Bu Hakan Fidan’dan Batı ve İsrail yanlısı avâne niye bu kadar rahatsız malûm. İsrail’in çıkarları ve yeni istihbarî bilgilerin bazı mahfillerin eline geçmiş olması. Bunda Gülen taifesinin, Batıcı ve İsrailci Taraf yığınının ve bazı demokrat kimlikli Türk-Kürt aydın ve siyasîlerinin kimlerle nasıl yakın temas içerisinde olduklarının, millete hangi kumpas ve proje hazırlıklarında yer aldıklarının da istihbaratı var. Ayrıca Kürdistan’da at koşturan uyuşturucu baronlarının, Suriye’de Türkiye’yi savaşa sürüklemek isteyen yabancı istihbarat ajanlarının faaliyetlerinin de istihbaratı var. Sıkıntıları birazda bu yüzden, ikbal endişesi taşıyorlar. Bu yüzden can havliyle bağırıyorlar. Eksikleri, gedikleri, bize ve özellikle İBDA mimarına zararları hep ilk derdimiz. Hele Kumandana 14 yıldır sürdürülen Telegram işkencesinin faillerinden nasılına kadar istihbaratları olmadığını düşünmek ise abesle iştigal. Buna rağmen işkencenin devamını sağlayıcı konumda bulunmak, bu kuruma karşı güvenimizi ve duruşumuzu mesafeli kılmakta. Ancak, genel anlamda “bir kaşık suda boğulmak” istenen ve kendisine küresel bir operasyon düzenlenmek istenen Hakan Fidan ve Tayyip Erdoğan habere bakışımızı farklılaştırmaktadır.
“Göreve geldiği günden bu yana İsrail’in rahatsız olduğu MİT müsteşarı Hakan Fidan ve ekibinin, milletlerarası bir operasyon çerçevesinde baskı altına alınmak istendiği öne sürülüyor. Özellikle MOSSAD’ın Türkiye İsrail ilişkilerini bozan isim olarak hedefe koyduğu Hakan Fidan’a karşı kamuoyun yansımayan bir çok operasyonun daha yapıldığı ifade ediliyor. Türkiye’deki birçok yapı ile ortak hareket eden istihbarat örgütleri, Oslo görüşmesinin sızdırılması, Uludere’de sivil vatandaşların öldürülmesi, Bingöl’de askeri sevkiyat sırasında 10 askerin öldürülmesi gibi bir eylemi yönettiği iddia ediliyor.” Vaka dehşet çapta ve Türkiye olağanüstü hadiselere gebe.
Bu arada Mavi Marmara’da 9 Müslümanı şehid eden İsrail Terör Devleti’nin yargılanmaya (bu bir ilk) başlanacağı 6 Kasım öncesi böyle bir operasyon olması da oldukça mânidar. Malumunuz Bu katillerin kimlik bilgilerini MİT deşifre edip mahkemeye sundu.
Hatırlatalım bu Küresel operasyonun “bahane”si nedir?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 9 kişi için mahkemeyi yanıltıp, farklı kimlik bilgileriyle dinleme kararı aldıkları iddia edilen MİT görevlileri hakkında soruşturma başlatılması amacıyla Başbakanlık'tan izin istedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Başbakanlığa gönderilen yazıda, söz konusu iddiaya ilişkin suç tarihinde görevli İstanbul MİT Bölge Başkanı ve yazıyı imzaya hazırlayan diğer görevliler hakkında soruşturma açılması talep edildi.
Başbakanlığa gönderilen yazıda, İstanbul MİT Bölge Başkanlığı'nın Müsteşar adına düzenlemiş olduğu yazıda, casusluk suçuna karıştıkları iddiasıyla aralarında gazeteciler Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Altan, Mehmet Baransu, Markar Eseyan ve Amberin Zaman'ın da bulunduğu 9 kişinin gerçek telefon numaraları verilip, farklı kimlikler altında dinleme talep edildiği belirtildi.