MATLA’ Beyit: Şeb ki miftah-ı meh-i nev ola gencine-güşâ / Kıla peymâne-i gerdûnu cevâhir-peyma. — (Fuzûlî)… “Gece ki yeni AY anahtarı hazinesini açar — Dönen şarab kadehi cevher ölçsün!”… Şarab: Tasavvufta hakikat. Sırr.
*
ŞEB-Gece. Karanlık. (İlk önce belirtilmesi gereken husus, gecenin, muhatab kişi karşısında bir sır, gizleme, bilinmez olduğudur; bu söylendiği ânda, gece hakikatinin, CİSİMLERİ inhisarına ve içine aldığı bir idrak olduğu, ama karşısındakine idrak vermediğidir. Böyle bir kuşatan karşısında insan, onun karşısında görülen, ama onu görmesi “kendinden” olandır… Mavera-üt tabia’ ve mavera-üt tab’ –metafizik ve fizik– âlemi beraber, yaratılışın CİSMİ gece, gündüz ise onun ruhu; duyu karşısında akıl, suret karşısında ruh gayb karşısında şehadet… Dikkat edilmesi gerekir ki, “bilinmeyen” gece oldukta, yerine göre gece ve gündüz mânâsı da değişir; anlaşılıyor ki, gece, malûm gece olarak da Güneş’in gitmesiyle tabiî olarak gelen değil, Allah’ın bir yaratığıdır ve bu çerçevede gece “karanlık” olmayabilir de; gece bir cisim olmanın yanında, aydınlığın AYN’ı ve bir keyfiyettir de… Yevmiye: “Kemmiyetlerin de bir keyfiyeti vardır, meselâ BİR sayısı aynı zamanda bir keyfiyettir!”… Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’nin MUSA Aleyhisselâm’dan “geceyi gündüz etmeyi öğrendiğini” söylemesi; bu hikmet seziliyor… İngilizce, KEYNETO: Temel düşünce, ana ilke, esas şiar. İsnad edilen, kendisine dayanılan, isbatta kendisine dayanılan… KEYNETO: KEYNOTO… KEYN-OTO… Keyn: Anahtar… Oto: Zâtî. Kendiliğinden… Şekil, insan tabiatına uygun olan; ve varlığın muhtevasından şuurun çıkardığı “form-şekil” davası, insanın varlığı kavramaya dair “yapma varlıkı”dır ki, “yapma” insanın zâtî hüviyetine âit “gölgesi-psikolojisi” ile alâkalıdır… Yunanca’da teknike “oyuncak” denmesi, eşya plânındaki “araç-gereç” anlamını da içine alan bir genişlikte budur; “yapma” anlamı… GECE’nin idrak ettiğini, ama idrak vermediğini söyledik; burada, “gece-bilinmez” kuşatanının, insan idrakı merkezine nisbetle bilinebildiği, aslın insan olduğu da meydana çıktı… KAYN: Demirci. Kul. Esir… ZI harfi, Allah’ın “El-Aziz” ismine, Madenler mertebesine, Kamer menzillerinden de “Sa’du’z Zabih-Kurban kesen, boğazlayan”a işaret eder… Bedene: Kurbanlık deve, beden, nefs… GAYN: Susuzluk. Yaprakları çok olan ağaç… GAYN harfi, Allah’ın “Ez-Zâhir” ismine, KÜLLÎ CİSİM mertebesine, AY Menzillerinden de –dikkat– RE’SUL CEVZA’ya işaret eder… Yâni, “Re’sen, kendi başına, kendinden karar sahibi ikizler”e… Sin, insan, iki kişidir; zâhir ve bâtın, Allah ve Kul vesaire vesaire … CİSİM kavramının, “madde, bitki, hayvan” anlamı ile, Berzah Âlemi’nde insan bâtınına âit ruhî mahiyette toplanışı açık oldu… GAYN: KAİN-Olan, var olan, mevcut… Kâinat su ile kuşatılmıştır; ve Allah Arş’ı su üstüne istiva etti… “Her diri şey sudan yaratılmıştır”; varlıkta diri olmayan bir şey bulunmadığına göre, her şeyin aslı su ve bildiğimiz suyun da… SU: 66: HİLÂL… Sin harfi, Allah’ın “El-Muhyî-Hayat veren, ihyâ eden” ismine, “Su” mertebesine ve Ay Menzillerinden “Naaim-Deve kuşları”na işaret eder… BEKR: Genç develer… “Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı” diyen Üstadım’ın bütün hayat ve eserinin doğruluğunda bâtınî isnad noktası budur; ve tabiî benim onun isbatı olmam dolayısiyle nisbet noktam… KAMER-Kemer-Tag-Köprü-Berzah-İcâd… HEBA mertebesi; Heba, “hibe”den geliyor, Allah’ın “Vehbî” ismiyle hiç karşılıksız verdiği; HA harfi, Allah’ın “Ahir” ismine, Heba mertebesine ve AY menzillerinden “Deberan-Çözücü”ye işaret ediyor… Heba, “şekil veren ve kendisi şekil olmayan”… Süreyya: Gerdanlık. Yıldızların dizildiği iplik… Gerdan: Gerdun-Dönen. Boyun. Mürşid… BOĞA Burcu, Arabça adı Sevr, unsuru Toprak, Tabiatı kuru soğuk, Tür Sabit, Yıldızı “Zühre-Târık, gece gelen”, vücutta tesir yeri “Ense, Boğaz”, Simya’da “Katılaşma” safhası): 302: DERVİŞ Muhammed. “Noktasız harflerle”. (Derviş Muhammed: 612: Allah Sevgilisi’nin Milâdî Risâlet yaşı senesi… Doğumunun 571 olmasına nazaran 41 yaşında… Yevmiye: “İnsan 1 yaşında doğmaz ki!”… Meb’as-Yollanma, gönderilme: 612: İşrakî-Güneşle ilgili… Tasavvufta, Güneş Allah’a Ay ise Allah Sevgilisi’ne teşbih edilir; ve AY, Güneş’i bağrına almış olan… Gece ile Derviş Muhammed ilgisi, Allah Sevgilisi’nin Peygamberliğine –tâbiî bütün Peygamberler için geçerli– imânın da, Allah’ın kuluna verdiği O’na imân edilmesi hissi olduğunu gösteriyor… HE harfi, Allah’ın “El-Bais-Elçi gönderen” ismine, “Levh-i Mahfuz” mertebesine, AY menzillerinden de “Butayn”a işaret eder… Butayn: Batınlık. Kalıb, beden… Levh-i Mahfuz: Kur’ân. Topyekün varlığın başlangıcından ebediyet boyunca olacak olanına. Allah Sevgilisi’nin nefsi… Gaib, “Bilinmez, sırrın” karşısında “Şehadet-Şahidin şiddetlisi, gören” var; bu da, “gaybın gaybı”nda saklı olan… “Kendini bilen, Rabbini de bilir!”… “Kendini bilen”: Topyekûn varlık O’nun nefsi… Gaib-ül Gayd’en gelen “Şehadet”in tecellisi de “mevcut bâtının” aynını hakikatiyle O’nda… Hakk’ın Hak üzere kaimliği şeklinde, G-AYN… G: Güneş… AYN harfi, Allah’ın “El-Bâtın” ismi, “Küllî Tabiat” mertebesi ve AY menzillerinden “Es-Süreyya” ile ilgili)… KAPTAN Kusto Müslüman. “Noktalı harflerle”. (Dibace: Gece. Kubbe. Önsöz. Takdim): 302: MİRZABEYOĞLU.
*
MİFTAH-I Meh-i Nev-Yeni Ay anahtarı: 630: HULL-Dostluk. “Allah’ın Dostu sıfatlı İbrahim Aleyhisselâm hatırlanmalı!”… İŞRİN-Yirmi: 630: KEF harfinin en büyük ebcedi… MÜNTAKİM-İntikam alıcı, akamete uğratıcı. Allah’ın 99 güzel isminden biridir: 630: İLÂH-“Sonuna kadar böylece gider” demektir. (Her kemâli bir zeval takib eder; Allah’ın “Ahir” ismine giren “sonuna kadar” mânâsı, bâtıl “mabud-ilâh” için geçerli değildir. Her yücelik karşısında RAKİB, Allah’tır)… MÜSTESLİM-Teslim olan, boyun eğen. Müslüman olan: 630: MÜTESALLİK-Etrafındaki şeylere tutunarak yukarı doğru çıkan, tırmanan. “Sarmaşık”… MESFİYY-Üç kez karısı ölmüş adam. (İrtihâl-Ölmek. Bir yerden bir yere göçmek. Ölmek: 632: Tekbir… Müstakbel-Karşılanan. İstikbâl edilen. Gelecek zaman: 632: Müstakbil-İstikbâl eden. Kıbleye dönen… İstislaf-Selef olma: 632: Tekbir-Bir insana eriştiği hayırdan dolayı sevincini bildirmek… Zevce-Kadın eş: 21: Hıbve-Bele takılan şey. Kemer… Hem gece, hem kemer, “bilinmez”; kadın… Üstadım’ın KALDIRIMLAR şiirinden: “Bir esmer kadın ki gece”… Semra’: Esmer. “Müennes”… Semra: Meyveli ağaç… Semre: Sakız ağacı… Alak: Sakız. Kan… Alak: Kur’ân’ın “İkra-Oku” diye başlayan ilk âyeti, Alak Sûresi’nde… Mah-ı Ruz: Hilâl. “Ramazan”ın başlangıcı… Mâh-ı Îd: Hilâl. “Ramazan Bayramı”. Üç gün… KEMER, Divan Edebiyatı’nda “Sevgili’nin saçı”; saç, “sır” ve “nesre-saç, saçmak, yazmak”… KEF harfi, Allah’ın “Şekür-Şükürleri kabul edici” ismine, “Kürsî” mertebesine ve AY menzillerinden “Nesre”ye işaret eder… Leyle-i Kadr: Kadir gecesi. Kur’ân’ın ilk âyetinin geldiği gece): 630: HAKÎ-Toprak rengi, toprakla ilgili. (Sad harfi, Allah’ın “Mümit-Hayatı kaldırıcı” ismine ve “Toprak” mertebesine işaret eder; Ay menzillerinden “Belde”ye… “Her diri şeyin sudan yaratılması”, toprağı da içine alır; Halk âleminde “bitki, hayvan, insan bedeni”, malûm suya ihtiyaç duyarken, “Gayn-Susuzluk” ifâdesine giren cisimler, “suya ihtiyaç duymayanlar” cümlesindendirler. Hayatı kaldırılan maddî nesneler, neticede “cisim” niteliğiyle, vardırlar… Sad-Bir harf. Ebcedi: 90: Nil-Vesime adı verilen boya otu. Çivit boyası. Mâvi. Mısırdaki büyük nehrin ismi. İngilizce’de “yok, hiç”… Men-Ben: 90: Melik-Mülk, melekut, belde sahibi. Padişâh. Mutasarrıf. Bir kavmin başı. Mâlik. “Necib’in Cim harfi, Mim’dir. Mim de Mâlik”… Yevmiye: “Hiç ser-rişte vermiyorsun hâlinden”… Mirzabeyoğlu: 302: Şeb-Gece… Acibe-Alışılmış surette olmayan. Çok harika. Hayret verici: 90: Cengiz-Moğol devletinin kurucusu ve büyük hükümdarı. “Hatırlayınız: Aynı Moğol istilası”… Gece soruyor: “Ben kimim?”… Kendinden zuhur hikmeti: Başkasının nefsiyle ilgilenmekten rahat bulur… “Tamam beni bildin!”: Hakikatleri… Üstadım: Benim onu bildiğimi bildi!)
*
PEYMANE-İ GERDUN-Kadeh. Beden. Kalb. Büyük ölçek. “Peyman, anlaşma, yemin”: 388: MUNSARİH-Zâhir. Açık, meydanda… PEYMANE-Şarab bardağı. Kadeh: 108: HÎS-Kaçmak. Serbest. Hür… (Önce hisseder, sonra fikrederiz)… MİZAN-Terazi, ölçü, tartı. Akıl, idrak, muhakeme. Göz. (Akl: Ölmek. İp… Adl-i Tıbb: 126: Salih… Adli tıbba, şimdiye kadar 3 defa gittim… Terazi Burcu, Arabçası “Mizân”, unsuru Hava –Ze harfi ve Allah’ın Hayy ismi hatırlanmalı–, yıldızı “Zühre-Tarık, gece gelen-Venüs”, vücutta tesir yeri Kemer bölgesinde böbrekler, damarlar): 108: HAKK-Kur’ân, İslâm. Doğru, gerçek. Her doğru ve sabit olan şey. Adalet. Hakikate uygunluk. Geçmiş, harcanmış emek. Pay, hisse. Münasib. Vukuu vacib. Kıyamet. (DAD harfi, Allah’ın “Âlim” ismine, Nuh Aleyhisselâm’ın gece keyfiyetli daveti İkici Sema’ya, Ay menzillerinde “Sarfe”ye işaret eder… Sarfe: Harcama, emek, masraf, gider. Fazl. Davet. Men etme. Farz. Gedik açma, delme. Kelimelerin değişmesi ve birbirinden doğmasından bahseden ilim. Kelime bilgisi. Kelime şekil bilgisi. Nurlu bir yıldız)… GERDUN-Dünya, âlem, felek. Dönen, dönücü. “Gerdune, otomobil, zâtıyla hareketli”. (Gerd: Baht, talih, fayda. Hüzün, tasa, keduret. Toz, toprak. “Heba”… Toprak: Deberan. Bozan… Gerdan: Dönen, dönücü. Sine. Boyun. Mürşid): 280: NAKA-İ Salih-Salih Aleyhisselâm’ın mucizesi. “Fütuhî Hikmet”.
*
KAMER-İ MENZİL-Ay’ın Dünya etrafındaki dönüşünde görünüşüyle ilgili “durak” tâbir edilen hâli. Dairevî dönüşünden sonra tekrar aynı noktaya vardığında aynı görünüşü. Ayın Dünya etrafında dönerken katettiği mesafe. Durakların Rahman nefesi heceler hâlinde harflerle ifâde edilen keyfiyetleri: 468: HİKMET-Sır. Hakikat. Gece. Takdim… TAHANNİ-Eğilmek. Eğrilmek. Kuşatan. Kınaya boyamak. (Fransızca, Puce-Pire. Kına renginde, yanık rengi: 213= 1212: Bir-Gönül. Şimşek… Koç Burcu, vücutta tesir yeri “Baş, beyin” , Simya safhasında Kül etme): 468: TECNİD-Askerleri sıraya koyan. “Harfler, harfler arası ilgiden doğan mânâlar”. (Kökler’den, Veli kelâmı hakkında: Veli kelâmı, Allah’ın bir kısım askerleridir ki, istidatlıların imdadına koşar!)… TENBİH-Göz açtırmak. Gafletten ikaz etmek. Faaliyetini arttırmak. Sıkı emir vermek. Bir işin yapılacağı hakkında yapılan nasihat: 467: TEMYİZ-Bir şeyi diğerinden seçip tarif etmek. Belirsiz olan kelime ve sayıları belirli hâle getirmek… NÜVATÎ-Gemici. “Gemi, nefs”: 467: TESECCÜD-Secde. (Şekil itibariyle secde, topraktan gelen ve toprağa dönen tersine bir hareket olarak, nebata nisbet edilmiştir. Mânâda da böyle… Se harfi, Allah’ın her mahlûka rızkını veren olması bakımından “Rezzak” ismi, “Bitkiler” mertebesi ve AY menzillerinden “Sa’du’l Bul’a”ya işaret eder; Değirmen taşının öğütülmek üzere taş dökülecek yerine. “Şahsiyet ve Heba’yı hatırlayınız!”… İspanyolca, TELE-GRAMA: Hayâl kumaşı… Rüyâ-Yerden biten ot: 217: Rûyâ-Uyku. Düş. Berzah… BİTKİ, “Secde” mânâsıyla, Berzah âlemi’ne âit hâlleri işaret eden bütün harflerin işaret ettiğidir… Başak Burcu, Arabça ismi Sünbüle, unsuru Toprak, tabiatı Kuru Soğuk, yıldızı Utarid, vücutta tesir yeri Bağırsaklar, Simya’da “Damıtma” safhası.)
*
MATLA’ Beyt’in Birinci Mısraı: 1458: NÜBÜVVET-Allah’ın “El-Bais” ismiyle ilgili; Levh-i Mahfuz mertebesi ile… Onların ve başta Allah Sevgilisi olmak üzere onların izinde olanların hisseleri nisbetinde aldıkları haberler. (Ay menzilleri)… BEHANET-Nefesi iyi ve lâtif olan kadın: 458: MÜTEHECCİ-Heceleyen… NEVBET-Nöbet. Sıra ile görülen iş: 458: TENBİE-Haber verme… NECİB Fazıl Kısakürek: 1417= 418: MUSA Mirzabeyoğlu. (Salih Mirzabeyoğlu: 428: Musa Mirzabeyoğlu)… KİHALET-Göz doktorluğu. Göz için sürme yapma. Sürmecilik: 459: TEMHÎD-Döşeme, yayma, düzeltme. Serdetme, izâh etme, arz etme. Mukaddeme yapma. Hazırlama. (Takdim yazımın ben ve “o…” iki yüzü.)
*
MATLA’ Beyt’in İkinci Mısraı: 812: HABÎR-“Kulunu imtihan edici” anlamında Allah’ın 99 güzel isminden biri… HAMSE-İ Al-i Aba-Aba altındaki beşli. Ehl-i Beyt ve Allah Sevgilisi. (Al-i Aba-Ehl-i Beyt: 103: Cisim-Gayn harfi ve Ay menzillerinden “Re’su’l Cevza-Kendi ihtiyarı ile hareket eden ikizler” hatırlanmalı… Hemze, Allah’ın “Bedi’-Yaratıcı” ismine, “İlk Akıl” mertebesine Ay menzillerinden “Seretan” ile ilgili… Seretan-Yengeç Burcu, unsuru Su, tabiatı Soğuk nemli, seyyaresi AY, vücutta tesir yeri Göğüs ve karın): 812: TEBEYYÜT-Geceleyin yağma etmek… VUZU’-Abdest alma. (Vuzuh: Açıklık. Anlaşılır şekilde olmak. Aydınlık.): 813= 1812: ŞAH-I Nakşibend-Nakşibendiliğin esaslarını tesbit eden ve ismi yola konulan “Hâcegân Silsilesi”nin 16. büyüğü. (Varmak istedikleri yere varmadan Güneş batması ve müridinin bundan tedirgin olması üzerine geceyi gündüz eden keramet sahibi veli!)
*
MATLA’ Beyt’in Birinci Mısraı-(Milâdî takvimin kendisine nisbetle tertiblendiği Jüstinyen takvimi, ondan 46 sene önce başlıyor. Allah Sevgilisi’nin doğum tarihi 571 tarihi o başlangıçla 525 ki, 1983’den geriye doğru geçen zaman): 1458: NÜBÜVVET-Peygamberlik… MATLA’ Beyt’in İkinci Mısraı: 812: ŞAH-I Nakşibend… MATLA’ Beyt’in Toplam Ebcedi: 2270: SURE- (Felâk ve Nas… Muavvizat-Felâk ve Nas Sûreleri: 1217: Rabıta-Rabteden, bağlayan, bitiştiren. Tertib, sıra, düzen)… NAİKAN-Cevza Burcu’nun iki yıldızı: 272: RA’B- Doldurmak. Efsun.
“BİR TEK GECE”
MATLA’ Beyit: Bende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var / Aşık-ı sadık menem Mecnun’un yalnız adı var — (Fûzulî)… Füzun: Aşan. Fazla. Taşkın. “İfrat hâlde tecrid”.
*
LEYLE-İ Kadr-Kadir Gecesi: 380: KAFR-Arz. Çöl… Ramazan’ın son günlerinde aranması gereken, Kur’ân’ın kısım kısım nazil olmak üzere indirildiği gece; Kadir gecesi… Nazil: Nüzul eden, inen, yukarıdan aşağıya inen, konaklayan… Nüzul: İnmek, aşağı inmek, konaklamak… Cebrail Aleyhisselâm’ın Vahy ile bildirdiği: “Hani bir el düşer böyle, sahibini görmesen de onun olduğunu bilirsin!”… ATİŞ-Susuz kimse. (Gayn: Susuzluk. Bir harf. Allah’ın “Zâhir” ismine, Kudret ve saltanatını istiva ettiği Arş tabakasının üstüne kurulu olduğu “Küllî Cisim” mertebesine ve Kamer menzillerinden “Re’su’l Cevza”ya işaret eder… Allah ve Allah Sevgilisi; mutlak hakikati ile “Sin iki kişi demektir”e işaret eden “Re’su’l Cevza”… Sin harfi, Allah’ın “El-Muhyi” ismi ve “Su” mertebesi ile ilgili… Allah’ın kendine bildirdiği ile Allah’ı bilen Resûl’ü, topyekün varlığın kendisinde toplandığı HAKİKAT-İ FERDİYE… Da’va Cetveli’nde Allah’ın “El-Kadir” ismi, Kaf harfi ile işaretlenmiştir… KAF harfi, Allah’ın “El-Muhit” ismine, ARŞ mertebesine ve KAMER menzillerinde “Zira’ ”ya işaret eder… Zira’: Tarla sürmek, ekin ekmek… Beden ve Ruh anlamında gece ve gündüz: Gayb-Şehadet, Batınlık-Zuhur, Cisim-Ruh… DAVET: Allah Sevgilisi, gece ve gündüzü birleştirmiştir. “Kavmini hem gece, hem gündüz davet etmiştir. Hatta, gündüz içinde gecede ve gece içinde gündüzde!”… Gece ve gündüz’ün, “bilinmez karşısında muhatab” anlamını açıklamıştık; Allah Sevgilisi’ne ve getirdiğine imânın da… Şehadet Âlemi, Gaybın Gaybı hâlinde Allah’ın olunca, Gayb Âlemi de “O’ndan gizli yok” Şehadet’in; o hâlde Şehadet Âlemi de Gaybın gaybı… Gayb ve Şehadet birbirinin zıddı görünürken, Gaybın Şehadet ve Şehadet’in Gayb mânâsına oluşu… Netice olarak: Allah’ın verdiği imân ile Allah’a ve Resûlü’ne inanırsın, Resûlü’nün bildirdiği ile Allah’ı, Allah’ın verdiği ile Resûlü’nü tanırsın… HE harfi, Allah’ın “Bais-Elçi gönderen” ismi, Allah Sevgilisi’nin nefsi “Levh-i Mahfuz” ve Kamer menzillerinden “Batınlık”a işaret eder… Hatırlayınız: “İnsanın bâtını, Allah’ın bilinmez sıfatlarından kendi sureti üzere yarattığı”… Bu bâtından, bâtınlık: Bedene, kurbanlık nefs… Hep!): 380: FÜR’AL-Sırtlan eniği. Ezel. (Rahman Sûresi, 19-20. âyetler toplamı: 3166= 169: KASAH-Sırtlan. “İz süren. Yapışan”… ABDÜLHAMİD-Allah’ın Hamd eden kulu. “Kef harfi, Allah’ın şükürleri kabul eden Şekür ismine, Kürsî mertebesine ve Kamer menzillerinden El-Kalb’e işaret eder”: 169: Mustaka-Sakız. “Alak’ın sakız ve kan, Kur’ân’ın ilk âyetinin de Alak Sûresi’nde bulunduğunu hatırla!”… Kıst-Hisse. Nasib. Mizân. Terazi. Parça parça verilen hediye. Adalet etmek: 169: Kust-Topalak otu)… RAKİ’- Gökyüzü. Sema. Kalın kitab. Ahmak (Kitab, idrak edilmeyi bekleyendir; muhatabın idrak etmesi gereken… Rüku: Namazda, eller dizde, baş ve gövde yere paralel bir şekilde eğilme… Bu duruş, hayvanı ve hayatı kendinde toplayan bir şekilde Huzuru İlâhi’de temsildir… Zel harfi, Allah’ın “Müzill-Zelil kılıcı” ismi, hayvanlar mertebesi ile ilgilidir ki, nefsin zelilliği ruhun kâmil alışı ile ilgilidir; ruhanîleşmesi… Kamer menzillerinden “Sa’du’l Suûd-Derece almak, mübarek, mübarek yıldızlar”a işaret eder; yâni Zel harfi!): 380: AŞÎ-Akşam. Akşam yemeği. (İdris Aleyhisselâm’ın 16 yıl yiyip içmeden orucu ve bedenine-nefsine hükmetmesi ile “hayvaniyet mertebesi”ne yükselmesi ve göğe çekilmesi bahsinde, hayvan’ın hem beden, hem de “diri-canlılık” oluşu, bu bilinmezin –gecenin– O’nun tarafından bilinmesi “gıdalanması”, hatırlanmalıdır!)… MURAKKIM-Pusulanın iğnesi. Yön gösteren: 380: AYŞ-Hayat. Dirilik. Yaşama, yaşayış. Zevk-u Safa (Allah’ın bildirdiği ve Resûlü’nün gösterdiği “iyi, güzel, doğru” pusula iğnesi; İmân zevken idrak - ve İslâm… Ayş: Ay-Ş… Güneşi bağrında barındıran Ay ve Şın: 300: Fikr)… MUKMİRE-Mehtab. Ay ışığıyla aydınlanmış: 380: MÜFESSİR-Tefsirci… Tefsirci’nin aslında ne olduğu ve ne olması gerektiği de böyle!
*
LEYLE-Bir tek gece. Tek bir gece. (Tek-Bir: Hep ötenin ötesinde, her varılanın mahlûk olduğu varılması gereken Allah… Tekbir: Allahu ekber… Bunu başa aldıktan sonra, “Gece: Sırr, hakikat”… Ve benim için BİR TEK hakikat, içinde “Allah’ı, Sevgilisi’ni, bütün Resûllerini, Sahabileri, Velileri, Fazılları, topyekûn Kâinat’ı ve bütün mevcutlarını” saklayan, yâni Sır önünde bir Sırlı Kapı –öyleyse sır– olan TAKDİM yazım: Bugüne kadar “konaklamış bir zamanın” sabitliğinde, hayatımın ve varoluş hikmetimin o zaman için, ondan sonrasının da yine onun açılımları olması bakımından ona bağlı olduğu bir tarih, Üstadım’ın elinden Allah’ın lütfu, mevhibesi mukaddime. Onun tarafından 1983’de hatırlatılan “Ramazan ilâvesi” eserim İSTİKBÂL İslâmındır için, onun verdiği… Malûm: “Kaptan Kusto Müslüman” başlıklı… “Gece, bakan kişiye kendisini verir; idrak eder, idrakı ise sağlamaz, çünkü o görünmezlik ve karanlıktır!”… Hani, nur kendisini idrak etmez, Allah onu kime verdiyse o idrak eder!” meselesi… Gecenin –hakikatin– kendisini idrak etmesinden kasıd, karanlıkta herşeyin onun renginde - onda toplu olmasındandır; hakikat, kendisini doğrulayıcılıkla, doğruladıkça kazandığımız… Doğrulayıcılık usülüyle bulduğumuz herşey, onda mevcut olandır… Üstadım’ın gecesi ise, benim: “Ben bir genç arıyorum gençlikle köprübaşı!”… Ona âit ermişlik hissi, –sadece his değil, hayatımın 15 yaşından itibaren esas tutumu–, 18 ertesinde şuur hâlinde ondan evvel bende tecelli etti; ben onu böyle yaşadım da, o beni sonra bildi. Ve merkez, kuşatan çevre - geceyi, kendinde buldu. Neticede ben onun, bütün hayat ve eserinin sağlaması oldum: “Aradığım genci buldum!”… Hadîs: “Amellere neticesine göre hükmolunur!”… Yâni netice, geçmişindeki her şeyi kendine göre hikmetli kılar; ben, hayatı ve eseri karşı karşıya duruşumuzda, o hikmetleri neticesinden evvel okuyan… Bugün de nasıl, ruhla varılanı zaman içinde kelâmla zarflıyorsam, –TAKDİM yazım[a] âit ruhu eser ve hapishane hayatıma kadar sari zarflıyorsam–, öyle… Benim gecem, sabit hakikatim, zamanın durduğu nokta, 1983 yılıdır… Bugün “Necib Fazıl’ı seven”, ama beni sevmiyenler, onu “tanıyıp” da beni bir türlü “tanıyamayanlar”, masumluk ayrı dava, ahmaklıklarının ifşacısı olduklarını anlamayanlardır… Bir not: Be harfi, Allah’ın “Lâtif” ismine, “cinler-gizli varlıklar ve gizlilere”, Kamer menzillerinden “Mukaddem min-e[d] delal”e işaret eder… Delil olan TAKDİM’e): 75: HAYVAN… HİLÂLÎ-Yeni Ay şeklinde olan. (Hemze, Allah’ın “Bedi’ ” ismi, İlk Akıl mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan”a işaret eder): 75: KÜNH-Bir şeyin aslı, cevheri, miktarı. Dip. Kök. Özü, nihayeti, vechi. Vakit, zaman… UBAB: Herşeyin muazzamı, her şeyin büyüğü. Coşkun, taşkın. Tag. Kemer… BENDİDE-Bağlı, bağlanmış. Teslim olmuş: 75: HAVASS-Hasseler. Duygular… SEVDE-Karalık, siyahlık. (Üstadım’dan: Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece, — Vecd içinde başı dik, hayâlini sürükler. / Bana rahat bir döşek serince yerin altı, — Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan!): 75: TAVS-Örtmek. (Leyl-Gece: 71: Tabs-İnsan)… BA’C-Karın yarmak. “Berzah açmak”: 75: ZELZAL-Sarsıntı. Zelzele. Deprem. Sarsılma. (Racife[:] Şiddetle sarsan sarsıntı. Dünyayı yerinden oynatan vakıa. İlk nefha: 289: Allah Ekber)
*
TAKDİM yazım: BERAT-Taltif ve imtiyaz için verilen resmî yazı… RESM: Resim. Yazma. Çizme. Desen. Eser, iz, alâmet, nişân. Suret-gece. Tertib. Tarz, üslûb. Âdet, usul, davranış, tavır. Alay, merasim. Bir şeyi başkalarından ayıran tarif… “Berat Kandili” mânâsında değil, LEYLE-İ Berat: Berat gecem. Takdim yazım: 678: TESHİR-Büyüleme, sihir yapma, aldatma.Yemek ve içmeğe muhtaç etme… LEYLE-İ Bedr: Ayın 14. gecesi. Dolunay. (Nun harfi, Allah’ın “Nur” ismine, 4. Sema tabakasına, Kamer menzillerinden “Simak-Balıklar. İki parlak yıldızdan biri. Bir şeyi kaldıracak âlet”e işaret eder)…RE harfi, Allah’ın “Musavvir” ismine, 5. Sema tabakasına, Kamer menzillerinden “Gafr”a işaret eder… Gafr: Kamer menzillerinden üç küçük yıldız. Örtmek, setretmek.
*
İngilizce, Durunken: Sarhoş. Leyla… Kadeh’in tersten okunuşu, Hadeka: Gözün siyahlığı, gözbebeği… Kadehe dolan, idrake gelen: Şarab. Gece. Sır… Gece: Büyük göz. Kâinat. (Kâinat’ı tek bir büyük göz şeklinde çizen ressam ve Hind mistisizminde Kâinat’ın insanı gözleyen olduğu hatırlanmalı. Bir yönüyle, insanın dert sahibi oluşu sebebi bütün duyu ve duyguları atarak eşyalaşması ile saadete ereceği mantığına bakan bu husus, bizim “eşya ve hâdiseyi” teshir-aksiyon anlayışımıza tamamen terstir; bizde terk, terk derken, terkin de terki bir kuşatan ruha ermek sözkonusu… “Biz rüyâ görmeyiz, rüyâda görülürüz!” diyen filozof da, mihraksız bir ruhçuluk içindedir; biz rüyâda görülürüz, o suretler bizi gören kuşatan, ama tâbir ile hakikatleri anlaşılabildiği için, gece hükmünde… Öyleyse, bize bağlı bir kuşatan!)
*
LEYLA-Gece-Cinn-Sır-Lâtif… BİNT: Kız. Bâkir hakikat… BİN-T: 1400: ALLAH Sevgilisi’nin doğumundan itibaren başlayan Hicrî Takvime nisbetle 1979-1980 senesi… BİNT-ÜL Fikir-Fikir Mahsulü: 702: OSMANLI… BİNT-ÜL Meniyye-Ölüm. MEVT. (Mate-ölüm: 441: Kısakürek): 588: MUNTASIH-Nasihat dinleyen. (Hadîs: Din, nasihat demektir!)… SALİH Mirzabeyoğlu Hükümdar’dır. (Tilki Günlüğü’nde 31 Temmuz tarihli başlık ve rüya… Aynı ebcedle Şerif Muammer’in doğum tarihi ve Dedem İzzet Bey’in Hükümetle arasında husumet, çatışmada öldürülüp başının kesilmesi… “Ölüm akla yokluk şeklinde hitab eder!”… Yokluk, gayb, gece): 1925: SALİH Mirzabeyoğlu. (Rüya’da, Üstadım’ın ismi yazılı ifâdesi: “Salih Mirzabeyoğlu Hükümdardır!”… Hükm-ü Kaza-Allah’ın bir şey hakkında evvelden verilmiş kararı: 970: Üstadım’ın bana, “10 sene önce gelseydin başka olurdu; ama birşey fark etmez, seni ben yetiştireceğim!” diye kastettiği sene… Hukuk Fakültesi’nde 1969-1970’de kıvılcımlaşan ve kitab olarak 1979’da çıkan, “Bütün Fikrin Gerekliliği”: 1955= 956: İfrat hâlde tecrid. “Üstadım’ın hakkımdaki bu hükmü, bahsi geçen kitabım hakkında “Fikir istidadı tamam”dan başladı… Bütün Fikrin Gerekliliği’nden itibaren, aynı şey, bir usûl ve metod ifâde eden “Mutlak Fikrin Gerekliliği”: 1676: Telegram… Aynı ebcedle Avrat: Kadın. Gece. Bilinmez… Yevmiye: “Adlî Tıb’dan yardımcı olabilirim!”… Bir ara bitirmeye niyetlendiğim Hukuk Fakültesi’nde imtihana gireceğim ders… Sonra TELEGRAM imtihanı devamında düştüğüm resmî kurum ki, bana birden “Adlî Tıbb” İdelocya merkezîleşmesini ilhâm eden; “sanki bir el düştü böyle!”… Üstadım’ın, “Fikir Çilesi haysiyetinin müstesna genci!” diye imzaladığı İMAN ve İSLÂM ATLASI isimli eserinin tarihi: 1982: Kâmgüzar-İstediğini elde edebilen, arzusuna kavuşabilen… İzzet Erdiş’in ebcedi ve TAKDİM yazımın tarihi: 983: Seyyid Abdülhakîm Arvasî+Necib Fazıl Kısakürek… Sene, 63 yaşındayım: 2013= 15: BÜYÜK Doğu-İBDA)
*
İngilizce, LADY-Kadın. “Gece. Tarık, Venüs. Vavî. Gönül. Kalb. Takva”: 45: ADAM-İnsan. Erkek kişi… MANZUR-U Nazar-ı Piran-ı Kiram-(Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin mühründen: Keremli Pirlerin Nazarlarına Görünen, bakılan… Nazar: Bakmak. İdrak etmek): 2870: MÜZİLL-Zelil kılıcı. Allah’ın bir ismi. (Dal-ı mu’ceme de –noktalı Dal– denilen “Zel” harfi, “hayvanlar” mertebesine ve Kamer Menzillerinden “Mübarek, derece almak, mübarek yıldızlar”a işaret eder… Bâtın’da bu mertebe, ruhanî varlığın hayvanî cismaniyet ve temayüllere tam hükümranlıkla tasarrufa alması ve “mekânet-ilim yüksekliği” olarak, kendisinde “Kuddisî” hikmet tecelli eden ve ruhanî makamı “en yüksek cismanî felek Güneş”e yükselen İdris Aleyhisselâm’ın izindendir… Üstadım’dan bir mısra: “Güneş’e göç var da kalan biz miyiz?”… Esed-Aslan, kara - Burcu; unsuru Ateş, yıldızı Güneş, vücutta tesir yeri “Kalb, sırt”, Simya’da “Sindirme” safhası; bâtında sindirilmiş bir hayvaniyet meselesi de anlaşılıyor… İnsan bedeni, topyekün Kâinat cismaniyetini toplayan heyet… Arş-Kürsî hatırlanmalı… TE harfi, Allah’ın “Kabid-Sıkıcı, kısıcı” ismine, Esir mertebesine, Ay menzillerinden “Kalb”e işaret eder; unsurların kendisinden yapıldığı “Esir” maddesi, ateş unsuru ile temsil edilen… Koç Burcu’nun vücutta tesir yerinin “Kafa, baş” ve Simya’da “Kül etme” safhası olduğu hatırlanmalı… ŞEMS-Güneş: 400: BİN-T)… MEKTUBAT-İmam-ı Rabbanî Hazretleri’nin, Hadîs Kitabı’ndan sonra ümmetin en büyük kitabının ismi: 869= 1868: Necib Fazıl Kısakürek-Salih Mirzabeyoğlu. (Aynı ebcedle, Zurhâne: Beden eğitimi salonu)… BEHÎM-Hayvan. “Kemer bölgesi”. (Behm: Çok siyah şey. Rengi başka renkle karışık olmayan nesne - Yekpâre): 62: MEHDÎ. (İspanyolca, Aguj-Kucak: 1014: Salih Mirzabeyoğlu… Gıyab-Gece. Görünmeyen. Bilinmeyen. Sır: 14: İç-Batn. Her şeyin derûnu. Bir şeyin göbek kısmı, vasıta olan, ulaştıran. Karın, mide, bağırsaklar vesaire. Kalb, vicdan gönül. Mahremiyet dairesinde olan. Bir şeyin görünmez ciheti… Cadu-Büyücü, cadı. Çok güzel göz. İdrak: 14: Hicab-Örtü, perde. Haya… Üstadım’ın, “Necib Fazıl’la Başbaşa” isimli eserim hakkındaki hükmü: “Bize ağuşunu açmış, takdirkârıyım!”… B.D-İBDA: 15: DAVUD-Vücudî hikmet tecelli eden Peygamber’in ismi.)
*
DAD harfi, Allah’ın “El-Alim” ismine, 2. Sema tabakası mertebesine, Kamer menzillerinden “Sarfe-Mümkün olanı harcama”ya işaret eder. (Mümkün, LAALLE-Olabilir, kul içindir; çünkü Allah’ın yaratmasında rastgele İBDA’ yoktur. “Allah gaibin âlimi değildir, çünkü Allah için gaib yoktur!” buyuran veli, kul için “gaib-vehim sebebi” hakkında, Allah’ın onu kulu için yarattığını, kendisinde “vehim bulunmadığını” da beyan etmiştir; kula “vehim sebebi-gaib” olarak yaratılan hakikat, O’nun için mutlak olmakla, gaibin de mutlak kesinlik olduğunu göstermektedir. Gayb-ul Gayb’ın “Şehadet”ten olması, Gayb’ın da ondan olması meselesidir; kulun âmelî olarak bulması gereken de o şehadet… Takdim yazımdan: “Olur, olabilir sanılan şeyler arasında öyle bir şeye şâhid oluyor ki, Kur’ân’ın 1400 sene evvel haber verdiği mucize önünde dize gelip Müslüman oluyor!”… Teslim oluyor… Üstadım’ın “Es-Selâm” isimli şiirinden: “Ben Mecnun, o Leylâm, — Hasretli incilâm, — Gerisi hep melâm, — Ne bir harf ne kelâm, — Esselâm, Esselâm!”… Yine aynı şiirden: Lâmelif, elif lâm, — Amanın ya Mevlâm, — Esselâm, Esselâm!”… LAALLE-Arabça’da olması mümkün şeyler için kullanılır: 131: Ayan-Belli. Aşikâr. Herkesin bilebileceği ve görebileceği. “Rüya’da gelen mânâ: Üstadım’dan Takdim yazımı istemem üzerine, herkesin bildiğini ve lüzum olmadığını söylüyor!”… Naf-Göbek. Orta: 131: Kâfil-Kefil olan. Birisinin yerine ödemeyi kabul eden… Ayna-Gözü güzel ve iri olan:131: Aynen-Bir şeyin aslı veya kendisi olarak… A’yen-Büyük ve iri gözlü. Bakılan yer, manzur. Çok açık, pek belli: 131: Kesan-İnsanlar, kişiler… LAALLE: Lâm Ayn-Lâm… LÂM harfi,Allah’ın “Kâhir” ismine, İbrahim Aleyhisselâm’ın gaybı 3. Sema Tabakasına ve Kamer menzillerinden “Ava’ ” mertebesine işaret eder…. AVA’-Şiddet. Kıtlık. Kaht. “Üstadım’ın Cumhuriyet dönemini kaht devri, yâni adam kıtlığı devri diye niteleyişini hatırlayınız; ve Allah Dostu İbrahim Aleyhisselâm’ın putları devirişini!”: 9: İBDA… Lâl: Kırmızı. Dudak. Akik rengi taş… LÂL: Dilsiz. Konuşmayan. “Ne bir harf, ne kelâm!”… Lâl: Lâm-Elif-Lâm)… ALÎM: 150: MECNUN-Leylâ ve Mecnun hikâyesinde erkek karamanın lâkabı. İsmi, Amirî ve Kays… KAYS-Düşmek. Halletmek. Hüküm sahibi olmak: 200: RE harfinin ebcedi… Aynı ebcedle Ebu Süleyman: Horoz. Hâlid bin Velid Hazretleri’nin namı. “Süleyman Aleyhisselâm-Kuş dilini bilen”… Mecnun: Mevlâya eren… FUZULÎ-Nâfile. Boşu boşuna. Ahmak. “Sema. Gökyüzü. Büyük kitab. Büyük göz”: 926= 1925: SALİH Mirzabeyoğlu-(Aşıkı sadık menem… Üstadım’ın bana ithaf ettiği noktalamalar’dan: “Yüzeli sene var ki bozuk bütün ayarlar — Eski yanlışları sayıyor yeni bilgisayarlar!”… Birinci mısra: 1500: SE harfinin ebcedi. “Nebat” mertebesine işaret eder… İkinci mısra: 1949= 950: Doğum tarihim… Beyt’in toplam ebcedi: 3449= 1451: Salih Mirzabeyoğlu)… İngilizce, NIGHT-Gece: 485: EBU Bekir Muhammed bin Ali. (Muhyiddin Arabî)
*
MATLA’ Beyt’in Birinci Mısraı: 1765: NESİRE-Kuyu toprağı. (Allah’ın Mümit ismi ve toprak mertebesini; Kamer menzillerinden Nesre ve Kürsî mertebesini hatırlayınız!)… AZÎNE-Cuma veya Bayram günü: 766: SERVAKT-Vaktin sahibi, başı… AZÎN-Kaide, kanun. Süs, zinet. Yoğurttan yağ çıkarmak için yapılmış hususi yayık: 761: FURKAN Suresi, 53. âyet. (Berzah ile alâkalı)… ZÂT-UL HAREKET-Zâtıyla hareketli: 761: AZÎN-Kefil… Aynı ebcedle FEŞAFİŞ-Çok susamak.(Gayn harfini hatırla!)
*
MATLA’ Beyt’in İkinci Mısraı: 1303: İSRAİL-Yakub Aleyhisselâm’ın lâkabı; kendisinde tecelli eden hikmet, “Ruhî”. (İsrail: İsra-İll… İsrâ: Gece seferi yapmak. Yürütmek, bilinir,
hatırlanır yapmak… İsra’: Hızlandırmak. Geri döndürmek… Üstadım’dan bir mısra: “Gündüzler size kalsın, verin [bana] karanlıkları!”… İLL: Keskinlik ve parlaklık mânâsından alınmış olup, “feryad, yemin, ahid ve karabet-yakınlık” mânâlarına gelir. İlâhî demektir… İSR-Ayak izi. Nakş-ı kadem. Alâmet, işaret. Yol. Yol, yürümenin aynı olunca, ruhî yol. Başlamak, azimet etmek. Bâtından gelen: 701: OSMANLI)… KADR-İtibar. Değer, kıymet. Haysiyet. Takat. Rızkı taksim eylemek. Gına, zenginlik. Meblâğ: 304: MÜSTAHRİC-İstihrac eden, ibâreden mânâ çıkarma istidadı. (Leyla, “gece, bilinmez, sır, hakikat”… Mecnun-Deli, divane âşık: 150: Muamma… Fuzulî’nin bahsettiği iki muamma; kendisi de dahil bize üç… “Ben Kimim?” diyene dört… “Devam eden yalnız bir, sayı da dört tekbirde”; Üstadım’ın Noktalamalarından!)
*
MATLA’ Beyt’in Toplam Ebcedi: 3068= 71: ELYEL-Çok karanlık gece. (Hadîs: “Ey Ehl-i Beytim! Allah Mehdi’yi bir gecede yararlı kılar!”… Takdim yazım hatırda… Suadî: Arab şairlerinin mecazî aşık için kullandıkları isim. Topalak otu. Kust… Sud: Sevda’nın çoğulu. Rengi kara olan şeyler. “Salih, Karayılan. Akreb”… Sudah: Horozun ötmesi. “Sabah namazı vaktinde, namaza uyandıran - Hadîs’tir!”… Faide: Kazanç, kâr, nefy’, menfaat. Yararlılık… Sud: Kâr, kazanç, fâide… Hazret-i Ali: Tecrübe, fayda ile birlikte bir ilimdir!)
*
RUZ: Gün. 24 saatlik müddet… RUZANE: Gündelik. Yevmiye… RUZÎ: Azık. Kısmet… RUZE: Oruç… Gündüz acıkın Akşam-gece doyun… Ramazanınız hayırlı olsun!
Baran Dergisi 350. Sayı