Şâfiî fakihi Ebû Zekeriyyâ Muhyiddîn Ahmed b. İbrâhîm İbn Nehhâs’ın (ö. 1411) Arapça kaleme aldığı “Meşâri‘u’l‑Eşvâk ilâ Mesâri‘i’l‑‘Uşşâk”, Memlük döneminden itibaren cihad ve gazâ literatürünün temel kaynaklarından sayılıyor. Metin, Kur’ân âyetleri, hadisler ve erken dönem gazâ menkıbeleriyle zenginleştirilmiş 33 bâb ve bir hâtime içeriyor.
Bâkî’nin tercüme mirası
Osmanlı’nın “Sultânü’ş‑Şuarâ”sı Bâkî (ö. 1600), eseri Türkçeye “Fezâ’ilü’l‑Cihâd” adıyla aktardı. “Zigetvarnâme” türünde bir mukaddimeyle açılan tercüme, cihadın fazileti, serhat bekçiliği, deniz seferlerinin üstünlüğü, ganimet fıkhı ve harp stratejisine dair bölümleri Hanefî ulemanın görüşleriyle zenginleştiriyor. Çalışma, Sokollu Mehmed Paşa’ya takdim edilerek dönemin gazâ siyasetini yansıtan önemli bir kaynak hâline geldi.
Yeni neşir
Yazma Eserler Kurumu, Ali Emîrî Şer‘iyye koleksiyonundaki 1286 numaralı nüshayı esas alarak eserin tıpkıbasım ve transkripsiyonlu metnini hazırladı. Yayın, müellif biyografisi, tercüme geleneği ve metin karşılaştırmalarıyla desteklenerek araştırmacılara sunuldu. Kurum yetkilileri, klasik cihad literatürünün Türkçedeki sürekliliğini vurgulayarak “Fezâ’ilü’l‑Cihâd”ın ilmî ve edebî değerine dikkat çekti.