DEM Parti İmralı Heyeti, dün ziyaret ettiği PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mesajını aktardı. Öcalan, "Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyetin yasallığına dahil edilmesi ve bunun için güçlü bir geçiş süreci temel alınmalıdır" dedi.

DEM Parti İmralı Heyeti, dün İmralı'da gerçekleştirdiği PKK lideri Abdullah Öcalan ziyaretine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada üç saat süren görüşmenin olumlu geçtiği belirtilirken, Öcalan'ın 'sağlığı ve moralinin oldukça güçlü olduğu' aktarıldı.

DEM Parti İmralı Heyeti'nin yazılı açıklaması şöyle:

Terörist İsrail'den Suriye açıklaması
Terörist İsrail'den Suriye açıklaması
İçeriği Görüntüle

Kasım 2025 tarihinde İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile yaklaşık üç saat süren son derece olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Sağlığı ve morali oldukça güçlüydü. Görüşmemizde özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

İçinde bulunduğumuz süreci ilerletebilmek, tarihi ve sosyolojiyi daha fazla ciddiye almayı gerektiriyor. Türk-Kürt ilişkisinin bin yıllık iki sütun olarak bugüne geldiğinin tespit edilmesi önemlidir. Bu sütunların görülmesi, anlaşılması ve onarılması suretiyle birlikteliğin güçlendirilmesi gerekir.

Çizgiler çekerek değil, güncel sorunlarımızı da kapsayacak bir ufuk oluşturarak hareket etmeliyiz.

Sınırlı şartlarda tarihi bir mesele için ciddi bir çaba sarf ediyoruz. Yıkıcı ve negatif değil, pozitif bir aşamayı geliştirmeye çalışıyoruz. Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyetin yasallığına dahil edilmesi ve bunun için güçlü bir geçiş süreci temel alınmalıdır. Bütünsel bir olgu olarak yasallığa geçiş, Demokratik Cumhuriyetin hukuksal temellerini sağlamlaştıracaktır.

Bugün dönemsel olarak eşiğinde olduğumuz demokratik entegrasyon imkanı hem yerellik hem evrenselliktir. Pozitif aşamaya geçebilmek için bu süreçte herkesin hassasiyet, ciddiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesi hayati önemdedir.

Saygılarımızla.

Dem Parti

Kardeşliğin zeminini demokraside değil İslam'da aranır

Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda yürütülen görüşmeler ve adımlar demokratik entegrasyon zemininde atılmaya çalışılıyor. Ancak unutulmamalıdır ki, bu topraklarda bin yıllık Türk-Kürt birlikteliğini ayakta tutan şey ne anayasal formüller ne de demokrasi şemalarıdır. Bu birlik, İslam’ın kardeşlik hukuku üzerine kurulmuştur.

Tarihin tanıklığıyla sabittir: Ne laik cumhuriyet anlayışı ne de modern demokrasi, bu coğrafyada kalıcı barışın zeminini kurabilmiştir. Aksine, inançtan kopuk her model, gönülleri ayırmış; devlet ile millet arasındaki derin uçurumu daha da büyütmüştür.

Masaya konan çözüm planı, inanç yerine mekanizma koymanın tekrarından ibaret. Asıl çözülmesi gereken mesele ruhtadır. Gerisi bu İslam ruhunun zayi olmasıyla peşinden sürüklenen birtakım dışarıya yansıyan somut problemlerdir. Milletin, Allah korkusu devre dışı kalınca, her düzen pusulasız kalır. Ne parlamento kararları ne geçici ateşkesler bir arada tutar; çünkü ortak payda artık kuru kardeşlik laflarından önce inançtır.

Gerçek çözüm, birbirine düşman edilmeye çalışılan bu iki halkın özündeki iman kardeşliğinin yeniden dirilmesidir. Aksi her yol, toprağı biraz daha kurutur. Barış, diplomasiden ziyade ancak İslam ruhunu yeniden merkeze almakla gelir.