Saha kaynaklarından ve diplomatik kulislerden derlenen bilgilere göre, 18 Aralık 2025 itibarıyla krizde öne çıkan üç ana başlık şu şekilde:

UKRAYNA CEPHESİNDE "CEHENNEM" VE KIRILMA NOKTASI

Savaşın kalbi, stratejik öneme sahip Donbas bölgesinde atmaya devam ediyor. Askeri uzmanlar ve sahadaki komutanlar, mevcut durumu "operasyonel bir kriz" ve "cehennem" olarak tanımlıyor.

Pokrovsk ve Kupyansk'ta "Ölümüne" Direniş
Rus ordusunun lojistik merkez olarak gördüğü Pokrovsk’a yönelik "et dalgası" saldırıları sürerken, Ukrayna savunma hatlarının ciddi baskı altında olduğu bildiriliyor. Rus birlikleri Pokrovsk çevresinde ağır kayıplar vermesine rağmen ilerleme çabasını sürdürürken; Kupyansk, Kramatorsk ve Siversk hatlarında çok şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Ukrayna Genelkurmay Başkanı’nın, sahadaki moral motivasyonu artırmak ve operasyonel kontrolü sağlamak adına büyük bir risk alarak bizzat Pokrovsk’taki ileri karargaha gittiği öğrenildi. Ukrayna unsurlarının mühimmat sıkıntısına rağmen beklenmedik karşı taarruzlar gerçekleştirdiği ve bölgede "ölümüne bir direniş" sergilediği belirtiliyor.

Savaşın Yayılma Riski
Uzmanlar, cephedeki bu sıkışmanın sürdürülemez olduğu görüşünde. Acil bir ateşkes ya da diplomatik çıkış yolu bulunamazsa, çatışmaların Karadeniz havzası başta olmak üzere tüm Doğu Avrupa'ya yayılma riskinin "hiç olmadığı kadar yüksek" olduğu vurgulanıyor.

İNGİLTERE'DEN TARİHİ UYARI: "TOPLUM SAVAŞA HAZIR OLMALI"

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un "Tek ve gerçek düşmanımız Anglosaksonlardır" açıklamasının yankıları sürerken, Birleşik Krallık'tan Soğuk Savaş dönemini aratmayan açıklamalar geldi.

"Churchill Vari" Bir Konuşma
İngiltere Genelkurmay Başkanı Sir Richard Knighton, Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nde (RUSI) yaptığı konuşmada, durumu "kariyeri boyunca gördüğü en tehlikeli an" olarak nitelendirdi. Knighton'ın, Winston Churchill'in Nazi Almanyası'na karşı yaptığı uyarıları andıran konuşması, Londra'da "savaş ilanı" ciddiyetinde algılandı.

Avrupa'da başörtüsü ve dini sembol yasakları yaygınlaşıyor! Şimdi de Belçika'da yasaklandı
Avrupa'da başörtüsü ve dini sembol yasakları yaygınlaşıyor! Şimdi de Belçika'da yasaklandı
İçeriği Görüntüle

Seferberlik ve Ulusal Direnç
Knighton, savaşın artık sadece orduların değil, toplumların savaşı olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Barışın bedeli arttı ve bunu ödemeye hazır olmalıyız. Sadece ordumuz değil; sanayimiz, siber altyapımız ve ailelerimiz de fedakarlık yapmaya hazır olmalı. Sovyetler Birliği'nin çöküşünden beri unuttuğumuz 'ulusal savunma ve direnç' anlayışını geri getirmeliyiz."

Kral Charles ve Trump Diplomasisi
Londra kulislerinde, İngiltere'nin ABD'nin yeni başkanı Donald Trump üzerindeki etkisini artırmak için Kraliyet ailesini devreye soktuğu konuşuluyor. Kral Charles'ın Trump'ı ağırlayarak "diplomatik bir paketleme" ile İngiliz tezlerine ikna ettiği ve transatlantik ittifakın Rusya'ya karşı sert duruşunu korumayı hedeflediği belirtiliyor.

ALMANYA'DA "MERZ DOKTRİNİ": RUSYA'YA KARŞI "VUR EMRİ"

Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya, Başbakan Friedrich Merz döneminde Merkel döneminin temkinli politikasını tamamen terk ederek, İngiltere ve Fransa ile birlikte "şahin" bir çizgiye yerleşti.

Berlin'de Kritik Zirve
Friedrich Merz'in, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Berlin'de yaptığı son görüşmeler, Almanya'nın savaşa bakışındaki radikal değişimi gözler önüne serdi. Almanya, artık sadece silah tedarikçisi değil, sahada oyun kurucu bir aktör olarak konumlanıyor.

Kremlin'i Kızdıran Rest: "Silahla Karşılık Veririz"
Almanya Başbakanı Merz, olası bir ateşkes senaryosunda Ukrayna sınırına konuşlandırılması planlanan "Çok Uluslu Avrupa Gücü"ne Almanya'nın liderlik edeceğini duyurdu. Merz, Kremlin Sözcüsü Peskov ve Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Ryabkov'un tepkisini çeken şu net mesajı verdi:
"Ateşkes imzalanması halinde Ukrayna sınırını bekleyecek olan güç, pasif bir gözlemci olmayacaktır. Rusya'nın muhtemel bir saldırısına veya ihlaline, bu güç tereddütsüz şekilde silahla cevap verecektir."

NATO Şemsiyesi ve Güvenlik Garantisi
Almanya'nın bu çıkışı, Ukrayna'ya fiili bir "NATO güvenlik şemsiyesi" sağlama taahhüdü olarak yorumlanıyor. Berlin yönetimi, Rusya'nın caydırılması için askeri varlığın şart olduğu görüşünü benimsiyor.

DİŞE DİŞ BİR SAVAŞA DOĞRU

Küresel gündem, Trump yönetiminin barış söylemleri ile Avrupa'nın savaş hazırlıkları arasında sıkışmış durumda.

Analistler, Avrupa'nın (özellikle İngiltere ve Almanya ekseninin), Putin yönetiminin tavrına karşı "her şeyi göze aldığı" görüşünde birleşiyor. Londra halkı psikolojik olarak zorlu bir döneme hazırlarken, Berlin yönetimi ateşkes hattında Rus askerlerine ateş açma yetkisine sahip bir askeri gücü sahaya sürmeye hazırlanıyor. Aralık 2025 itibarıyla gelinen nokta, Avrupa'nın savunma stratejisinde "caydırıcılık"tan "aktif çatışmaya hazırlık" evresine geçtiğini gösteriyor.