Haberler

Erdoğan: Necip Fazıl, fikirleriyle nesilleri peşinden sürükleyen aksiyon adamıdır

Erdoğan, "Necip Fazıl şiirleriyle, fikirleriyle, idealleriyle önder olan, kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olabilmiştir. Çünkü Üstad, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiş, gerçek bize samimi bir kalple seslenebilmiştir. Necip Fazıl'ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kast edip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur." dedi.

Abone Ol

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın destekleriyle düzenlenen 2024 Necip Fazıl Ödülleri sahiplerini buldu. Ödüller, Furkan Çalışkan, Naime Erkovan, Dr. Mustafa Merter, Gülşen Funda, Süleyman Mansur, Nehir Aydın Gökduman, Muzaffer Ertürk ve Hasan Çelebi'ye verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni'nden açıklamalarda bulundu:

● Ufkumuzu açan fikirleriyle, hepimize emsal teşkil eden mücadele azmiyle Üstad Necip Fazıl davamızın abide isimlerinden biriydi.

● Üstad, milletimizin ruh kökü olarak gördüğü İslam'ı bu topraklardan, bu aziz milletin hafızasından kazımaya çalışan müstevli uşaklarının karşısına cesur bir kumandan edasıyla dikildi.

● Sayısız takibata uğradı. Karşısına nice engeller çıkarıldı. Zindanlara, yılanlı kuyulara kapatıldı. Fakat hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı. Günün birinde hâkim, artık bıktık, ne zaman kurtulacağız senden deyince, Üstadın verdiği cevap çok manidardır. Siz bu yolda hancı, ben de yolcu olduğu müddetçe kurtulamayacaksınız.

● Basiretli, dirayetli, ferasetli duruşuyla Anadolu'nun cesur evlatlarına rehberlik etti. Kitlelere yol gösterdi. Mücadele ruhu aşıladı. Sabırla yükselttiğimiz fikir ve sanat binamızın ser levhalarından biriydi.

● Şairin yüreğinden doğan şiir, millet irfanının sese, söze, fikre dökülmüş halidir. Onlar birbirini ismen, şeklen ve ruhen tanımayan insanların kalpleri arasında kelimelerle bağ kurar, yol açar, yoldaş olurlar. Öz değerlerinden beslenen bu şairler, mısralarıyla milli şuuru besler, milli kimliğin ihyasına ve inşasına hizmet ederler. Üstad tam olarak işte böyle bir şairdir.

● Üstad'ın şiirleri medeniyetimize düşülmüş birer dipnot hükmündedir.

● Allah rahmet eylesin. Sultanahmet Meydanı'nda, malum ısı kulesi, Üstad konuşuyor, fakir de o gün taklimini yapıyor. Ve oradan eliyle Ayasofya'yı gösteriyor. Ayasofya bir gün açılacak, bir gün açılacak, bir gün açılacak diyordu. Üstad böyle ileri görüşlü biriydi ve açmak da bu fakire nasip oldu.

● Üstadın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır. Davamızı, ülkümüzü anlatır. Derinlerdeki cevherimizi ortaya çıkarır.  

● Necip Fazıl'ın şiirlerini okuyan bir yabancı dahi bizi ve tarihimizi net bir şekilde görür. Yaşadığımız acıları, çektiğimiz çileleri anlatır.

● Necip Fazıl şiirleriyle, fikirleriyle, idealleriyle önder olan, kendisinden sonraki nesilleri bile peşinden sürükleyen bir aksiyon adamı olabilmiştir. Çünkü Üstad, bentleri yıkıp atan şiirleriyle milletin yüreğine ayna tutabilmiş, gerçek bize samimi bir kalple seslenebilmiştir.

● Necip Fazıl'ın en büyük kavgası, bu milletin geleceğine kast edip toplum mühendisliğine soyunanlarla olmuştur.

● Üstad, tek parti zihniyetinin köklerinden koparılmış, gençlik projesine karşı çıkmış, kim olduğunu, nereden geldiğini, neler yapabileceğini bilen bir neslin yetişmesi için son nefesine kadar emek vermiştir.

● Üstad'ın ideal gençliği, zaman ve mekân bana emanettir, şuurunda olan bir gençlik. Gerçek hürriyeti Hakk'a kullukta gören bir gençlik, kökleri ezele, dalları ebede uzanan bir gençlik, dilinin, dininin, ilminin, kininin davacısı bir gençlik, bütün insanlığa model teşkil edecek bir gençlik. Kim var diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diye ortaya çıkacak bir gençliktir.

● Üstadın uğruna ömrünü adadığı gençlik, binlerce yıllık, kadim tarihimizden süzülüp gelen ecdadın cevherini, maneviyatını, imanını, ahlâkını, kahramanlığını ve hayalini, benliğini harç etmiş, hıfz etmiş bir gençliktir. İşte bu gençliktir ki, modern zamanlarda milli benliğini ve öz değerlerini koruyarak, evvela kendisini yükseltecek, sonra da milletini yüceltecek ve kızıl elmaya uzanacaktır. Bu yönüyle Üstad'ın ideal gençliği bizim de idealimizdeki gençliktir.

● Türkiye Yüzyılı hedeflerine kilitlendiğimiz bu tarihi dönemeç, Üstad Necip Fazıl'ın Büyük Doğu ismiyle kavramlaştırdığı hedefle aittir. Bugünkü klavye kahramanlarının ve sosyal medya şovmenlerinin bunu anlaması elbette zordur. Sınır ötelerinden okyanus ötelerinden esen rüzgarlarla yelkenlerini şişirenler, milletinin duygularına tercüman olmuş Necip Fazıl'ın zaman geçtikçe daha da büyüyen mirasını kavrayamazlar. Çünkü Üstad, hakir görülen, değersiz gösterilen milletimizin hasletlerine seslenmiş, o hasletleri söz ve fikir sancağı haline getirmiştir.

● Şiirleriyle milletimizin yüreğindeki konuları dışarı çıkarmış, hepimizin takip ettiği, yarınlarda da takip edilecek işaret fişeklerine dönüştürmüştür. Bizim kuşağımızı uyandıran Üstad'ın yaktığı bu meşale, bugün de yarın da yolumuzu aydınlatmaya, bize yön göstermeye devam edecektir.

● Duygu ve düşünce dünyamız bizi içinde yaşadığımız toplumla bazen birleştiren, bazen de farklı kılan en bariz vasfımızdır. Bir buğday tarlasındaki başaklardan bazılarının daha yüksek durduğu gibi büyük kalabalıklar arasında da fikirleriyle, yazılarıyla, gönül tellerimize dokunan şiirleriyle temayüz eden nice fikir, kalem, kelam erbabı çıkabiliyor. Merhum Necip Fazıl Kısakürek'i bu özel insanların son örneklerinden biri olarak kabul ediyoruz.

● Üstadı yakinen tanıyanlar, onu herkesten farklı kılan 3 önemli hasletinden bahsederler. Bunlardan ilki, yaşadığı çalkantılı hayata, girdiği polemiklere, maruz kaldığı siyasi baskılara, adli takibata, yargılamalara, hapis cezalarına ve yakasını bir türlü bırakmayan şeker hastalığına rağmen dinç bir vücut ve kafa yapısını muhafaza edebilmiş olmasıdır. Onun her şeye rağmen pes etmeyen, eğilmeyen, yıkılmayan kişiliği daima takdir ve hayranlıkla yad edilmiştir.

● Üstad'ın ikinci mümeyyiz vasfı, emsalsiz sanatkarlığıdır. Necip Fazıl, şiirden tiyatroya, edebiyatın her sahasına mührünü vurduğu gibi siyasi, içtimai, tarihi konulara dair yazdığı kütüphane dolusu eserleriyle de yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir.

● Bir müellif için sanatın, edebiyatın veya ilmin pek çok dalında yetkinleşip farklı eserlere hayat vermek elbette takdire şayan bir meziyettir. Bilhassa şiirdeki mevkini anlamamız için ona layık görülen Sultan-ı Şuara, yani şairlerin sultanı. Üstad'a bu layık görüldü. Bunu hatırlamamız kafidir. Üstad maveranın, metafiziğin, ötelerin ve sezişlerin insanıydı.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }