MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 147 gün sonra ilk kez grup toplantısında konuştu. Konuşmasında yer yer gözlerinizin dolduğu fark edilen Bahçeli, İsrail-İran savaşına değinerek "Tahran'a atılan bombaların Ankara'ya etkisi vardır. BM direniş kuvveti kullanmalı, suçlular adaletle cezalandırılmalı. Vakit direnişsizin İsrail teröristlere karşı ortak direniş kurulmalıdır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle uzun süredir devam eden grup toplantılarına katılamıyordu. Bugün 147 gün sonra ilk kez MHP Grup Toplantısı'na katılan Bahçeli'nin konuşmasına başlarken gözlerinin dolduğu dikkatlerden kaçmadı.

"Bizleri takip eden düzenimizi selamlıyorum"

Konuşmasına "Kaldığımız yerden coşkuyla yola devam ediyoruz" sözleriyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şu şekilde;

"Değerli vekil arkadaşlar, saygıdeğer misafirleri, basınımızın değerli temsilcileri, malum gücümüz zorunlu hallerden dolayı toplantılarımıza bir süre ara veriyoruz. Hamt olsun yeniden bir aradayız. 28 Ocak'tan sonra gerçekleştirdiğimiz ilk grup toplantımız ile kaldığımız yerden yolumuza coşku ile devam ediyoruz. Bizleri takip eden bütün istediğimizi, gönül coğrafyamızda yaşayan kardeşlerimizi selamlıyorum.

“Başkasının ürettiği ile kendi evimizi ısıtamayız”

Şükürler olsun ki fikirlerimiz, hedefimiz, mücadelemiz, tavrımız, kendimize, varlığımız aynıdır. Biz MHP'yiz, biz Türkiye'yiz, biz Türk milletiyiz, Kapalı devre siyaset sınırlarını aşmak istiyoruz. Kapımızı düzenleyip perdelerimizi indirmiyoruz. Başkasının ürünü ile kendi evimizi ısıtamayız. Göze batmak yerine gönülde kalmak arzusunda, süper güç Türkiye amacındayız. Terörsüz Türkiye'nin denetimi ve kararlılığı amacındayız. Hayatının can güvenliği düşerse kim benim önüme düşecek kaygısını iyi düşünüldü. Milletimizin aradığı sorular için milletimizin aradığı yegane adresinin iyi olacağı belirtildi.

"Biz siyasetimizi boş hayaller üzerinde yapmıyoruz"

İnsan için, aile için, millet için, sürekli olarak yapacaklarımızın anlattıklarının en az işimiz kadar etkili olması gerekir. Biz siyasetimizi boş hayaller üzerinde yapmıyoruz, yalnızca kendimize yönelik alarm düğmelerine basmak olarak yorumlamıyoruz. Sebepler sabit kaldıkça sonuçların da aynı kalacağını belirtir. Bize göre siyasete göre iftihar ettiğimiz Türk milletine hizmet için lütfedilen fırsatın tanımıdır. Hizmet yarışında öne çıkma becerisidir. Özne her zaman Türk milletidir. Ona önem verilmeyen siyaseti kabul etmedik, bitmeyecek. Türk milleti yoksa biz zaten olamazız.

"Siyaseti istismar maksadıyla yapmıyoruz"

Bizim siyasi varlıklarımızın nedeni bu büyük millet gerçeğidir. Biz o varsa ayaktayız, siyasetimiz de Türk milleti var olacaktır. Siyaseti muhalefet partilerinin yaptığı amaçla istismar maksadıyla yapmıyoruz. Siyaseti bir şeyler yapıyor gibi görünmek için yerine getirmiyoruz. Çünkü siyasetin birilerini koltukta tutmak için sergilenen bir tiyatro sahnesi yapılmamıştı. Bu muazzam mücadelenin arkasında ise mesaisini ve ömrünü bu siyasete adamış, eli yüreğinde binlerce dava arkadaşının alınış teri ve emeği vardır. Bizim partimiz ve ittifakımız bu yüksek sıcaklığın onu gün içinde yeniden kucaklaştığı, çıkarsız dostluğun, kutlu ve kutsal amacın onun varlığının üzerinde tutulduğu çatıdır. Namusu ve gücü olan her millet gibi bizim de milletimiz de tek yürek olarak savunmayı geliştirene kadar gösterildi.

"Etrafımızdaki kanlı maçlara karşı hazırlıklı olmalıyız"

Kurucu unsurlarımız ihmale kurban edilirse vatanımızı var olan muazzam şuur kaybolacaktır. Tedbir ve temkini elden bırakmamak. Hep bir hesap hep bir plan, istila ve şiddet senaryosu devrede. Uyuşukluk ve uykunun sonucu erimedir. Su uyusa da düşman emeller olabilir. Tehlikeli olanın yaşlı küçüğü olamaz. Hafifçe alınan alarmlarda korkunç badireler doğuracaktır. Vatanımızda bağımsız, bağlantısız, bir bütün yaşamanın belgesini saklayan çevremizdeki kanlı oyunlara karşı hazırlıklı ve dirayetli hareket kuralları. Kim saldıracakmış bu masalları diyen münafık davranışlara itibar edemeyiz. Bizim dersimiz ecdadımızın hatıraları ile matuftur.

"Atılan bombaların Ankara'ya etkisi var"

New York'un emeklilik fonları üzerinden İsrail'e finansman sağlanmış
New York'un emeklilik fonları üzerinden İsrail'e finansman sağlanmış
İçeriği Görüntüle

Çatışma ve savaşların bir araya gelerek oluşturduğu kaosun yarattığını görmek ve kaygı kaybolur. Öncelikle düşünmemiz gereken Türkiye'dir. İsrail'in İran'a saldırısı barbarlıktır. İran füzeleme üstüne füzeleme yapıyor. Yeni bir dünya savaşı ile ilgili tahminlerin yoğunlaşması ile ilgili çok boyutlu krizlere hazırlık ertelenemez. Atılan bombaların Ankara'ya etkisi iddia etmek için cahil olmak gerekir. Allah muhafaza üçüncü dünya savaşı ile insanlık ve dünya medeniyeti kendi kendini yok eden canavarın ortaya çıkması düşecektir.

"BM'nin gücü kullanmamalı"

İsrail tehdidinde tüm eşikler aşılmıştır. Kontrolünü kaybetmiş, dış durum sınırlamaları tüm tuşlara basılmıştır. İsrail evrensel ilkelere göre devlet vasfından çıkan bir cinayet mangasına, teröre dönüşmüştür. BM kahredici sessizliğe gömülmüştü. İslam ülkelerinde bugün bilinmiyor ne zaman diriliş emaresi görülecektir. Bu Şehadet ve eşkıya düzeni ne zamana kadar devam edecek. Elbette gidemez böylemez, akan kanlara seyirci kalınamaz. BM'nin gücünü kullanmalı suçlular yargılanmalı. BM'nin askeri gücü sahada sürmelidir. Bunu bölge ve dünya barışı için acilen yapılmalıdır.

"Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak"

Üzerinde yaşadığımız muazzam jeopolitik miras; nasıl yönetebileceğini öngörmüş ve öğrenmiş tecrübi devlet aklından; burada nasıl var olabileceğini artık iyice kavramış millî alışkanlık ve millî kültürden; kimin dost, kimin düşman; kimin maznun, kimin mazlum; kimin hain, kimin kahraman olduğunu bilen yüksek ferasetten; bin yılın savaş, isyan, kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş ağır sonuçlarından; bu vatana yönelen tehditlere karşı birer birer kazandığımız zaferlerden; bin yılı her anıyla derinden yaşamış ve hissetmiş olan insanımızın yüksek seciyesinden; ve kuşkusuz, tarih içinde yaşanmış acı hatıralardan arta kalan derslerden, tek tek damıtılıp süzülerek çıkarılmıştır.

Merhum Ziya Paşa demişti ki:
Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim,
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde.

Yani:
Pek çok müneccim gökyüzünde yıldız ararken,
Önlerinde kuyu olduğunu görmezler.

Biz o kuyuları görüyoruz. Yalnızca görmekle kalmıyor, aynen Merhum Necip Fazıl Kısakürek’in söylediği gibi söylüyor ve şöyle sesleniyoruz:
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden.

"Muhalefetin omurgası çürüktür"

Bu gelişmelerin karşısında CHP'nin ikicikli, iltihaplı siyaseti endişe vericidir. Mahalle yanarken havanda su dövmeleri ayıplı siyasetin ucuz numaralarından başka bir şey değil. CHP'nin içerdiği yer Türk milletinin içerdiği yer değildir. Muhalefetin omurgası kırık, çürüktür. Biz beden olmaya değil, cennet vatanımız, evlatlarımız için dipdiri heyecanındayız. Kim ne yaparsa yapsın iç cephemiz düşmeyecek, surda gedik açılamayacaktır. Gün birleşme günüdür, gün dayanışma günüdür. Her şey Türkiye'de diyoruz. bu topraklara vatanım, diyen herkes bu insanlar milletim diyen herkes, bu bayrak ülkesi benim diyen herkes, biliniz ki herkes yetenekli Türkiye'dir."