İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını taşıyan binlerce çifte vatandaşın da fiilen katıldığı artık gizlenemez bir gerçek. Bu kişiler hem İsrail vatandaşı, hem de Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyor. Ellerinde Türk pasaportuyla Gazze'de çocuk, kadın, yaşlı ayırt etmeksizin insan öldürüyorlar. Bu ihanete sessiz kalınamaz.
Yaklaşık 4000 kişilik çifte vatandaş grubunun, İsrail ordusu saflarında Gazze'de aktif şekilde görev aldığı, bazılarınca sosyal medya paylaşımlarıyla itiraf edildi. Ellerine silah alan ve mazlumlara kurşun sıkan bu kişilerin Türkiye topraklarında hiçbir meşruiyeti yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti, soykırımın ortağı olan bu yapıları barındırmamalı. Bu şahısların tespit edilip yargılanmasını, vatandaşlıklarının derhal iptal edilmesini ve ülkemizden sınır dışı edilmeleri gerekiyor.
İsrail anayasasına göre her İsrail vatandaşı, başka bir ülkede yaşasa dahi İsrail çıkarları doğrultusunda hareket etmeye mecburdur. Bu, Türkiye için açık bir güvenlik tehdididir. Mossad ve İsrail ordusuyla bağlantılı bu isimlerin Türkiye’de bulunması bir güvenlik zaafı.
Bu şahıslar yalnızca Gazze'de katliam yapmıyor, aynı zamanda Türkiye’de yıllardır milli yapıları içeriden kemiren organizasyonların parçası olarak hareket ediyorlar. Kemalizm perdesi arkasına saklanarak kritik kurumlara sızan bu yapılanmaların kökü kazınmalıdır.
HÜDA PAR’ın Yasa Teklifi Kabul Edilmelidir
İsrail saflarında savaşan, soykırıma ortaklık eden tüm çifte vatandaşlar hakkında kapsamlı bir yasal düzenleme şarttır. HÜDA PAR’ın bu yönde sunduğu teklif derhal Meclis gündemine alınmalı ve kabul edilmelidir. Bu mesele, yalnızca güvenlikle değil, insanlıkla ilgilidir. Sınırlarımızı, vicdanımızı ve onurumuzu korumak adına bir an önce gereği yapılmalıdır.
