Tarım ve Orman Bakanlığı, gıdada yapılan hileleri bir kez daha ifşa etti. 12 zeytinyağı ve 8 peynir markasında hile tespit edildi. Ancak herkesin bildiği bu düzenbazlık karşısında devletin attığı adımlar yine göstermelik kaldı. Yıllardır tekrar eden bu döngüde, firmalar hile yapıyor, bakanlık liste yayınlıyor, para cezaları kesiliyor ve ardından her şey kaldığı yerden devam ediyor. Peki, ne zaman gerçek bir yaptırım uygulanacak?
Hileler Bitmiyor, Bakanlık Sadece Uyarıyor!
Zeytinyağına tohum yağı karıştıranlar, peyniri yağsız hale getirenler, ete, bala ve süte hile katanlar… Gıda sahtekârlığı artık adeta sektörleşmiş durumda. Tarım ve Orman Bakanlığı denetimler yapıyor, listeler açıklıyor ama ortada caydırıcı bir ceza olmadığı sürece bu kısır döngü devam ediyor. Sahtekâr firmalar birkaç gün konuşuluyor, sonra unutuluyor. İşin sonunda yine millet sağlığını tehlikeye atarak aynı marketlerden alışveriş yapmaya devam ediyor.
Daha önce de lahmacundan kebaba, sütten bala kadar pek çok üründe hile yapıldığı defalarca ortaya çıkmıştı. Ancak bu firmalara verilen cezalar ne üretim ruhsatlarını iptal etmeye yetti ne de ciddi bir ticari kayba yol açtı. Çünkü sistem, sahtekârlık yapanın yanına kâr kalacak şekilde işliyor.
Devlet Daha Ne Kadar Seyredecek?
Gıda terörüne karşı ciddi yaptırımların uygulanması şart. Sahtekârlık yapan firmalar sadece teşhir edilmemeli; üretim izinleri iptal edilmeli, ağır hapis cezaları ve ticari yasaklar getirilmelidir. Bugün bir üretici hile yaparak milyonlar kazanıyor, sonra birkaç bin lira ceza ödeyerek işine kaldığı yerden devam ediyor.
Bakanlık halkı uyarmaya devam ediyor, peki ya halkı kim koruyacak? Devletin asli görevi sadece liste açıklamak mı, yoksa milletin sağlığını güvence altına almak mı?