suriye ile ortak güvenlik tedbirleri geliştirmeye açık olduğu belirtiliyor.
Diplomatik zeminde yeni bir dönem mi?
Suriye’den gelen resmî destek talebi, son dönemde Türkiye ile Suriye arasında arka kapı diplomasisinin ivme kazandığına dair yorumları güçlendiriyor. Özellikle son aylarda yapılan istihbarat ve savunma heyetleri arasındaki temaslar, iki ülke arasında güvenlik odaklı teknik iş birliğinin inşa edildiği bir döneme işaret ediyor.
Türkiye açısından bu sürecin yalnızca askerî bir mesele değil, aynı zamanda göçmen krizinin çözümüne, insani yardımların daha etkin ulaştırılmasına ve bölge halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkı sağlayacak stratejik bir hamle olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
İsrail saldırıları gerilimler gündemde
Suriye’nin Türkiye’den talep ettiği destek sadece DEAŞ’a karşı değil; aynı zamanda İsrail’in son dönemde artan hava saldırılarına ve içerideki yerel gerilimlere karşı da bir güvenlik zemini oluşturmayı hedefliyor. Özellikle Şam ve Süveyda hattında yaşanan gelişmeler, hem rejim güçlerini hem de sivil halkı zor durumda bırakıyor.
İsrail’in Temmuz ayı içerisinde Şam’ın batısında bazı askerî hedefleri vurduğu, bu saldırıların ardından Rusya ile yapılan koordinasyonun yetersiz kaldığı yönünde Şam yönetiminin rahatsızlık duyduğu biliniyor. Bu bağlamda Türkiye’nin, bölgede denge unsuru olarak yeniden inisiyatif alması beklentiler dahilinde değerlendiriliyor.
Türkiye'nin pozisyonu: Siyasi birlik, toprak bütünlüğü ve bölgesel istikrar
Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri, bu tür destek taleplerinin değerlendirilmesinde Türkiye’nin temel ilkelerinden taviz verilmeyeceğini vurguladı. Bakanlık açıklamasında, "Türkiye, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne öncelik veren bir yaklaşımla, başta terörle mücadele olmak üzere her türlü yapıcı iş birliğine açıktır" ifadeleri yer aldı.
Açıklamada ayrıca, bölge halkının huzur, güvenlik ve istikrar içinde yaşamasının ancak Suriye’nin kendi içinde yeniden yapılandırılması ve uluslararası destek mekanizmalarıyla güçlendirilmesiyle mümkün olabileceği kaydedildi.
Gözler Ankara-Şam hattında
Suriye’den gelen bu resmî askerî destek talebi, iki ülke arasında 2011 sonrası en açık ve net iş birliği sinyallerinden biri olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin bu talebe nasıl yanıt vereceği, sadece bölgesel değil küresel düzeyde de dikkatle izleniyor. Özellikle İran, Rusya ve ABD’nin bölgedeki varlığı ve çıkar dengeleri gözetildiğinde, bu tür bir yakınlaşmanın çok boyutlu etkileri olabileceği değerlendiriliyor.
Milli Savunma Bakanlığı, konuyla ilgili gelişmelerin kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılacağını ve bölgedeki tüm güvenlik dinamiklerinin titizlikle göz önünde bulundurulduğunu belirtti.