Geçmişte İsrail istihbaratında çalışmış olan Raphael Kudüs, “Orta Doğu'da su krizi: Savaş potansiyeli mi yoksa barış faktörü mü?” başlıklı bir analiz yayınladı.

İran ile Taliban arasında su krizi

I24News’te yayınlanan analizde, geçtiğimiz ay İran ile Taliban arasında yaşanan su krizine değinildi.

Raphael Kudüs, “Afgan dağlarından inen Helmand Nehri, suları güneydoğu İran'ın tarım alanlarını sulayan Hamoun Gölü'ne dökülüyor. Afganistan’ın hidroelektrik barajı nehir suyunun akışını düzenliyor.

1973 tarihli bir anlaşma, Helmand sularının dağıtımını yönetir. Ancak son zamanlarda İranlılar, Taliban'ı bu anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor; 27 Mayıs'ta taraflar çatıştı. İki taraftan da insanlar öldü. Su savaşlarını mı seyredeceğiz?” diye soruyor.

Dünyanın susuzluk tehlikesi altında olduğunu söyleyen Raphael Kudüs, “Susuzluk tehdidi altındaki 10 ülkeden 7’si, Nil Nehrine bağımlı. Afrika ülkeleri Nil’den istifade ediyor. Ayrıca Mısır başta olmak üzere, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, mali zenginliklerine rağmen ellerindeki doğal kaynakların sekiz katı kadar su tüketimini yönetmek için mücadele ediyor.” dedi.

Dicle, Fırat, Nil Havzası ve Ürdün Vadisi’ne dikkat çekti

“Bu çöl bölgesinde kuraklık otuz yılda ikiye katlandı. Pek çok uzman, bu durumun kötüleşmeye devam etmesi halinde en kritik üç bölgede çatışmalara yol açabileceğini düşünüyor: Dicle ve Fırat Havzaları, Nil Havzası ve Ürdün Vadisi.” diyen eski Yahudi subayı Raphael “1990'ların başından bu yana, Suriye, İsrail ve Ürdün’ün üç sınırının kavşağında yapılan gizli toplantılar, Ürdün sularının adil bir şekilde dağıtılmasını sağladı. Ürdünlü meslektaşlarımızla diyalog başlatabildik ve gelecekteki bir barış anlaşması için ilk kilometre taşları olan güvenlik konularını tartışabildik.” ifâdelerini kullandı.

Putin: DEAŞ genellikle ABD'nin düşmanlarına saldırıyor, ne garip bir tesadüf! Putin: DEAŞ genellikle ABD'nin düşmanlarına saldırıyor, ne garip bir tesadüf!

İsrail’in su alanında bir süper güç olduğunu belirten Raphael Kudüs, “Biz tahliye edilen suyun yüzde 86'sı geri dönüştürebiliyoruz. Boru hattımız o kadar gelişti ki, suyu uydular vasıtasıyla seyredebiliyoruz. Ama hepsinden önemlisi, İsrail deniz suyunun tuzdan arındırılması sürecinde benzersiz bir ustalığa sahip. İsrail arındırdığı bu suyu diğer uluslarla paylaşabilir. Bunu koz olarak kullanabiliriz.”