Terörist İsrail ordusunun Gazze’de oluşturduğu kaos ve güvenlik boşluğu, siyonistlerin "sahadaki taşeronu" gibi hareket eden kriminal yapıların önünü açtı. İsrail'in sağladığı koruma kalkanı altında organize olan bu yapılar, namlularını işgalciye değil, halihazırda bombardıman ve açlıkla mücadele eden mazlum Filistin halkına çevirdi.
Savaşın başından bu yana Gazze Şeridi’ne giren kısıtlı sayıdaki yardım tırlarını hedef alan, bu yardımları yağmalayarak karaborsada fahiş fiyatlarla satan çeteler, halkın boğazındaki bir diğer düğüm oldu. Cephede destansı bir kurtuluş savaşı veren Mücahidleri arkadan vurmaya çalışan bu işbirlikçiler, ateşkes süreçlerinde veya çatışmaların durduğu anlarda İsrail kontrolündeki güvenli bölgelere çekilerek semirdi.
"TEMİZLİK" KILIFIYLA HALKA SAVAŞ İLANI
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah şehrinde kümelenen ve cezaevi kaçkını olduğu bilinen Ebu Şebab liderliğindeki çete, yayınladığı son bildiriyle ihanetini tescilledi. Kendilerini sözde "Halk Güçleri" olarak lanse eden bu kriminal yapı, sosyal medya üzerinden yayınladığı videoda Refah halkını açıkça tehdit etti.
Videoda, çete elebaşı Ebu Şebab ve yardımcısı Ghassan al-Dahini’nin, yüzleri maskeli ve hafif silahlarla donatılmış militanlarına brifing verdiği görüldü. Sözde "terörü bitirme" iddiasıyla halkın evlatlarına saldıracaklarının sinyalini veren Dahini, şu aşağılık ifadeleri kullandı:
"Refah’ı kum tanesine kadar temizleyeceğiz. Bütün Refah’ı temizleyene kadar adım adım, ev ev, sokak sokak ilerleyeceğiz. Yarından itibaren günlük baskınlar düzenleyeceğiz."
Gazze’de Mücahidler siyonistlere karşı izzetli bir direniş sergilerken, sahada terörist İsrail'in maşası olarak faaliyet yürüten dört ana milis grubu tespit edildi. İsrail ordusunun henüz çekilmediği, aksine koruma sağladığı noktalarda konuşlanan bu grupların başında; Yasir Ebu Şebab, Husam el-Astal, Rami Halas ve Eşref el-Mensi gibi karanlık isimler bulunuyor.
İşgalcinin tankına taş atan çocukların karşısına, işgalcinin silahıyla dikilen bu yapılar, Gazze direnişinin sadece dışarıdaki düşmanla değil, içerideki "cürufla" da mücadele ettiğini gösteriyor.