Ateşkes anlaşmasının üzerinden bir ay geçmesine rağmen terörist İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini kısıtlamayı sürdürmesi, bölgede yaşam koşullarını dayanılmaz hale getirdi. Çoğu yıpranmış çadırlarda barınan on binlerce Filistinli, yağmur ve soğukla baş edebilmek için acil barınma desteği talep ediyor.
Sarı Hat belası
10 Ekim’de imzalanan ateşkes anlaşmasının ilk aşaması kapsamında İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyinden güneydeki Refah’a kadar uzanan “Sarı Hat” olarak adlandırılan bölgeye çekildi. Ancak bu hat, Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasını kapsıyor ve hattın ötesine geçen ya da yaklaşan her Filistinli, İsrail ordusunun hedefi olma riskiyle karşı karşıya.
Bölgedeki siviller, sağlık, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlardan mahrum. İsrail’in saldırılarında şehit sayısı 69 bin 176’ya yükselirken, “ateşkes” sürecinde dahi Gazze’nin doğusunda yaşayanlar ölümle yaşam arasında sıkışmış durumda.
“Ne yiyecek ne içecek istiyoruz, bize çadır lazım”
Gazze’nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı’nda yaşayan Filistinliler, kışın gelişiyle birlikte barınma sorunlarının daha da ağırlaştığını belirtiyor. Kamp sakinlerinden Mahmud Debbak, “Savaşın bitmesini bekledik ama bitmedi. Şimdi de çadırlarımız yıprandı, kışı nasıl geçireceğimizi bilmiyoruz. Ne yiyecek ne içecek istiyoruz, bize çadır lazım.” sözleriyle çaresizliklerini dile getirdi.
Benzer şekilde, Cuhr ed-Dik’ten Bureyc’e sığınan Sefa Abdullah Cebr, iki yıldır aynı çadırlarda yaşadıklarını, yazın sıcaktan, kışın yağmurdan korunamadıklarını söyledi: “Gazze bir felaket bölgesi. İnsan hakları nerede? Batı da Arap ülkeleri de susuyor.”
“Ey dünya, neredesiniz?”
Yedi çocuk annesi Cebr, bir oğlunun bacağının kesildiğini, eşini ise savaşta kaybettiğini anlatarak dünyaya seslendi: “Çadırım yağmurda su alıyor, çocuklarım üşüyor. Sınırlar kapalı, çadır gelmiyor. Ey dünya neredesiniz? Biraz empati kurun!”
“Burada unutulduk”
Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi, Sarı Hat’a en yakın mülteci kampı olarak adeta “yasak bölge”ye dönmüş durumda. Bölge sakini Cemal Davud, “Su üç günde bir geliyor, o da içilmez durumda. Geceleri tank ateşi dinmiyor. Akşam ezanıyla birlikte yere siniyoruz.” sözleriyle yaşadıkları korkuyu anlattı.
Bir diğer sakin Halil Hamdiyye ise “Burada aşevlerinden yemek gelmiyor, hiçbir hizmet yok. Ateş açılıyor, çadırda ayağa kalkarsan ölürsün. Kışı severdik, ama artık kış gelmesin diye dua ediyoruz.” dedi.
Dünyanın en yüksek amputasyon oranı
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, yaptığı açıklamada İsrail’in saldırılarının yol açtığı sağlık krizine dikkat çekti. Bakanlık verilerine göre, 2023 Ekim’inde başlayan saldırılardan bu yana 5 binden fazla Filistinlinin uzvu kesildi. Bu oran, dünyada nüfusa göre en yüksek çocuk amputasyon oranını oluşturuyor.
Sağlık altyapısının tamamen çöktüğü, rehabilitasyon hizmetlerinin yetersiz kaldığı belirtilen açıklamada, Eylül 2025 itibarıyla yaralı sayısının 170 bini aşmasının beklendiği, bu kişilerin en az dörtte birinin uzun süreli rehabilitasyon ihtiyacında olacağı bildirildi.
Gazze yönetimi, ampute edilen kişilerin tedavisi için uluslararası bir bağış kampanyası başlatılacağını duyurdu.
Yaklaşan kış, yükü ağırlaştırıyor
Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilileri, altyapının çökmüş olması nedeniyle kış hazırlıklarının yetersiz olduğunu, çadırların yağmur ve soğuğa dayanamayacağını belirterek uluslararası yardım çağrısında bulundu.
Bölge halkı ise, bitmeyen savaşın ardından gelen ateşkesin yalnızca “bir sessizlik arası” olduğunu söylüyor. Şucaiyye’de yaşayan Ummu Muhammed el-Hurukli’nin sözleri, Gazze’nin halini özetliyor:
“Çocuklarım her mermi sesinde titriyor. Geceleri rüzgâr çadırı söküyor. Gitmek istiyoruz ama gidecek yer yok.”
AA