Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’nun açıklamalarına göre, saldırılar Antioquia bölgesinde devletin yürüttüğü uyuşturucu ile mücadele operasyonlarını hedef aldı. Helikopterin, koka tarlalarının imha edilmesi sırasında insansız hava aracıyla vurulması, örgütlerin taktiklerini giderek daha gelişmiş yöntemlerle yürüttüğünü gösteriyor. Aynı gün Cali’de askeri bir eğitim üssü yakınında düzenlenen araç bombası saldırısı da devletin güvenlik güçlerini doğrudan hedef aldı.
Uyuşturucu pazarının Batı bağlantısı
Kolombiya’daki uyuşturucu ekonomisinin temel tüketici pazarı ABD ve Avrupa ülkeleri. Bu pazarlar ayakta kaldığı sürece, yereldeki silahlı gruplar finansal kaynak bulmaya devam ediyor. Saldırılar, bu gelir ağını kesmeye çalışan devlet operasyonlarına karşı misilleme niteliği taşıyor. Başka bir ifadeyle, Batı’daki tüketim bağımlılığı, Kolombiya topraklarında kanlı çatışmalara yol açıyor.
ABD’nin militarist müdahalesi
Washington yönetiminin yıllardır devrede tuttuğu Plan Colombia ve askeri yardımlar, ülkeye doğrudan Amerikan etkisini yerleştirdi. Ancak bu yardımlar barışı değil, silahlı çatışmaların sürmesini beraberinde getirdi. Helikopter saldırısında hedef alınan araçların ABD finansmanı ile alınmış olması, Kolombiya’daki savaşın Batı’nın desteğiyle nasıl devam ettiğini gözler önüne seriyor.
Batılı şirketler ve çıkar çatışmaları
Kolombiya, zengin maden ve enerji kaynakları sebebiyle Batılı çok uluslu şirketlerin iştahını kabartıyor. Devlet, bu şirketlerin çıkarlarını koruyan bir rol üstlenirken, silahlı gruplar da yereldeki halk desteğini kazanmak için bu çıkar ilişkilerini hedef alıyor. Bu tablo, ülkenin yalnızca bir iç çatışmaya değil, aynı zamanda Batı merkezli ekonomik sömürüye karşı da mücadele verdiğini ortaya koyuyor.
Yarım kalan barış süreci
2016’da imzalanan barış anlaşması, Batı’dan finansal destek görmesine rağmen sahada tam olarak uygulanamadı. ABD ve Avrupa’nın siyasi gösteriye dönüşen bu “barış yatırımları”, güvenlik boşluğunu dolduramadı. Bu eksiklik, ayrılıkçı fraksiyonların yeniden silahlanmasına ve şiddetin tırmanmasına zemin hazırladı.
Kolombiya’daki saldırılar, yalnızca bir iç güvenlik meselesi değil. Uyuşturucu bağımlılığı ile beslenen Batı pazarları, ABD’nin militarist müdahaleleri ve Batılı şirketlerin ekonomik çıkarları bu şiddet ortamını körüklemeye devam ediyor. Kolombiya, hem içerideki ayrılıkçı şiddetle hem de dışarıdan dayatılan yeni sömürgeci politikalarla mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
Kaynaklar: AP, Reuters, Baran Dergisi