Putin, 10 yıl aradan sonra ilk kez ABD topraklarına adım attı. Alaska’da kırmızı halı ve savaş uçaklarının gösteri uçuşuyla karşılanan Rus lider, uluslararası alanda yeniden kabul gördü. Üç saat süren görüşmeden herhangi bir anlaşma çıkmasa da, Putin izolasyondan kurtulmuş bir görüntü sergiledi. Trump ise basın toplantısında Ukrayna’nın “güçsüzlüğünü fark etmesi gerektiğini” söyleyerek Kiev’in toprak tavizine hazır olması gerektiğini vurguladı.
Zirvenin Alaska’da yapılmasının nedeni, Trump’ın Moskova’ya gitmek istememesi, Putin’in ise Washington’u reddetmesiydi. Bu nedenle tarafsız bir mekân olarak Alaska seçildi. Görüşmeye ne Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ne de Avrupalı liderler davet edildi. Masada yalnızca Trump ve Putin’in bulunması, Ukrayna’nın artık sürecin dışında bırakıldığının en açık göstergesi oldu.
Trump, Putin’le yapılan görüşmede Ukrayna’da toprak takası konusunun gündeme geldiğini belirtti. NATO çerçevesinde olmasa da Avrupa ülkeleriyle Kiev’e güvenlik garantisi verilebileceğini söyledi. Putin ise krizin kök nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade ederek, Trump’ın 2022’de başkan olması halinde savaşın başlamayacağını iddia etti.
Alaska zirvesi, somut bir anlaşma getirmedi ama yeni bir gerçeği ortaya koydu: Ukrayna, Batı’nın sağladığı milyarlarca dolarlık destek ve silah yardımına rağmen artık bu sürecin asli tarafı olmaktan çıkarılıyor. Büyük güçler arasındaki yeni denklemlerde Ukrayna, kendi geleceğini belirleme imkânından giderek uzaklaştırılıyor.