Türkiye'de yasal olarak ikamet eden ve Abdulfettah Sisi rejimi tarafından istenen Mısırlı sığınmacı Muhammed Abdulhafiz'in sınır dışı edildiği bildirildi.

Abdulhafiz geçtiğimiz gün gözaltına alınmıştı.

40 yaşında bir eğitimci olan Abdulhafiz, 2013 yılında Mısır'da gerçekleştirilen kanlı askeri darbenin ardından Türkiye'ye sığınmıştı. 8 yıldır Türkiye'de yaşayan Abdulhafiz evli ve 4 çocuk babasıydı.

Avukat Gülden Sönmez, sınır dışı kararını sosyal medya üzerinden duyurdu. Sönmez şu ifadeleri kullandı:

"Maalesef Mısırlı Mohamed Abdelhafız Türkiye'den gönderildi.

Kassam Tugayları’nın üst düzey liderlerinden Raid Saad şehit edildi
Kassam Tugayları’nın üst düzey liderlerinden Raid Saad şehit edildi
İçeriği Görüntüle

Günlerdir sınır dışı edilmesin diye çağrı yaptığımız Mısırlı Mohamed Abdelhafız Abdalla Abdelhafız’ın gönderildiğini büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayım.
STK temsilcileri, medya mensupları ve Türkiye’nin dört bir yanından dert eden çok sayıda vicdan sahibi insanımızdan durumu öğrenmek için soru geliyor.

Buradan durumu açıklamak durumundayım. Maalesef Mohamed Abdelhafız Türkiye'den gönderildi.

Ölümden ve işkenceden ülkemize sığınanlar Türk halkına emanettir. Devletin kişi ve kurumları, Anayasa ve kanunlarla bağlı olup, Türk halkına bu hukuk kurallarını uygulama akdi ile sorumludurlar."

Abdulhafız'ın üçüncü bir ülkeye mi gönderildiği yoksa Mısır'a iade mi edildiği netlik kazanmadı.

Gıyabında müebbet hapse mahkum edilen Abdulhafiz, Sisi rejimi tarafından "ülkedeki silahlı muhalif gruplardan olduğu" belirtilen ve "Müslüman Kardeşler bağlantılı" olduğu öne sürülen "Hasm Hareketi'nin liderlerinden olmakla" suçlanıyordu.

Mısır'a iade edilmesi halinde Abdulhafiz'in işkence, kötü muamele ve idamla karşı karşıya kalabileceğinden endişe ediliyordu.

Geri gönderme merkezlerinin zulmü bitmiyor

Özellikle son dönemde, Mısır, Suriye, Yemen ve hatta Çin zulmünden kaçan Doğu Türkistanlılar gibi ölüm veya işkence tehdidi altında oldukları bilinen kişilerin “üçüncü ülke” adı altında belirsiz noktalara gönderildiği vakalar arttı.

Türkiye’nin dört bir yanına yayılan geri gönderme merkezleri, artık yalnızca “idari gözetim” adı verilen bürokratik yapılar değil, Müslüman coğrafyanın mazlumlarına karşı işleyen karanlık bir mekanizma hâline dönüştü. Kağıt üzerinde “hukuk devleti” iddiası sürerken, bu merkezlerde yaşananlar insanlık ve İslam hukuku açısından utanç vesikası olarak tarihe geçiyor.

Türkiye, Mısır’la, Körfez ülkeleriyle veya başka rejimlerle diplomatik yakınlaşma hesapları yaparken, göçmenler ve sığınmacılar masada “pazarlık unsuru” hâline geliyor. Bu süreçte merkezlerde bekleyen yüzlerce Müslüman, ülkelerine iade edilme ve işkenceye uğrama korkusuyla günlerini geçiriyor.

Muhammed Abdulhafız vakası bunun son ve en çarpıcı örneği oldu. Yıllardır Türkiye’de yaşayan Mısırlı muhalif, Sisi rejimine teslim edilme riskine rağmen İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınarak “üçüncü bir ülkeye” gönderildi. Avukatlar ve STK’lar, bu tür kararların artık bir istisna değil, sistematik bir politika hâline geldiğini belirtiyor.