Vahhabi Suudi Arabistan ile Şii İran'ın çatışma sahasına dönüştürülen Yemen'de karışıklıklar bir türlü son bulmazken Suudi Arabistan ile İran'ın Çin tarafından bir araya getirilerek anlaştırılması, Yemen yönetimi ve halkı için bir umut kaynağı oldu.
AA'nın haberine göre; Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mubarek, ülkesinin, Suudi Arabistan ile İran arasındaki anlaşmanın bölgedeki ilişkilerde yeni bir aşama oluşturmasını umduğunu söyledi. Bin Mubarek, Moritanya'nın başkenti Novakşot'ta düzenlenen 49. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nın açılışında konuştu.
Ülkesinin devletlerin iç işlerine karışmama ilkesine ve anlaşmazlıkların diyalog, diplomasi ve barışçıl yollarla çözümüne bağlılığını vurgulayan bin Mubarek, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak için iyi niyet taşıyan her türlü ciddi ve samimi yaklaşımı desteklediklerine dikkati çekti. Bakan bin Mubarek, "Umuyoruz ki Suudi Arabistan-İran anlaşması, Tahran'ın bölge ülkelerinin iç işlerine müdahalesini sona erdirecek, bölgedeki ilişkilerde yeni bir aşama oluşturacaktır." diye konuştu.
Bin Mubarek, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletleri ve uluslararası toplumu, "tüm Yemenlilerin aradığı" adil, kalıcı ve kapsamlı barışın gerekliliklerine boyun eğmeleri için Husilere ve destekçilerine baskı uygulamaya çağırdı.
İran-Suudi Arabistan ilişkileri
Suudi Arabistan'da 2 Ocak 2016'da aralarında Şii Nimr el-Nimr'in de bulunduğu 47 kişi "terör" suçlamasıyla idam edilmişti.
İdamlara tepki gösteren İranlı yetkililerin peş peşe yaptığı açıklamaların ardından Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binaları İran'daki göstericiler tarafından ateşe verilmişti.
Mart 2015'te, Yemen'deki kriz nedeniyle zaten gergin olan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler tamamen kesilmişti.
İran ve Suudi Arabistanlı yetkililer, Nisan 2021'de Bağdat'ta doğrudan görüşmeler yapmak üzere bir araya gelmiş ve Irak'ın arabuluculuğundaki görüşmeler daha sonra da devam etmişti.
Riyad ve Tahran, 7 yıl aradan sonra Pekin'de Çinli yetkililerin aracılığıyla 10 Mart'ta diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya varmıştı.
Yemen'de Şii-Vahhabi çekişmesi
İran, Şii hilâli olarak adlandırılan eksenin en güney ucunda bulunan Yemen'de Husileri uzun bir süredir destekliyor. Başta Ehli Sünnet'e en yakın kabul edilen Şii mezhebi Zeydîliğe mensup olan Husiler, İran'ın Şii yayılmacılığı politikası çerçevesinde gerek Husileri Kum'daki medreselere getirip gerekse de Devrim Muhafızları vasıtasıyla verdiği askerî destekle İran'ın resmi mezhebi olan İsna Aşeriye'ye müntesip hâle getirmeyi başardı. Husiler üzerinden Yemen'de hakimiyet kurmaya çalışan İran'ın desteğiyle Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor.
Batı'nın İran sopasıyla terbiye ettiği Vahhabi Suudi Arabistan'ın ise, burnunun dibinde rejimi için tehdit olan Şii yayılmacılığına göz yummak istememesi neticesinde Yemen iki sapkın ekol ve onların devletlerinin çatışma sahasına dönüştü. Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan bir koalisyon Yemen'de Husilere karşı Mart 2015'te mücadeleye girişti. Koalisyon güçleri bu çerçevede ülkede Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.
Bu çatışma Yemen'de bir insanlık dramının yaşanmasına sebep olurken Birleşmiş Milletler raporları ülkede açlığın ve imkânsızlıkların ne boyutlara geldiğini açık şekilde ortaya koydu. Yaşanan çatışmalarda yüzbinlerce kişi öldü.