Haberler

ABD, 6 binden fazla öğrencinin vizesini iptal etti: İsrail yanlısı baskının yeni tezahürü

ABD Dışişleri, 6 binden fazla öğrencinin vizesini iptal etti. Resmî gerekçeler “yasa ihlalleri” olsa da asıl hedef, üniversitelerde büyüyen Filistin dayanışması. Washington, Gazze’deki soykırıma karşı yükselen öğrenci protestolarını bastırmak için harekete geçti. Artık Gazze yalnızca Gazze değil; New York’tan Londra’ya her yer birer Gazze’ye dönüşüyor.

Abone Ol

ABD Dışişleri Bakanlığı, yıl başından bu yana 6 binden fazla öğrenci vizesinin iptal edildiğini doğruladı.

Açıklamada, iptallerin “süre aşımı, saldırı, alkollü araç kullanma, hırsızlık ve teröre destek” suçlarından kaynaklandığı öne sürüldü. Ancak özellikle Fox News’in haberinde, Filistin yanlısı protestolara katılan öğrencilerin hedef alındığı açıkça vurgulandı.

Bu durum, resmî gerekçelerin kılıf, esas nedenin ise üniversitelerde giderek büyüyen Filistin dayanışma hareketini sindirmek olduğunu gösteriyor.

Washington’un İsrail’e sadakati

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, daha mayıs ayında yaptığı açıklamada, “Filistin destekçisi protestolara katılan öğrencilerin vizeleri inceleniyor, iptaller gelecek” demişti. Şimdi yaşanan bu karar, Washington’un adeta İsrail’in taleplerine göre adım attığını kanıtlar nitelikte.

ABD yönetimi, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı kampüslerde yükselen tepkiyi kendi güvenliği için değil, doğrudan İsrail’in imajı için tehdit olarak görüyor. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı’nın aldığı karar, “ABD’nin değil İsrail’in güvenliği” refleksiyle verilmiş bir karar.

Küreselci–neocon ittifakının eseri

Bu süreçte iki klik öne çıkıyor:

  • Neoconlar, ABD’nin dış politikasını İsrail merkezli güvenlikçi bir çizgiye oturtmaya devam ediyor.

  • Küreselci elitler ise, Batı üniversitelerinde yükselen Filistin dayanışmasını kendi düzenlerine tehdit olarak algılıyor.

Her iki kesim de ABD Dışişleri üzerinde hem dışarıdan lobi, medya ve finans baskısı kuruyor, hem de içeride kadrolaşarak karar mekanizmasını ele geçiriyor. Böylece Dışişleri Bakanlığı, Amerikan çıkarlarını savunan bir kurum olmaktan çıkıp İsrail yanlısı küresel blokun icracı organı hâline geliyor.

Artık her yer Gazze

ABD’nin öğrenci vizelerini iptal kararı, sadece göçmenlik yasalarının uygulanması olarak görülemez; Filistin için ses çıkaran gençleri sindirme ve bastırma operasyonu niteliği taşıyor. Bu adım, özellikle son iki yılda ABD’nin dört bir yanında yükselen Filistin yanlısı protestoların hedef alındığını gösteriyor. 7 Ekim sonrası İsrail’in Gazze’de başlattığı topyekûn saldırılar, Amerikan üniversitelerinde görülmemiş bir dalga oluşturdu. Columbia’dan Harvard’a, MIT’den Berkeley’e kadar pek çok üniversitede öğrenciler kampüslerini işgal etti, çadır kampları kurdu, yönetim binalarını abluka altına aldı. Üniversite senatolarında ve akademik kadrolar arasında dahi Filistin’e destek bildirileri yayımlandı.

Bu süreçte üniversite yönetimlerinin büyük kısmı Gazze’deki soykırıma gözlerini yumdu. İsrail ile iş birliği yapan şirketlerle bağlarını koparmayı reddeden, Filistin’e destek veren öğrencileri disiplin cezalarıyla tehdit eden yönetimler, Washington’un sessiz onayıyla hareket etti. Fakat öğrenciler bu sessizliği bozdu. Kampüslerde “Free Palestine” sloganlarıyla yükselen dalga, ABD’nin İsrail karşısındaki ikiyüzlülüğünü tüm dünyaya ifşa etti.

Dışişleri’nin vizeleri iptal etmesi, bu gençlerin yükselen sesine verilen bir cevap oldu. Amaç, Filistin yanlısı hareketin kökünü kazımak ve Amerikan topraklarında İsrail’e karşı en küçük bir muhalefetin dahi var olamayacağı mesajını vermekti. Bu karar, yalnızca binlerce öğrencinin eğitim hayatını sona erdirmedi; aynı zamanda ABD üniversitelerinde Filistin davasına destek veren hareketi susturma amacı taşıdı.

Ancak bu baskılar, gençlerin mücadelesini durdurmadı. Tam aksine, öğrenci eylemleri Gazze meselesini küresel bir sembole dönüştürdü. Artık Gazze sadece Gazze değildir; New York’ta da, Londra’da da, Paris’te de, İstanbul’da da birer Gazze vardır. Üniversite kampüslerinden sokak meydanlarına taşan bu dalga, Filistin direnişinin dünyanın dört bir yanına yayıldığını ve zulmün karşısında susmayacak yeni bir kuşağın yükseldiğini ortaya koymaktadır.

AA, Baran Dergisi

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }