Avustralya, 16 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımını sınırlandıracak yeni bir yasayı hayata geçirmeye hazırlanıyor. Facebook, Instagram, TikTok, Snapchat, Reddit ve X gibi global platformlar, 10 Aralık itibarıyla bu yasaya uymak zorunda; uymayanlar için yaklaşık 33 milyon dolarlık cezai yaptırımlar öngörülüyor. Meta, henüz yasak yürürlüğe girmeden, şüpheli yaş grubundaki kullanıcılarına hesaplarını kapatma ve verilerini indirme yönünde uyarı göndermeye başladı. Ülkede 13-15 yaş arasında yaklaşık 500 bin genç kullanıcı, bu süreçten etkilenmiş durumda. Avustralya, sosyal medyanın gençler üzerindeki yıkıcı etkisine karşı somut bir adım atıyor; çocukların zihinlerinin korunması ve zarar görmemesi için devlet müdahalesini gerekli görüyor.
Türkiye'nin sosyal bataklığı
Türkiye’ye baktığımızda ise tablo çok daha vahim ve endişe verici bir hal alıyor. Sosyal medya ortamı, genç nesiller için adeta bir ifsad bataklığına dönüşmüş durumda. Bu mecralar öyle bir çöplüğe dönmüş vaziyette ki her türlü ahlaksız içerikler, yozlaşma kültürünü karakteri bellemiş paylaşımlar, her türlü popülizm ve özenti kültürü, gençlerin zihinlerini sarıp sarmalıyor. En ufak bir yaş sınırı, en küçük bir denetim ve engelleme çabası bile yok seviyesinde. Üstelik gençler ve çocuklar kendi medeniyetlerinden, kendi kültürlerinden koparılıyor; onları yoz ve kıymetsizleştirmeye iten bir dijital karanlıkla baş başa bırakılıyor.
Bu bir neslin zihninin, ruhunun ve değerlerinin sistematik olarak felç edilmesidir. Çocuklarımız, gençlerimiz, kendi değerleri, kendi medeniyeti ve kendi kültürüyle buluşamadan, yabancı ve yoz fikirlerin etkisi altında büyümeye mahkum ediliyor. Sosyal medya içeriklerinin kontrolsüzlüğü, yalnızca ferdi ahlaki zedelenmelerle sınırlı kalmıyor; milletin istikbali de doğrudan tehdit altına giriyor.
Karanlığın yerine ışığı koyabilmek
Bu doğrultuda alınacak tedbirler, yalnızca yasak ve erişim engeliyle sınırlı olamaz. Yasaklar ve sınırlamalar, yanlış ellerde veya yanlış şekilde uygulandığında ters tepki doğurur; gençleri daha çok meraklandırır, daha çok erişmeye teşvik eder. Asıl çözüm, sosyal medya ve dijital alanlarda kötü ve zararlı içeriklerin yerini, medeniyetimizden, kültürümüzden ve manevi değerlerimizden beslenen içeriklerle dolduracak bir vizyondur. Gençlerin zihinlerini çürüten karanlık yerine, iyi, doğru ve güzel olan ikame edilmelidir. Bu da "Mutlak Fikir" ölçülerine dayanan sistemli bir dünya görüşü ile mümkün olur.
Sosyal medya, yalnızca bir mecra değil, aynı zamanda hayatın merkezine doğru yerleşen ahlak ve kültürün birebir etkilendiği bir alan hâline gelmiştir. Bu alanı boş bırakmak, kendi medeniyetimizi ve değerlerimizi kaybetmekle eş anlamlıdır.
Sosyal medya ve diğer dijital içerik alanları üzerindeki denetim ve yasaklar akılcı bir şekilde uygulanmalı; ancak asıl iş, bu karanlık boşluğu, kendi kültür ve değerlerimizle dolduracak bir vizyon ortaya koymaktır. Gençlerimizi yozlaşmadan korumak, onları kendi medeniyetleriyle buluşturmak, milletimizin istikbaline sahip çıkmak demektir.
Baran Dergisi