24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya Camii, 86 yıl sonra aslına rücu ettirilerek cami olarak yeniden açıldı. 

Ayasofya'nın müzeleştirilmesi

Ayasofya, 1453 yılından, 1935 yılına kadar 482 sene boyunca Müslümanlara cami olarak hizmet etmiş, daha sonra Mustafa Kemal’in emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile kanunsuz bir şekilde müzeye çevrilmiş ve 1 Şubat 1935’de müze olarak, yerli ve yabancı ziyaretçilere açılmıştır. 1936 tarihli tapu senedine göre, Ayasofya “57 pafta, 57 ada, 7. parselde Fatih Sultan Mehmed Vakfı adına Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi” adına tescillidir.

Ayasofya Camii, o süreçten 24 Temmuz 2020 yılına kadar müze olarak kalmıştır.

Ayasofya'nın yeniden aslına dönüştürülmesi

Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay 10. Dairesi kararını verdi ve Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.

Gerekçede, Ayasofya'nın, statüsü muhafaza edilerek, hukuk düzeninde güvence altına alınan özel hukuk tüzel kişiliğini haiz mazbut vakıf niteliğindeki Fatih Sultan Mehmet Han Vakfının mülkiyetinde olduğu kaydedildi. Ayasofya'nın, vakfedenin iradesi gereği, sürekli şekilde cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu, bedelsiz kamunun istifadesine terk edilmesi yönüyle hayrat taşınmaz niteliği taşıdığı, tapu belgesinde de cami vasfı ile tescilli bulunduğuna dikkati çekilen gerekçede, şu ifadeler yer aldı:

4 Mart 1931: Şeyh Esad Erbili zehirlenerek şehit edildi 4 Mart 1931: Şeyh Esad Erbili zehirlenerek şehit edildi

“Vakıf senedinin, hukuk kuralı etki değer ve gücünde olduğu, vakfedilen taşınmazın vakıf senedindeki niteliğinin ve kullanım amacının değiştirilemeyeceği, bu hususun tüm gerçek tüzel kişiler kişilerle birlikte davalı idare için de bağlayıcı olduğu kuşkusuzdur.

Türk hukuk sisteminde kadimden beri korunarak yaşatılan Vakfa ait taşınmaz ve hakların vakfiyesi doğrultusunda istifadesine bırakıldığı toplum tarafından kullanılmasına engel olunamayacağı, vakıf senedinde sürekli olarak tahsis edildiği cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.”

Erdoğan: Hayırlı olsun

Danıştay’ın bu kararının hemen akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Twitter hesabından “Hayırlı olsun” mesajıyla birlikte Ayasofya Camiinin yönetiminin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına karar verildiği belirtilen kararname paylaşıldı.

Gözyaşlarıyla dinlenen ezan

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaşımının ardından Müslümanlar İstanbul’un muhtelif semtlerinden gelerek Ayasofya önünde toplanmaya başladı.

Uzun bir süredir Ayasofya Camii’nden ezan okunmasına mukabil 10 Temmuz Cuma günü Ayasofya’dan okunan ezan daha bir mânâlıydı. Meydanda toplanan Müslümanlar ezanı göz yaşları içinde Ayasofya’yı seyrederek dinledi, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması kararının ardından okunan bu ilk ezanı cep telefonlarıyla kaydetti.

detail-photo-fancybox-1

"Zincirler kırıldı Ayasofya açıldı"

Ayasofya meydanına akınını sürdüren Müslümanlar sık sık tekbir getirerek “Zincirler kırıldı Ayasofya açıldı.” sloganları attılar. Ulusal ve uluslararası basın da sürekli olarak Ayasofya’nın önünden canlı yayın yaparken halka mikrofon uzatarak hislerini öğrenmek istedi.

Müslümanlar Ayasofya’nın açılmasının Türkiye’nin bağımsızlığına kavuşmasının nişanesi olarak gördüklerini belirtirken meydandaki atmosfer adeta İstanbul’un yeniden fethedildiğini tedai ettirir cinstendi. Nitekim cami önünde toplanan Müslümanlar da İstanbul’un yeniden fethedildiğini hissettiklerini söylediler.

“Allah açandan da açtırandan da razı olsun!”

Ayasofya'nın aslına döndürüldüğü dönem Baran Dergisi olarak açılışını tebrik etmiş ve “Allah açandan da açtırandan da razı olsun!” manşetini atmıştık.

detail-photo-fancybox-0

İbdacılar yarım asır bunun kavgasını verdi

Ayasofya’nın müzeye çevrilmesinden sonra Ayasofya meselesini gündeme getiren, bu işin peşini bırakmayan ve bu kavganın öncüsü olan Üstad Necip Fazıl, onun ardından da İbdacılar olmuştur. Nitekim 1980’ler ve 1990’lar başta olmak üzere, günümüze kadar verilen bu kavganın medyada sıklıkla “İbdacılar Ayasofya Kavgasını Tırmandırıyor” minvalinde haberlerine rastlamak mümkündür. İbdacılar bu kavganın peşini bırakmamış, kavgayı Ayasofya yeniden aslî hüviyetine döndürülene dek, yeniden camiye çevrilene dek sürdürmüştür. Ayasofya’nın yeniden cami hüviyetine kavuşturulması, Kemalist rejimin kökünden çatırdamasına da yol açmıştır.

Baran Haber