İşgal ordusunun 13-14 Temmuz’da Şati, Sabra ve Nuseyrat kamplarını hedef alan baskınlarında 139 Filistinli katledildi, 425 kişi yaralandı. Enkaz altında hâlen kayıplar aranıyor. Toplam can kaybı savaşın başından beri 58 bini aştı.
SU DAĞITIM NOKTASINDA ÇOCUK KATLİAMI
Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki içme suyu istasyonuna atılan füze, altısı çocuk sekiz sivili şehit etti; on altı yaralıdan çoğunun durumu ağır. İsrail “sehven” savunmasına sığınırken, bölge halkı saldırının su sıkıntısını fırsata çevirdiğini söylüyor.
HASTANELER ÇÖKMEK ÜZERE
Yakıt ambargosu, jeneratör stoğunu sıfırladı; BM kuruluşları “yakıt gelmezse insani operasyonlar durur” uyarısında bulunuyor. Al-Şifa ve Nasser hastaneleri bebekleri elde pompalanan vantilatörlerle yaşatmaya çalışıyor; diyaliz ve ameliyathaneler sırayla kapanıyor.
ATEŞKES MASASI KİLİTLENDİ
Doha’da yürütülen dolaylı Hamas-İsrail görüşmeleri ilerlemiyor. Netanyahu, koalisyon ortaklarına “60 günlük moladan sonra operasyona kaldığımız yerden devam” sözü verdi. Hamas ise “tam çekilme ve esir takası olmadan ateşkes yok” dedi.
“İNSANÎ ŞEHİR” PLANINA İÇERİDEN TEPKİ
Eski Başbakan Ehud Olmert, Gazze’nin güneyinde inşa edilmek istenen sözde “insanî şehir”i “toplama kampı” olarak niteledi; İsrailli muhalefet liderleri de planın güvenlik ve diplomasi açısından “felaket” olacağını vurguladı.
MEDYA SUSTURULUYOR
Han Yunus ve Gazze Şehri’ndeki saldırılarda gazeteciler Hüsam el-Adluni ile Fadi Halife aileleriyle birlikte şehit düştü; savaşta öldürülen basın mensubu sayısı 230’a çıktı. Basın örgütleri “bilgi karartması”na dikkat çekti.
SOYKIRIM GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Terörist İsrail’in sivilleri ve altyapıyı hedef alan “boğma stratejisi”, Gazze’yi açlığın, susuzluğun ve tıbbi çöküşün kıyısına sürüklüyor. Çocukların su bidonlarıyla vurulduğu bu tablo, uluslararası hukukun fiilen askıya alındığı karanlık bir sayfa olarak tarihe geçiyor.
