Vaşington’un dünyaya dayattığı "kurallara dayalı düzen", artık sadece kendi çıkarlarını koruyan bir kılıftır. Modernizmin vaat ettiği refah ve barışın yerini devasa bir eşitsizlik ve sürekli hale gelen vekalet savaşları almıştır.
Küresel güneyin yükselişi ve Avrasya merkezli yeni ittifaklar, Atlantik hegemonyasının sonunu getirdi. Ekonomik yaptırımların bir silah olarak kullanılması, Batı dışı dünyayı kendi finansal sistemlerini kurmaya mecbur bıraktı. Küresel ticaretin rotasının değişmesi, doların sarsılmaz sanılan hakimiyetinin sorgulanmasına sebep oldu. Vaşington, bu süreci durdurmak adına başvurduğu her sert hamlede aslında kendi sonunu biraz daha yaklaştırdı. Batı ekonomileri borç yükü ve iç toplumsal çalkantılarla uğraşırken, dünyanın geri kalanı yeni bir kalkınma modeli inşa etmek için adımlar atıyor.
Orta Doğu sahası ise bu küresel çöküşün en net şekilde izlenebildiği laboratuvar haline geldi. Terörist İsrail'in bölgedeki pervasız saldırganlığı ve bu saldırganlığa Batı başkentlerinden gelen sınırsız destek, "insan hakları" ve "hukukun üstünlüğü" gibi kavramların içini tamamen boşalttı. Bölge halkları artık Batı'yı medeniyet maskesi ardındaki bir kaos ve yıkım kaynağı olarak görüyor. Yaşanan bu büyük kırılma, emperyalizme karşı yeni ve daha organize bir direniş dalgasının doğmasına sebep oldu. Sahada görülen bu direnç, hem askeri bir başarıyı hem de Batı'nın zihni prangalarından topyekûn bir kurtuluş iradesini temsil ediyor.
Uluslararası kurumların atıl vaziyeti, küresel yönetişimin artık bir hayal haline geldiğini ispatladı. Birleşmiş Milletler ve benzeri yapılar, güçlü olanın zayıfı ezdiği bir düzene meşruiyet sağlayan noter onaylı ofislere dönüştü. Lakin tarihin akışı bu boşluğu mutlak bir adaletle dolduracaktır. İnsanlığın adalet arayışı, bu köhne yapının küllerinden daha hakkaniyetli bir sistemin doğmasını sağlayacaktır. Gelecek dönem, tek bir merkezin emirlerine uyan bir dünya yerine, çok kutuplu ve her medeniyetin kendi öz değerleriyle temsil edildiği bir yapıyı zorunlu kılmaktadır. Atlantik kıyılarından gelen rüzgarlar artık dünyayı yönlendirme kabiliyetini yitirdi. Yeni şafak, Doğu’dan ve mazlum halkların sarsılmaz iradesinden doğacaktır.
Pepe Escobar, Strategic Culture Foundation / Asia Times, 18 Aralık 2025




