Asya Pasifik bölgesindeki milyarder aile ofisleri, küresel piyasalardaki dalgalanmalar ve artan jeopolitik riskler karşısında yatırım stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Son dönemde öne çıkan en dikkat çekici hamle ise fiziksel altın piyasasına doğrudan giriş yapmaları oldu.
Altında güvenli liman ve gelir fırsatı
Bölgedeki bazı aile ofisleri, sahip oldukları altını mücevher üreticilerine ödünç vererek yıllık yüzde 3–4 oranında pasif gelir elde ediyor. Bu yöntem, altının değer artışı potansiyelinin yanı sıra düzenli nakit akışı sağladığı için giderek daha fazla tercih ediliyor.
Arbitrajla ek kazanç
Dubai ve Hong Kong gibi küresel altın ticaret merkezleri arasındaki fiyat farklılıkları, aile ofislerine arbitraj imkânı sunuyor. Dubai’de daha uygun fiyata alınan altın, Hong Kong piyasasında daha yüksek bedelle satılarak ek kâr sağlanıyor.
Teminat olarak altın
Fiziksel altın, aile ofislerinin yatırım portföylerinde teminat aracı olarak da öne çıkıyor. Bu varlık, hisse senedi, kripto para ve gayrimenkul gibi daha riskli yatırım alanları için kredi teminatı olarak gösteriliyor. Böylece altın, yalnızca güvenli liman değil, aynı zamanda finansal kaldıraç unsuru haline geliyor.
Makroekonomik ortamın etkisi
ABD dolarındaki zayıflama, küresel merkez bankalarının faiz indirim beklentileri ve artan jeopolitik riskler, altını daha cazip hale getiriyor. Önümüzdeki dönemde fiyatların rekor seviyelere ulaşabileceği öngörülüyor.
Stratejik çeşitlendirme hamlesi
Uzmanlara göre Asya’daki milyarder aile ofislerinin altına yönelmesi, uzun vadeli servet koruma stratejisinin bir parçası. Fiziksel altın; değerini koruyan, likit ve global ölçekte kabul gören bir varlık olarak portföylerde giderek daha fazla yer buluyor.




