Haberler

"Abu Dabi sırları" kirli ittifakı deşifre etti

Fransa’da Müslümanlara yönelik devlet baskısını meşrulaştıran "İslamcı Ayrılıkçılık" yasasının ve Müslüman toplumunu ötekileştiren siyasi atmosferin arka planında, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) istihbaratının parmak izleri tespit edildi. Fransız araştırmacı gazetecilik platformu Mediapart tarafından yayımlanan ve "Abu Dhabi Secrets" (Abu Dabi Sırları) adı verilen dosya, Fransa’daki İslam düşmanı dalganın BAE tarafından finanse edilen ithal bir operasyon olduğunu ortaya çıkarıyor

Abone Ol

Manipülatif anketler ve BAE finansmanı

Fransa’da son yıllarda Müslümanlara ait camilerin denetlenmesi, sivil toplum kuruluşlarının (STK) kapatılması ve Müslümanların potansiyel suçlu muamelesi görmesiyle sonuçlanan sürecin temel dayanaklarından biri olan "kamuoyu verileri", şaibeli bir para trafiğiyle oluşturuldu. Mediapart’ın ifşa ettiği belgelere göre, Fransa hükümetinin sert politikalarına zemin hazırlayan raporlar doğrudan BAE tarafından sipariş edildi ve fonlandı.

Özellikle 2016 yılında liberal düşünce kuruluşu Institut Montaigne tarafından servis edilen ve "Fransa’daki Müslümanların yüzde 28’inin Cumhuriyet yasaları yerine Şeriat kurallarını benimsediği" iddiasını taşıyan anket, bu manipülasyonun merkezinde yer alıyor. O dönem Fransız siyasetini sarsan ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un "Ayrılıkçılık Yasası"nı çıkarmasına sebep olan bu veri, aslında bilimsel bir tespitten ziyade sipariş üzerine hazırlanmış bir algı operasyonu ürünüydü.

Hakim El Karoui ve Saray bağlantıları

Skandalın kilit ismi olarak Institut Montaigne’in kıdemli üyesi ve Cumhurbaşkanı Macron’un eski danışmanı Hakim El Karoui öne çıkıyor. Belgeler, Karoui’nin BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’e (MBZ) yakın isimlerle sıkı bir işbirliği içinde olduğunu kanıtlıyor. Karoui’nin, Fransa’daki Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketini ve siyasal İslam’ı bir "ulusal tehdit" olarak kodlayan raporlar hazırlaması karşılığında BAE’den yüklü miktarda finansal destek arayışına girdiği anlaşılıyor.

Karoui’nin yürüttüğü strateji, BAE’nin Ortadoğu’da "Siyasal İslam ile mücadele" adı altında yürüttüğü, ancak özünde tüm bağımsız İslami hareketleri tasfiye etmeyi amaçlayan ajandasını Fransa’nın başkenti Paris’e taşımak üzerine kuruluydu.

İsviçreli casusluk şirketi Alp Services

Kirli işbirliğinin saha operasyonları ayağında ise İsviçre merkezli istihbarat ve dedektiflik firması Alp Services bulunuyor. Mediapart ve Middle East Eye’ın analizlerine göre, BAE istihbaratı bu şirket aracılığıyla Fransa’daki yüzlerce Müslüman aktivisti, gazeteciyi ve STK temsilcisini yasadışı yollarla fişledi. Toplanan bilgiler, "Müslüman Kardeşler ağı" yaftasıyla kriminalize edilerek Fransız istihbaratına servis edildi. Bu bilgiler, masum insanların "terör"le ilişkilendirilmesine ve banka hesaplarının dondurulması gibi ağır yaptırımlara maruz kalmasına sebep oldu.

Hedef: Avrupa’daki müslüman varlığını kontrol altına almak

BAE’nin bu pahalı ve karmaşık operasyonunun ardındaki temel motivasyon, sadece Paris yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirmekle sınırlı değil. Asıl gaye, Arap Baharı sonrasında Ortadoğu’da yükselen İslami uyanışın Avrupa’daki entelektüel ve sivil uzantılarını yok etmek.

BAE, Avrupa’daki karar alıcı mekanizmaları manipüle ederek şu hedeflere ulaşmayı planlıyor: Müslüman sivil toplum kuruluşlarını "ayrılıkçı" veya "terörist" ilan ettirerek tasfiye etmek. Müslümanların örgütlenme ve ifade özgürlüğünü kısıtlamak. Kendi kontrolünde olan, Batı emperyalizmine itiraz etmeyen, suya sabuna dokunmayan bir "Ilımlı İslam" modelini Avrupa’da tek geçerli model haline getirmek.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }