<p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="background:white"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><span style="vertical-align:baseline"><i><span style="border:1pt none windowtext; font-family:Georgia, serif; padding:0cm"><span style="color:#2d2c2c">Bilim, her geçen gün dünyanın zemininde yer alan bir ‘din’ halini almakta. Neşet ettiği ilk günden itibaren<a href="#_ftn1" name="_ftnref1" style="color:#0563c1" title=""><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><b><span style="border: 1pt none windowtext; padding: 0cm;"><span style="line-height:17.12px"><span style="color:#2d2c2c">[1]</span></span></span></b></span></span></a> semavi dinlerden, kültürel ve toplumsal alanlara, siyasetten ekonomiye etki etmiş olan bilimin iktidarı halen devam etmekte. Bilimin bu iktidarı bir yıldan uzun süredir devam eden salgın döneminde iyice muhkem hale getirilmeye çalışılırken artık insanların bu duruma tepkisi de gitgide artmakta. Bu durumu dilendiren çağdaş İtalyan filozof Giorgio Agamben, bilimin nasıl çağdaş bir din halini aldığını yazdı. Agamben’ın görüşleri, Batı dünyasını ve Hristiyanlığı esas almış ve salgın sürecinin başlarında yazılmış (27 Mart 2020) olmasına rağmen geçerliliğini büyük oranda sürdürmekte.</span></span></i></span></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="background:white"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><span style="vertical-align:baseline"><b><span style="border:1pt none windowtext; font-family:Georgia, serif; padding:0cm"><span style="color:#2d2c2c">Salgın Üzerine Düşünceler (Giorgio Agamben)</span></span></b></span></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="background:white"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><span style="vertical-align:baseline"><span style="border:1pt none windowtext; font-family:Georgia, serif; padding:0cm"><span style="color:#2d2c2c">Aşağıdaki düşünceler, salgının kendisi değil, ona gösterilen tepkilerden ne öğrenebileceğimiz üzerine. Dolayısıyla, toplumun tamamının, hayatın tüm olağan koşullarını –iş, arkadaşlık, aşk ilişkileri, hatta dinî ve siyasi inançları– askıya almakta nasıl da kolayca birleştiği üzerine düşünceler bunlar. Bu tür durumlarda karşılaşılan protestolardan ve muhalefetten neden eser yok? Benim öne sürmek istediğim hipotez şu: Salgın, bir biçimde, bilinçdışı olmakla birlikte, zaten mevcuttu. Belli ki hayat koşulları öyle bir noktaya gelmişti ki, tıpkı bir salgın gibi aniden ortaya çıkan bir işaret, durumun olanca gerçekliğiyle belirmesine yetti. Şu anki durumdan çıkabilecek yegâne olumlu şey: İnsanlar, daha önce yaşamakta oldukları koşulların doğru olup olmadığını sorgulamaya başlayabilir.</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="background:white"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><span style="vertical-align:baseline"><span style="border:1pt none windowtext; font-family:Georgia, serif; padding:0cm"><span style="color:#2d2c2c">Bu durumun gözle görülür kıldığı din ihtiyacı üzerine de düşünmek gerek. Medya söyleminde “eskatoloji”<a href="#_ftn2" name="_ftnref2" style="color:#0563c1" title=""><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span style="border: 1pt none windowtext; padding: 0cm;"><span style="line-height:17.12px"><span style="color:#2d2c2c">[2]</span></span></span></span></span></a> terminolojisinin belirmesi bunun işareti: Amerikan basını başta olmak üzere, “apokalips” (kıyamet) kelimesi ve dünyanın sonunu çağrıştıran başka kelimeler saplantılı biçimde tekrar ediliyor. Artık Kilise’de karşılanmayan din ihtiyacı, el yordamıyla, içine yerleşebileceği başka bir yer aramaya başladı ve “zamanımızın dini” haline gelen şeyde o yeri buldu: Bilim. Birbirinden bu kadar farklı, birbiriyle bu kadar çelişen kanaatler ve talimatlar gösterisine ilk kez tanık oluyoruz, ki kriz dönemlerinde dinin tipik özelliğidir bu: Olayın ciddiyetini inkâr eden (kimi saygın bilim insanlarınca da savunulan) kâfir [<em>heretic</em>] azınlık tutumundan, olayın vahametini kabul edip nasıl baş edilmesi gerektiği konusunda ciddi fikir ayrılığı içinde olan ortodoks çoğunluk tutumuna kadar…</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="background:white"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><span style="vertical-align:baseline"><span style="border:1pt none windowtext; font-family:Georgia, serif; padding:0cm"><span style="color:#2d2c2c">Üzerine kafa yorulması gereken bir diğer konu da her türlü inancın veya ortak inanışın bariz biçimde çökmüş olması. Denebilir ki insan, her ne pahasına olursa olsun kurtarılması gereken çıplak biyolojik varoluştan başka artık hiçbir şeye inanmıyor. Ama insanın hayatını kaybetme korkusundan yola çıkmak, kılıcını çekmiş canavar </span></span><span style="font-family:Georgia, serif">Leviathan</span><a href="#_ftn3" name="_ftnref3" style="color:#0563c1" title=""><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span style="border:1pt none windowtext; font-family:Georgia, serif; padding:0cm"><span style="color:#2d2c2c"><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span style="border: 1pt none windowtext; padding: 0cm;"><span style="line-height:17.12px">[3]</span></span></span></span></span></span></a><span style="border:1pt none windowtext; font-family:Georgia, serif; padding:0cm"><span style="color:#2d2c2c"> gibi yalnızca despotlukla sonuçlanabilir.</span></span><span style="font-family:Georgia, serif"><span style="color:#2d2c2c"> <span style="border:1pt none windowtext; padding:0cm">Olağanüstü halin, salgının geçtiği ilan edildiğinde –şayet bir gün edilirse– zihin berraklığını bir nebze de olsa koruyabilmiş hiç kimse için hayata eskisi gibi devam etmek mümkün olmayacak diye düşünüyorum. Ve bu belki de bugün en büyük umutsuzluktur.</span></span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-family:Tahoma,Geneva,sans-serif;"><em><span style="font-size:18px;"><span style="background:white"><span style="vertical-align:baseline"><span style="border: 1pt none windowtext; padding: 0cm;"><span style="color:#2d2c2c">Kaynak: </span></span><a href="http://www.e-skop.com" style="color:#0563c1"><span style="border: 1pt none windowtext; padding: 0cm;">www.e-skop.com</span></a><span style="border: 1pt none windowtext; padding: 0cm;"><span style="color:#2d2c2c">. Tercümenin bazı noktalarına editoryal müdahalede bulunulmuştur.</span></span></span></span></span></em></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"></p> <div> <hr align="left" size="1" width="33%" /> <div id="ftn1"> <p class="MsoFootnoteText" style="margin:0cm"><span style="font-size:18px;"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><a href="#_ftnref1" name="_ftn1" style="color:#0563c1" title=""><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span style="line-height:14.2667px">[1]</span></span></span></a> Isaac Newton'un (1643-1727) yazmış olduğu Principia Mathematica (1687) eserini milat kabul edebiliriz.</span></span></p> </div> <div id="ftn2"> <p class="MsoFootnoteText" style="margin:0cm"><span style="font-size:18px;"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><a href="#_ftnref2" name="_ftn2" style="color:#0563c1" title=""><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span style="line-height:14.2667px">[2]</span></span></span></a> “Son” anlamına gelen teolojik bir terim.</span></span></p> </div> <div id="ftn3"> <p class="MsoFootnoteText" style="margin:0cm"><span style="font-size:18px;"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><a href="#_ftnref3" name="_ftn3" style="color:#0563c1" title=""><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span class="MsoFootnoteReference" style="vertical-align:super"><span style="line-height:14.2667px">[3]</span></span></span></a> Thomas Hobbes (1588-1679) tarafından yazılmış ve 1651'de yayınlanan bir kitaptır. Kitabın adı Kitâb-ı Mukaddes'te geçen Leviathan isimli bir yaratıktan esinlenerek konulmuştur. Hobbes kitabında, iç savaşa ve doğa durumu karşı ("hepimize karşı savaş") yalnızca güçlü ve bölünmemiş hükümetin engel olabileceğini iddia etti.</span></span></p> </div> </div>