İsrailli askeri analist, Haaretz için kaleme aldığı makalede, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü kara harekatına ve savaşın hedeflerinden biri olan esirlerin geri getirilmesine ilişkin değerlendirmede bulundu.
İsrail ordusunun, 7 Ekim'de Gazze sınırındaki yerleşim birimlerine yönelik saldırının ardından, 20 yılı aşkın bir süredir tartışma konusu olan kara harekat planlarının gündeme geldiğini kaydeden Harel, makalesine şöyle devam etti:
"İsrail'in verdiği kayıplar, Hamas'ı yenmek için kara harekatından başka bir seçenek olmadığı düşüncesini doğurdu. İsrail kamuoyu da yıllardan sonra ilk defa bu gaye uğruna askerlerin ölmesine izin vermeye hazır hale gelmişti.
Ancak oluşan bu konsensüs -1982'de Lübnan'da olduğu gibi- zaman geçtikçe zayıflayan iki şarta bağlıydı: savaşın net bir hedefinin olması ve zaferin mümkün olduğunun anlaşılması.
Bu şartların gerçekleşmesinin mümkün olup olmadığı konusunda şüpheler belirmeye başlayınca Gazze'de tehlike de büyüyecek. Gelecek ay, askeri 'operasyonların' yapısında bir değişiklik olması ihtimali daha önce açıklanan hedeflerin gerçekleşmesi konusunda şüphe oluşturacak. Gazze'de savaş bu şekilde giderse İsrail askerlerinin ölüm haberleri de gelmeye devam edecek."
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Galant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin, Hamas'a ancak askeri baskı uygulayarak taviz verdirebileceklerini düşündüklerini kaydeden Harel, kendi görüşünü şu şekilde savundu:
"Şu aşamada Hamas taviz vermeye hazır görünmüyor. Katarlı arabulucular, saklanmakla meşgul olan Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar'la iletişim kurmanın güçlüğünden şikayet ediyor. Hamas sözcüleri de esir takası müzakerelerinin başlaması için İsrail'in Gazze'den çekilmesini ve saldırıların durmasını şart koşuyor.
İsraillilere göre bu kabul edilebilir bir şey değil ancak alıkonuldukları şartlar düşünüldüğünde esirlerin akıbetleriyle ilgili endişeler artıyor ve yaşadıkları cehennemden kurtarılma ihtimalleri de her geçen gün azalıyor."