Terörist İsrail, uluslararası sularda seyreden ve içinde sivillerin yanı sıra iklim aktivisti Greta Thunberg’in de bulunduğu Madleen Gemisi’ne el koydu. Gemideki 4 kişi sınır dışı edilirken, 8 kişi yargılanmak üzere gözaltına alındı. Geminin hedefi, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak ve ablukanın hukuksuzluğunu dünya gündemine taşımaktı.
Özgürlük Konvoyu: Kuzey Afrika’dan Gazze’ye Sivil Yürüyüş
Fas, Tunus, Cezayir ve Moritanya’dan yola çıkan ve “Marib Özgürlük Konvoyu” olarak anılan sivil oluşum, Gazze’ye yönelik uluslararası sessizliği kırmak amacıyla harekete geçti. Konvoy Libya’ya ulaştı; Kahire’de deniz ve hava yoluyla katılacak gruplarla birleşerek Gazze sınırına varmayı hedefliyor.
Eskişehir'den Tek Başına Gazze İçin Yola Çıktı
Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde tuhafiyecilik yapan 43 yaşındaki İrfan Başkaya, İsrail’in Gazze’ye yönelik ablukasına dikkat çekmek için anlamlı bir yürüyüş başlattı. Dükkanını ve iki çocuğunu eşine emanet eden Başkaya, eline aldığı bir paket un, üzerinde “Karınca misali bir avuç un ile” yazan pankart ve Türk bayrağı ile Gazze’ye doğru yola çıktı.
Başkaya, yürüyüşünün sembolik anlam taşıdığını ve Filistin’de yaşanan insanlık dramına karşı sessiz kalmamak için bu kararı aldığını belirtti. “Filistin’deki çocuklar da eşime emanet ettiğim çocuklarım kadar değerli” sözleriyle duygularını dile getiren Başkaya, yürüyüşünün ortalama 20 gün süreceğini ve Konya, Adana, Hatay güzergahı üzerinden Suriye’ye geçip Gazze’ye ulaşmayı hedeflediğini söyledi.
İki aydır planladığı yürüyüşe başlamadan önce ailesinden helallik aldığını ifade eden İrfan Başkaya, yaşananlara karşı sessiz kalamadığını vurguladı: “Ben basit bir esnafım ama iki aydır evimde rahat uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum. Artık yeter. Avrupa ya da Amerika durduramıyorsa, halk olarak bizler sesimizi yükseltmeliyiz.”
Başkaya, yürüyüşünün bir protesto değil, vicdani bir tepki olduğunu vurgulayarak, “İbrahim Peygamber’e su taşıyan karınca gibi, ben de elimdeki unla mazlumların yanında olduğumu göstermek istiyorum” dedi.
Yürüyerek Gazze'ye Ulaşacak
Yürüyüşüne destek beklediğini dile getiren Başkaya, bu hareketin toplumsal bir farkındalığa dönüşmesini umut ettiğini söyledi: “Arkamda bir kişi değil, milyonlarca vicdanlı insan görmek istiyorum. Sadece Müslümanlardan değil, dünyanın her yerindeki insanlardan destek bekliyorum.”
Yola çıkmanın kolay olmadığını, ancak Gazze’deki çocukları düşündükçe bu fedakarlığın anlam kazandığını belirten Başkaya, ailesinin endişelerine rağmen bu yürüyüşü gerçekleştirdiğini ifade etti.
Terörist İsrail’in Suriye ve Gazze Saldırıları: Eşzamanlı Baskı
İşgalci rejim, Kurban Bayramı arifesinde Suriye’de bazı hedeflere hava saldırısı düzenledi. Aynı günlerde Gazze’de sivil yerleşim alanlarına yönelik yoğun bombardıman gerçekleştirdi. Bu saldırılarda çok sayıda Gazzeli şehit oldu.
Öte yandan, İsrail basınında DAEŞ militanlarının Gazze’de Hamas’a karşı kullanılmak istendiğine dair iddialar gündeme taşındı.
Bu gelişmeler, terörist İsrail’in yalnızca Gazze’yi değil, bölgedeki tüm direniş damarlarını bastırmaya yönelik çok yönlü bir askeri-siyasi strateji izlediğini göstermektedir. DAEŞ üzerinden yeni bir iç cephe çatışması inşa edilmek istenmesi, bölgeyi içeriden çökertmeye yönelik kirli planların parçası olarak okunmalıdır.
Greta Thunberg ve Küresel Göstergeler
Greta Thunberg'in de içinde bulunduğu "Madleen" adlı gemi, Gazze'ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıktı. Ancak bu yolculuk, terörist İsrail güçlerinin müdahalesi, aktivistlerin tutuklanması ve nihayetinde Thunberg'in sınır dışı edilmesiyle sonuçlandı.
Madleen Gemisi’nde yer alan Greta Thunberg’in, geçmişte LGBT ve PKK sempatizanlığıyla gündeme gelmiş olması, bu tarz figürlerin küresel operasyonlarda birer “ürün” olarak konumlandırıldığını gösteriyor.
Gazze'de Direniş Yükseliyor, Devletler Sessiz
Terörist İsrail’in Gazze’ye yönelik sistematik saldırıları sonucu her gün onlarca Filistinli şehit olurken, uluslararası kuruluşların ve devletlerin büyük kısmı bu zulüm karşısında suskun kalmaktadır.
Bu noktada öne çıkan gerçek şudur: Devletlerin sustuğu yerde, halklar ve sivil girişimler öne çıkmakta; Gazze davası, artık yalnızca Filistinlilerin değil, insanlığın imtihanına dönüşmektedir. Ancak bu sürecin tamamen halk iradesiyle yürüdüğünü düşünmek gerçekçi olmaz; bazı sivil hareketler küresel sistemin kontrolündeki güçler tarafından yönlendirilmektedir.