Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye’nin nüfusunun hızla azaldığını, hanelerin yarısında çocuk olmadığını ve ilkokul çağındaki çocuk sayısının önümüzdeki beş yılda 900 bin düşeceğini açıklamıştı. Bakan sorunun kaynağı olarak aile kurumunun zayıflamasını göstermiş ve bunu “beka meselesi” olarak tanımlamıştı.
- Aile, çocuk ve toplum alarm veriyor!
- Bakan Göktaş: Türkiye’de doğurganlık oranı tarihin en düşük seviyesinde
- İş hayatı kadının doğurmasını engelleyen bir süreç
Ama aynı Bakan iş laftan çıkıp somut adım atmaya geldiğinde tam tersi bir istikamet olarak, kadınları iş hayatına yönlendiren projeleri övüyor. ‘Yükselen Kadınlar Girişimcilik Eğitim TIR’ı’ ile kadınları Ankara’dan Karadeniz’e yol aldıran programda markalaşma, pazarlama, e-ticaret gibi eğitimlerle kadınlar evlerinden, ailelerinden, çocuklarından koparılıyor. Kadının aslî rolünden uzaklaştırılması, Bakan'ın kendi verdiği nüfus uyarısının tam tersine döndürülmüş bir hâl ortaya çıkarıyor.
Kadınları aile ve evden uzaklaştıran politikalar teşvik edilirken, nüfusun azaldığı kaygısı dile getiriliyor. Bakanın hem aileyi koruma iddiasıyla sözler söylemesi hem de kadınları iş hayatına yönlendirme teşviki, birbirine fiilen kurşun sıkıyor.
Türkiye’nin nüfus ve aile sorunu sadece rakamlarla ölçülemez. Kadın, aile ve çocuk eksenindeki bağ güçlendirilmediği sürece problem daha da büyür. Kadın aileden, evden ve doğurma rollerinden koparılırsa Bakan'ın “beka” uyarısı havaya söylenmiş boş bir laf olmaktan öteye geçemez.
