<strong>16 Nisan’da gerçekleşecek olan referandum sizce Türkiye’ye ne getirecek, ne götürecek?</strong><br /> Eğer “hayır” çıkarsa, Türkiye’nin meşruiyeti sorgulanır. Mevcut iktidar, dünya ülkelerine “halkın iradesine saygı göstermediğini” söylüyor. Türkiye’de 12 yılda 5 seçimde, mevcut iktidara yönelik oy kullanıldı. Bu iktidar milletin iradesiyle seçilmiştir. Cumhurbaşkanı da halk oyuyla seçildi. Eğer referandumda “hayır” çıkarsa Türkiye’nin söyledikleri revize edilecek. 15 Temmuz da revize edilmiş olur. “Hayır” çıkması Türkiye için iyi olmaz. Bu sefer dünya, “halkınız da bizim gibi düşünüyor” diyebilecek Türkiye’ye… Dengeler değişebilir. Türkiye sıkıntılara düşebilir. Bizde güvenilir muhalefet yok, oturmuş kurumlar da çok az. Ateş çemberinin ortasındayız. “Hayır”ın çıkmasıyla birlikte, felakete sürüklenebiliriz. Yahut “evet” çıkarsa, Batı’nın bize çokça söylediği “demokrasi, özgürlük, hak” gibi kavramlar Türkiye’de tescillenecek. Daha dün İdlib’te kimyasal silahlarla çocuklar öldürüldü. Türkiye “evet” ile daha da güçlü hâle gelecek ve bazı seyirci kaldığı şeylere mukabil, birçok sahada daha aktif olabilir. Türkiye’nin güçsüz olması demek, saldırılara açık olması demek. “Evet” ile birlikte, Türkiye’deki birçok kurum da oturacaktır. Ekonomik, siyasî, sosyal, askerî birçok alanda değişiklikler olacaktır. 16 Nisan mevcut iktidarın kazançlarından daha fazlasıdır. İktidarın doğru-yanlış kararları olabilir. Referandumla birlikte Türkiye’nin eli güçlenecek ve daha isabetli kararlar alacaktır. Batılı devletlerin “Türkiye’de diktatörlük” var söylemleri boşa düşecek. “Evet” çıkması demek Türkiye’nin anayasal değişikliğini kabul etmek, mevcut iktidara güvendiğini belli etmektir. Demokrasinin temel kriteri sandıktır. Millet de bunu oylarıyla ifade ediyor. Türkiye ekonomi alanında da birçok değişikliğe gidecektir, halkın tercihiyle birlikte ticaret yapan ülkeler; Türkiye’ye daha fazla güvenecektir. Güven, kendisiyle birlikte gücü de getirir.<br /> <br /> <strong>Görüşleriniz için sağolun.</strong><br /> Siz de…<br /> <br /> Baran Dergisi 535. Sayı<br />