Ermenistan'da, Başbakan Nikol Paşinyan'ın Azerbaycan ile yürüttüğü barış süreci ve Batı'ya yönelik açılımlarından rahatsız olan güç odaklarıyla hükümet arasındaki gerilim, mecliste fiziki kavgaya ve yeni tutuklamalara yol açarak zirveye ulaştı. Muhalif vekil Artur Sarkisyan'ın dokunulmazlığının kaldırılmasıyla sonuçlanan süreç, gözleri bir kez daha Erivan'daki derin güç mücadelesine çevirdi.
Siyasi gözlemciler, yaşananları, Paşinyan'ın Karabağ yenilgisi sonrası travmayı kullanan kilise, eski rejim siyasetçileri ve Rusya bağlantılı oligarklardan oluşan üçlü yapıya karşı yürüttüğü siyasi ve hukuki mücadelenin en kritik aşaması olarak değerlendiriyor.
Operasyonun Kronolojisi: Kiliseye ve Meclise Uzanan Darbe Soruşturması
Son haftalarda tırmanan gerilim, 8 Temmuz'da meclisteki arbedeyle görünür olsa da, Paşinyan hükümetinin "darbe planını" engelleme gerekçesiyle attığı adımlar daha önce başladı.
- Haziran Sonu: Ulusal Güvenlik Servisi (NSS), protestoların lideri Başpiskopos Bagrat Galstanyan'ı ve beraberindeki 14 kişiyi "Kutsal Mücadele" hareketi adına "iktidarı cebren gasba teşebbüs" suçlamasıyla tutukladı.
- Temmuz Başı: Soruşturma, muhalefetteki "Ermenistan İttifakı" bloğunun önde gelen isimlerine uzandı. Başsavcılık, eski Savunma Bakanı Seyran Ohanyan ve diğer vekillerin dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etti.
- Kritik Hamle: Rus-Ermeni milyarder Samvel Karapetyan'ın enerji şirketine baskın düzenlenmesi, muhalif hareketin finansal ayağını kesmeye yönelik bir hamle olarak yorumlandı.
- 8 Temmuz: Meclisteki kavganın ardından vekil Artur Sarkisyan'ın dokunulmazlığı kaldırıldı ve hakkında "terör yoluyla darbe" suçlamasıyla işlem başlatıldı.
Aktörlerin Çatışması: İki Ermenistan'ın Mücadelesi
Erivan'daki mevcut kriz, temel olarak iki farklı vizyonun ve çıkar grubunun mücadelesini yansıtıyor:
- Paşinyan ve Batı Yönelimi: Başbakan Nikol Paşinyan ve liderliğindeki Sivil Sözleşme partisi, 2020 ve 2023'teki Karabağ yenilgilerinin ardından ülkenin rotasını Rusya ekseninden çıkarıp Batı ile entegrasyonu ve komşularıyla (Azerbaycan ve Türkiye) barışı hedefliyor. Bu kamp için muhalefetin direnişi, Ermenistan'ın geleceğini tıkayan, yolsuzluğa batmış ve Moskova güdümlü bir statüko savunması. "Darbe" operasyonları, bu direnci kırmak için kullanılan en önemli araç olarak görülüyor.
- Kilise, Eski Rejim ve Rusya Gölgesi: Paşinyan'ın karşısındaki blok ise üç temel unsurdan oluşuyor.
- Ermeni Apostolik Kilisesi: Karabağ sonrası ulusal travmayı ve milliyetçi duyguları kullanarak muhalefetin manevi liderliğini üstleniyor.
- Eski Rejim Siyasetçileri ("Karabağ Klanı"): Eski cumhurbaşkanları ve savunma bakanları gibi isimlerden oluşan bu grup, Paşinyan'ın barış sürecini "ihanet" olarak nitelendirerek iktidarı geri almayı hedefliyor.
- Rusya Bağlantılı Oligarklar: Moskova ile yakın ticari ve siyasi bağları olan iş insanları, Paşinyan'ın Batı'ya kaymasından rahatsızlık duyuyor ve muhalefete finansal destek sağladıkları iddia ediliyor.
Uluslararası Boyut: Moskova'nın Temkinli Bekleyişi, Batı'nın İhtiyatlı Desteği
Krizin uluslararası yankıları da bu bölünmeyi teyit ediyor. Kremlin, olayları "Ermenistan'ın iç işi" olarak nitelendirip "hukukun üstünlüğüne" vurgu yapsa da, analistler Moskova'nın Paşinyan karşıtı kampın başarılı olması için uygun bir anı beklediğini değerlendiriyor. Rus medyasında "renkli devrim" söyleminin artması, bu yöndeki baskının işareti olarak okunuyor.
Buna karşılık AB ve Fransa gibi Batılı aktörler, "reformları sürdürmesi" koşuluyla Paşinyan hükümetine ihtiyatlı bir destek veriyor. Batı için Paşinyan'ın iktidarda kalması, Güney Kafkasya'da Rusya'nın etkisinin kırılması ve bölgesel normalleşmenin sağlanması açısından stratejik önem taşıyor.
Türkiye Açısından Anlamı ve Gelecek
Türkiye açısından bakıldığında, Erivan'daki güç mücadelesinin sonucu bölgesel dengeler için kritik önemde. Başbakan Paşinyan'ın Rusya güdümündeki eski düzeni tasfiye edip iktidarını sağlamlaştırması, Azerbaycan ile kalıcı bir barış anlaşmasının imzalanmasını ve Türkiye ile normalleşme sürecinin ilerlemesini kolaylaştırabilir. En olası senaryo olarak görülen muhalefetin "yargı yoluyla tasfiyesi", sancılı olsa da bölgede öngörülebilir ve istikrarlı bir muhataplık ilişkisi kurulmasının önünü açabilir. Ancak bu süreçteki herhangi bir istikrarsızlık, Moskova'ya bölgedeki nüfuzunu yeniden artırma fırsatı sunma riski de taşıyor.





