İlk Etapta 4 Santral
Balıkesir, Selçuk, Basmane ve Gaziantep’te devreye alınan santraller, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) enerji ihtiyacını karşılamaya başladı. Üretim fazlası elektriğin şebekeye aktarılmasıyla da kamuya gelir sağlanıyor.
Bakan Uraloğlu, bu projeler sayesinde yıllık 1,5 milyar lira tasarruf sağlanacağını belirtti.
Dışa Bağımlılığın Azaltılması
Türkiye’nin enerji ihtiyacını büyük oranda dış kaynaklardan karşılaması, uzun yıllardır iktisadî bağımsızlığın önündeki en büyük engellerden biri. Demiryollarında kurulan güneş santralleri, yerli ve yenilenebilir imkânlara yönelme iradesinin göstergesi olarak öne çıkıyor.
Bu adım, enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltırken siyasî bağımsızlığın da güçlendirilmesi bakımından anlam taşıyor.

“Yeşil Mutabakat”ın Ötesinde Millî Bir İhtiyaç
Avrupa Birliği’nin "yeşil mutabakat" başlığı altında küresel piyasa düzenine entegre edilen enerji dönüşümü, Batı merkezli bir çerçeve sunuyor. Türkiye’nin attığı bu adımlar ise doğrudan kendi halkının ve kurumlarının ihtiyacını karşılamaya yöneliyor.
İslâmî İktisat Perspektifi
Bununla birlikte, yenilenebilir enerji yatırımları tek başına nihai bir çözüm değil. Eğer bu projeler İslâm’ın adalet ve ahlâk ölçüleriyle birleşmezse, kapitalist düzenin bir parçası olmaktan öteye gidemez.
Gerçek bağımsızlık, iktisadî sistemin bütününde faizden ve sömürü düzeninden kurtulmakla mümkün olacak. Demiryollarında devreye alınan güneş santralleri ise bu yönde öncü ve sembolik bir adım niteliği taşıyor.
Enerjide millîleşme çabası, İslâmî bir iktisat anlayışıyla birleştiğinde, yalnızca enerji alanında değil, bütün bir ekonomik düzenin yeniden inşasında tarihî bir rol oynayabilir.




