Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat davasında yeniden yargılanan sanıklar hakkında kararını açıkladı. Aralarında dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz, emekli orgeneraller Orhan Yöney ve Şükrü Sarıışık’ın da bulunduğu 13 sanık, “darbe girişimine yardım” suçundan 18’er yıl hapisle cezalandırıldı.
Mahkeme, vefat eden sanıklar Şevket Turan, İzzettin İyigün ve Kamuran Orhon’un dosyasını düşürdü. Tutuksuz sanıklar duruşmada suçsuz olduklarını iddia etse de mahkeme, 28 Şubat sürecinin sivil ve askerî faillerine yönelik cezayı açıkladı.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülen davada sanıklar suçlamaları reddetti. Ancak alınan bu karar, 28 Şubat’ın yalnızca askerî boyutuyla sınırlı bir hesaplaşmayı yansıtıyor.
İslâm’a düşmanlığın kurumsal hâliydi 28 Şubat
28 Şubat darbesinin “sivil aktörlerinden” biri olarak bilinen dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz, yıllarca Müslüman öğrencilere ve akademisyenlere uygulanan başörtüsü yasağının, katsayı zulmünün ve üniversitelerdeki ayrımcılığın mimarları arasında yer alıyordu.
“İkna odaları” uygulamasıyla genç kızlara eğitim kapılarını kapatan zihniyetin temsilcisi olarak öne çıkan Gürüz, hakkında daha önce verilen müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulmuştu. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme, Gürüz’ün “darbeye yardım” suçundan cezalandırılmasına karar verdi.
İddianamede Gürüz’ün, 28 Şubat sürecinde askerî brifinglerle yönlendirildiği, YÖK’ün kararları üzerinden darbe mekanizmasının sivil ayağını oluşturduğu belirtilmişti.
Eksik hesaplaşma, süren vesayet
Mahkeme kararı, darbeci düzenin yalnızca görünen yüzünü cezalandırdı. Oysa 28 Şubat darbesi; medyasıyla, yargısıyla, sermayesiyle ve akademisiyle organize bir yapının eseriydi. “İrticayla mücadele” bahanesiyle manşet atan gazeteler, başörtülü kızlara hakaret eden köşe yazarları, küresel sermaye temsilcileri ve yargı mensupları hâlâ hesap vermedi.
Bugün sesi daha kısık da olsa, aynı zihniyet hâlâ tetikte bekliyor. Dün 28 Şubat’ta milletin inancına saldıranlar, bugün farklı maskelerle ekranlarda, gazetelerde, finans çevrelerinde varlıklarını sürdürüyor.
Hesap sorulmadıkça tekrar eder
Hesap sorulmayan her darbe, ilk fırsatta yeniden sahneye konulur. 28 Şubat zihniyeti Gezi olaylarında, 15 Temmuz’da ve sonrasındaki ekonomik saldırılarda farklı suretlerle yeniden ortaya çıktı. Bu nedenle adalet yalnızca sembolik cezalarla değil; mağdurlara iade-i itibarla, darbenin tüm ayaklarının yargılanmasıyla sağlanabilir.




