LEVHA: Ağustos 2013... Diyarbakır'ı fetheden Sahabî Kumandan Iyaz bin Ganem'i görüyorum ve onun hakkında, "koyun kurttan korktuğu gibi düşman da ondan korkar!" deniyor! — (Ahmed Cengiz)
*
KÂZIM Albayrak'ın BARAN Dergisi'nin 22 Ağustos 2013 tarihli nüshasında, en azından benim için çok "faydalı" KÜRT İllerinden İzlenimler isimli gezi notlarını okudum; çok çok güzel bir anlatımı vardı, bunu da belirteyim. Antepli Avukat Ahmed Cengiz'e âit rüyâ da, aynı gezide ona yol arkadaşlığı ederken anlatılan bir rüyâ!
*
CUMHURİYET'in Kuruluşu: 1923: CEM-İ Ezdad-Birbirine zıd olan şeylerin bir arada bulunması... TELEGRAM'dan BÜYÜK Doğu-İBDA sisteminin iskelet yapısının TELEGRAM Feylesofisi, –ADLÎ Tıbb– hâlinde belirmesi şeklinde, Cumhuriyetin Kuruluşu gayesi bu olmasa da, "Allah neleri nelere vesile ederek ne yollardan neleri ihsan eder!" hesabı, oluş zorlukları "sıçrama tahtası" edinilerek bu hakikat onun yaşı içinde doğdu: 2013-1923=  90. sene... VAZİHA-Apaçık, meydanda: 924= 1923: UFUK ile HAFİYE... NECİB'in MİM'i rüyâda gelen mânâ üzere MİM'dir... Bu harf, Da'va Cetveli'nde Allah'ın MALİK-MÜLK'ün sahibi ismine işaret eder ve sayı değeri: 90: SAD harfinin ebcedi-Sad harfi, Allah'ın "Mümit-Öldüren, ölümü yaratan" ismine, Toprak mertebesine ve Kamer menzillerinden Belde'ye işaret eder; Şehir, memleket, iklim, kuşatan... Sözkonusu harf, Malik'in, "âlemde her ne oluyorsa ondan" anlamı içinde bunun Hakikî Gerçek'i ŞEHÎD ihtiva etmesi ile, "ezel sırrı ve ahde vefa" demi, "Kurban-Nefs fedası" anlamına işaret eder; şuurda, Allah'tan uzak olmanın hüznünü duyanadır. Sisteminin muhtevası, Allah'a, Resûlü'nün gösterdiği yoldan, vasıta olan... RAHMAN Sûresi'nin üçüncü Âyet meâli – (Birinci âyet meâli: Rahman... İkinci âyet meâli: Öğretti Kur'an'ı... Üçüncü âyet meâli: YARATTI İNSANI): 923: DI'BAN-Erkek sırtlan. Takib eden. İşi sıkı tutan. Müessir. Çevreyi iyi tanıyan. Kurt, canavar. Ebu Hâlid. Köpek, Tag, zeki, akıllı, koşan, öncü.(Zel harfi, Allah'ın "Zelil kılıcı-Müzill" ismine ve Hayvanlar mertebesine işaret eder. Bâtın kahramanları, bu evveli bilinmeyen Ezel deminde ayak kayması olduğu için, "ezel"e "zelil" kökünden olarak böyle dendiğini bildirmişlerdir... Hayvan, "Hayevan-Diri" kelimesinden; bedene, kurbanlık deve!.. Zel: 731: Abdülhakîm Koltuğu)... RAHMAN Sûresi 19 ve 20. âyetler: 3166= 169: KASAH-Sırtlan... KUST-Topalak otu. Suadî. Ortada oturan. Rengi kara olan şeyler. Gece, bilinmez, bilmece: 169: KIST-Hisse. Nasib. Pay. Parça parça verilen hediye. Mizân. Terazi. Adalet etmek. (Adlî Tıbb'ı hatırla!)... İYÂZ bin Ganem-Hâlihazırımızı ihyâ eden büyük sahâbî, ANADOLUCULUK merkezli İslâm davasının kök kahramanlarındandır: 1923= 924: SALİH Mirzabeyoğlu Hükümdar'dır. (Tilki Günlüğü'nde, altında Üstadım'ın ismi bulunan bu yazı-rüyâ, aynı zamanda onun 31 Temmuz gününün başlığıdır... KÜLTÜR Davamız hakkında, Üstadım'ın takrizi: Bu kitab, Cumhuriyet sonrası kavruk nesiller içinde ilk ciddi fikir sesi ve çileli nefs murakabesi eseridir.)
*
DİYARBAKIR: Diyarbekir... Bekr, "genç deve-genç nefs" demek olduğuna göre, Bekr diyarı'nın anlamı açık... SİN harfi, Allah'ın, "Muhyî-Hayat veren, Hayatı ihyâ eden" anlamına, SU mertebesine ve Kamer menzillerinden "El-Bekr"e işaret eder... SU: 66: HİLÂL-Hemze, Allah'ın "Bedi'-Kendi nefsinden yaratan" ismine, İLK Akıl mertebesine ve Kamer menzillerinden "Seretan'a işaret eder... Seretan –Yengeç Burcu–, unsuru SU, seyyaresi AY, vücutta tesir yeri "Göğüs-Karın, batn, kemer" bölgesi.
*
CEM-İ Ezdad: Aslı İslâm olan dünya hayatımızda, iyi ve kötü bir arada, birbirine karışmış olarak yaşıyoruz. Bunun birlik mertebesi, iyi ve kötünün SIR birliğinde birliğidir ki, kötünün ircaı davasıdır. Bu çerçevede NEFY-Olumsuzlama, "iyi-doğru-güzel"i, "kötü-yanlış-çirkin"den sıyırma hâdisesi olarak, Hakkı "isbat"tan daha zengin bir genişliğe bakması yönünden daha faydalıdır. Allah'ın bir kısım isim ve sıfat tecellilerinden meydana gelmesi, olumsuzluğun görmezden gelinmesinde VAHDET'i bozar; Allah, rahmetinden dolayı razı olmadığı kötülerin de VAR olmasına müsaade etti; bu, mümin ve müslüman için, onlara efendiliği ve hâkimiyeti görünsün, Allah'ın Halifesi oluş memuriyeti tecelli etsin diye bir hikmete mebnidir... Bir şeyi aslına irca, onu imhadır da... İBDA'nın misyonunun, "İslâm Tasavvufu ve Batı Tefekkürü arasında, ikinciyi birinciye irca" olduğu, bilinen... Hazret-i Ali: "Tecrübe, fayda ile birlikte ayrı bir ilimdir!"... NEF'İ: Fayda. Menfaat ile alâkalı... ELİF harfi'nin "Cem'-Birlik, toplayıcılık" makamında, Allah'ın fiil isimlerinden "NAFÎ-Fayda veren" de var. Birlikte olduğu fiil isimleri ile beraber: Mübdî-Yaratan / Bais-Dirilten / Vâsi'-Genişleten / Hâfız-Koruyan / Hâlık-Yaratıcı, Bâri-Yük, sıkıcı, defa, kerre, gayret sebebi olan, kale duvarı, bulamamacasına aratma, izin / Musavvir-Suret veren / Rezzak-Rızık veren / Bast-Ferahlık veren / Feth-Açan / Muiz-Aziz kılan / MUİD-Geriye döndüren, irca eden / Râfî-Yükselten / Vâli-Raî, vâli / Câmi-Toplayan / Mugni-Zengin eden
*
GANEM: Koyun... GANİM: Ganimet alan... Avukat Ahmed Cengiz'in rüyâsında İyam bin Ganem Hazretleri'nin, "Koyunun kurttan korktuğu gibi düşman ondan korkar!" diye vasıflandırılmasında, isim ile vasıflandırma arasında, hakikat değil de bir espri olarak tezat açık... Bir nevi, "hakikati olmayan mahiyet" cinsinden bu espri, bize bir fırsat veriyor: VAHDET'te, hani "Anka Kuşu" gibi hakikati olmayan mahiyetler, ona mecaz neviinden doğuşlar ve buluşlardır. TAG da, ihtiva ettiği mânâlara bir sembol.
 
ŞEHÎD TÂHÂ
 
KAZIM Albayrak: Necib Fazıl'ın Şeyhi'nin Şeyhi'nin Şeyh'i olan Seyyid Taha Hazretleri bütün tarikatlerin geçtiği-bağlandığı yoldur. Menzil'den, Abdülkadir Geylânî bağlılarına kadar. Mevlâna Hâlid Bağdadî'nin koludur. Seyyid Taha Hazretleri, İmâm-ı Şâmil'e maddî ve manevî yardım etmiş. Şerif Mardin'in "bütün İslâm direnişlerinin kökünde Mevlâna Hâlid geleneği vardır" dediğini de nakledelim. Bölge insanının Seyyid Taha'ya ŞEHÎD TÂHÂ dediğini de nakledelim.
*
ŞEHÎD Taha: 338: KAPTAN Kusto... AYNADAKİ Yalan-Üstadım'ın romanın ismi: 338: ANAFOR-1981'de basılan şiir kitabımın ismi... EVŞAL-Damla damla akan su. Birbiri ardınca katar gibi peşpeşe gelen kimseler: 338: AKVAREL-Suyu boya resim. "Suret"... AKVAREL: Akva-Rel... AKVA: Daha kuvvetli, en kuvvetli... Akva': Kuyruğu beyaz, gövdesi siyah dişi koyun... Akve: Ev önündeki açıklık, meydanlık. Avlu. Dört duvar çevrili yer. Hayr... RE'L: Devekuşu'nun erkek yavrusu... SİN harfi, Kamer menzillerinden "Naâim-Devekuşuları"na işaret eder. (Bekr: Genç deve); ve Allah'ın "Muhyî-Hayat veren" ismi ile, SU mertebesine... SU: 66: HİLÂL-Hemze, Allah'ın BEDÎ ismine, Levh-i Mahfuz mertebesine ve Kamer menzillerinden "Seretan"a işaret eder; kuyu kenarındaki yosunlu taşın kenarında iple su çekmek üzere develerin beklediği yere... SERETAN –Yengeç Burcu–, unsuru su, tabiatı soğuk ve nemli, yıldızı AY, vücutta tesir yeri "batn-karın" ve göğüs, Simya'da "menşur-süzen, dağıtan" safhası... SİDA-Yazı. Cazz-kat. Nefs: 66: HUCNE-Kemer. (Nefsin hadd-i zâtı.)
*
KK-Kaptan Kusto: 200: EBU Süleyman-Hâlid bin Velid Hazretleri'nin bir namı... NA'F-Sütü çok olan deve: 200: NEF’-Fayda, yararlılık. Faydacılık. (Hazret-i Ali: Tecrübe, fayda ile birlikte bir ilimdir!)... MÜNA'ÂM-Nimete nail olmuş kimse: 200: USM-Her nesnenin bakıyyesi, artanı. "Tag, köpek, tilki, basiret, sezgi, koşan, icâd, kemer ve Arz, sunum, takdim" hatırlanmalıdır... ALAK-"Oku" diye başlayan Kur'ân'ın ilk âyetinin bulunduğu Sure'nin ismi. Kan. Sakız. Yapışkan ve ilişken nesne. Bir işe başlayıp, o işe devamlı olmak: 200: AKL-Men'etmek. Sığınacak yer. Kırmızı mihfe örtüsü, nefs örtüsü idrak. Diyet. Düşünme ve anlama hassası. (Duvar: Engel, men'eden... Kale: Sığınacak, etrafı duvarla çevrili yer... Kale: O dedi... Sugur: Hudutlar, serhadler. Mağara. Benlik. Ön dişler, ısıran, tutan, kesen dişler. Sinler. Ağızlar. Sahil şehri. Kust... Akl: İp. Ölüm... "Layabgıyan sırrı": Hadd-i Zât'ın, Hakikat-i Ferdiyye hissesinde olan için bile, Allah'la arasındaki kulluk sırrı, kuşatan engel; ama bulamamacasına arama ve ezel sırrı hâlinde ebediyyen verici olan bir nihayetsizlik-İnsanî hakikat gaybı... Küna: Bahçeyi kuşatan çit)... Kırgızca, BEK'-Sağlam. Kaleyi koruyan: 92: BEK-İstikbâl eden, geleni karşılayan... Aynı ebcedle Allah Sevgilisi'nin ismi, tekrar tekrar övülmüş anlamında MUHAMMED: Topyekûn varlık, "İnsan için" olmakla, insandan. Ve İlk İnsan'dan son insana, gelmiş, gelen ve gelecek olana dair mevcut ve ihtimâl ifâde eder ne varsa, Hakikat-i Ferdiyye sahibinde bulunanın hissesi ve dolayısıyla "İslâm-Teslim" adına geleni karşılayan da O - tabiî ki, bu çerçevede karşılanan da. Peygamberler, sahabîler, tabiin ve zinciri, fakihler, veliler ve müminler, bu hakikatin hakikati üzerindeki hisse sahibleri... YEVMİYE: "İstikbâl İslâmındır... Ne güzel bir mevzuun var!"... Denenmemiş bir o var; Yepyeni bir yüzü ile... İspanyolca, SİNGLO-Asır, yüzyıl: 1156: GONG... YEVMİYE: "Gongu çalacaksın önce; Kaptan Kusto'yu önden vereceksin!"...  İSTİKBÂL İslâmındır isimli eserim için böyle dedi... İspanyolca, SİNGLE-Baş harfleriyle kısaltma: 151: MEHDÎ Muhammed... NESİF-İki kişi arasındaki sır: 200: RE harfi ebcedi. Bu harf, Allah'ın MUSAVVİR ismine, Musa Aleysisselâm'ın bulunduğu 5. Sema tabakasına işaret; Kamer menzillerinden "Gafr-Sad, örtü, örtmek, kapamak, mani olmak"a... Musa Aleyhisselâm, bilindiği üzere, "Kelimullah-Allah'ın kendisine hitab ettiği, O'nunla konuşan"dır... Allah Sevgilisi'nin mucizesi, Kelâm mucizesi olarak Kur'ân'dır; ve O, kelâm ve mânâ toplayıcısı olmakla, diğer Peygamberlerden 6 yönden ayrılışının birini böyle temsil eder... Kelâm, Allah'ın bir sıfatıdır; ve eski kitablarda bildirildiği kalb ehlince kabul edildiği üzere, "Herşeyden önce kelâm vardı!"... Ezel'i de var eden!..
*
Şehîd Taha-(Ta-Ha: Huruf-u mukattaadandır ve Allah Sevgilisi'nin bir ismidir): 333: ÜSTADIM'ın "Veliler Ordusu'ndan 333" isimli eseri hatırlanmalı... ŞEHÎD Taha: 336: ŞEHİD Salih Mirzabeyoğlu. (Şehîd'ten kasıd, rüyâda gelen bir mânâyı hatırlatmak için: 21 kere yaz, şehid mi ne olursun!)... SEYYİD Taha, –SEYYİD Muhammed Salih–, SEYYİD Fehim Arvasî, ABDÜLHAKÎM Arvasî Üçışık, NECİB Fazıl Kısakürek; bu 5 kişi arasında SEYYİD Muhammed Salih Hazretleri, SEYYİD Taha'nın baş hâlifesi SEYYİD Fehim Arvasî Hazretlerine pay veren... (İSHAK "Aleyhisselâm"-Kendisinde "Hakikî Gerçek" tecelli eden Peygamber... İSHAK: 170: KAML-Bit. Kehle... Kehlâ-Gözü sürmeli kadın. Sığır dili dedikleri ot: 59: Mehdî... İSHAK: İs-Hak... İs-Dumandan hasıl olan kurum: 101: Gusto... İshak: Gusto Hak... BİT: Zirve. Nokta. Sıfır. BEŞ)... SEYYİD Muhammed Salih, Seyyid Fehim Arvasî, ABDÜLHAKÎM Arvasî Üçışık, NECİB Fazıl Kısakürek, SALİH Mirzabeyoğlu; 5 kişi... HE harfi'nin ebcedi 5 ve "Levh-i Mahfuz" mertebesine işaret eder; Kamer menzillerinden "Butayn-İki kalıb, bâtınlık"a... HE harfinin en büyük ebcedi: 705: FİKİR Kahramanı... Veli sözü: "Her işde şâhid iki, bunda dört" demesindeki hikmet de, Üstadım ve benim yönümden görülmüş oldu!
*
LEVHA: 10 Haziran 1986... Nutuk bahsinde mütalâada bulunuyorum... "İki nutuk" diye birşey... Ve Üstadım, bunu Lûgat'tan okuyarak gösteriyor... "Büzuh" veya "Büzürg" gibi bir kelime ve altalta başka kelimeler... Üstadım'ın yazısıyla... Ve mevzuyu bağlar gibi, "dört!" diyor... "Ondan önce iki kişinin şâhidliği mânâsına, "ondan önce iki ağaç!" diyor... Bu dört ve iki ile uğraşıyorum!
*
İKİ Nutuk-(Üstadım'ın Eskişehir'de dinlediğim "Yolumuz, Hâlimiz, Çaremiz" ve "Sahte Kahramanlar" isimli konferansları): 159+159= 318: ŞEHÎD-Şâhidin mübalağalısı... BÜZURG-Cesim, kebir. Cüsseli. Azim, ulu, büyük. Reis, baş, başkan: 229: MUSTAFA-(Allah Sevgilisi'nin "seçilmiş" bir ismi... Ve hatırlanmalı, Seyyid Mustafa Nur: 559: Kaptan Kusto Müslüman)... SEYYİD Taha Hazretleri'nin bir lâkabı da "Şeyh Bürzürg"tür... BÜZUR-Tohumlar, çekirdekler. (Kamer menzillerinden "Zira’-Tohum ekme, kerde, tarlayı sürme. Bakr, "yarmak" demek olduğundan, öküze de tarlayı sürdürdüğü için Bakara denmiştir... Kamer menzillerinden "Zira", KAF harfi ile işaretlenen; ve Allah'ın "Muhit" ismi ve Arş tabakası ile ilgili... "K, anahtar hece" bahsi anılmalı... Boğa Burcu –Sevr–, unsuru toprak, tabiatı sıcak ve kuru, yıldızı "Zühre-Tarık", vücutta tesir yeri "Ense ve Boğaz"... Üstadım'dan: Ensemin örsünde bir demir balyoz, / Kapandım yatağa son çare diye / Bana kanlı bir şafakta çil horoz, / Yepyeni bir dünya etti hediye!): 908: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu... BE harfi-Yolun başı ve sonu ona âittir... Allah'ın "Lâtif" ismi, "Cinler" mertebesi ve Kamer menzillerinde "Mukaddem min-ed delâl: Öne alınmış delil, Takdim"e işaret eder!
*
KKM-Kaptan Kusto Müslüman: 240: (Levha: 24 Şubat 1988... Parmaklarımla saya saya "Bismillâh" çekiyorum ve 240'a tamamlıyorum!)... Besmele, nefsin fedası şuuruyla Allah adı anılarak işe başlama; âlemin aslı olan fiil ve işler, Allah'ın fiil ve işlerinin gölgesi olma aslıyla, ezel sırrındaki "kurban" ve Allah'a ahd-i vefa ile "emre baş koyma, emre baş kesme" mânâsına kadar kapsar. Besmelede, ezel hatırası, hâl şuuru ve istikbâl niyeti bir arada. Terkib olarak 21 Besmele'de, Allah'a sığınma; dua niyetine... EL-BÜRUZ-Kafkas sıradağların en yükseği. Kaf Dağı. Uzun boylu ve yakışıklı kimse. (Bayi-Rüya'da benim için, "şunun boynuna bosuna bak, işim olmasa ben de onunla beraber giderdim!" diyen: 14: Taha): 240: MENAF-Dağın sivri tepesi. Zirve. Nokta. Pire. Bit. Beş. Sıfır... TAHA: 14: SALİH Mirzabeyoğlu... MER-Elli sayısı. "Bir eczahâne'deki ilâç şişeleri arasında kalan havan dibindeki 50 gramlık cevher" teşbihiyle, bir Hastahâne olan dünyadaki "Kurtuluş reçetesi"ni BD-İBDA diye işaretleyen Üstadım hatırlanmalı: 240: MİFSAL-Dil, lisân. (Sistem dili)... KAPTAN Kusto Müslüman başlığının havî olduğu mânâların, bir TEHİR-İ Takdim mevzuu oluşu da isbat edilmiş oldu; tekrardan!
*
ŞEHÎD Taha-(Hata-Arıza: 611: Taha-Yüksek bulut. Gam ve hüzün. Keduret... Arize: Bir büyüğe hürmetle verilen hediye... Arize: Sabit olmak. Kuvvetli ve muhkem olmak... Usam-Pire: 116: Meşair-Beş duyu, his. Hasseler. Akıl ve Kalb... Derviş Muhammed: 612= 1611: Ceberrut-Azametin daimisi ve bâtınîsi. Büyüklük. Hâkimlik. Kudret, celâdet): 930: LAZZ-Devamlı yağmur. Men'etmek. Mani' olmak. Kuşatan. (Laza: Alev, ateş)... LEZ'-Yakmak: 800: KÜLTÜR Davamız... LEZ'-Davarı iyi gütmek: 37: EZEL. (Ahde vefa)... LAZLAZ-Yol gösteren kılavuz: 1732: ABDÜLHAKÎM Koltuğu... KEŞTİ-Gemi. Sefine. Nefs. İmânlıların ruhları. Yıldızlar. (Yıldızım Tag-ı Sagir: Duyuların eşyalaştığını, eşyanın duyulaştığını hisseden kalb... Muhyiddin-i Arabî Hazretleri: TI'da beş saklı sır var / Birisi: Hükümdar'da mülkün hakikati / Ve yaratılmıştaki Hak / Sırlar naibtir / Nur narda-ateşte / İnsan melektedir / İşte bunlar beştir / Bunlarla ilgilenirsen eğer / Geminin felekte –yıldzıda– bulunduğunu anlarsın!): 73: LEZZ-Uyku. Rüyâ. Sözü güzel olan. Leziz. Gusto!
*
TAH: Hamur... TAH: Te-Elif-Ha... TE harfi, Allah'ın "Kabid-Sıkıcı, kısıcı" ismine, Esir mertebesine, Kamer menzillerinden "Kalb"e işaret eder... TE harfinin ebcedi: 400: KEŞEF-Kaplumbağa. Hareket içinde "hareketsizlik", hareketsizlik içinde "hareket". Dahr, erkek kaplumbağa. "Dehr, İnsan"... TAHT-Kaide. Koltuk. Kürsî: 400: KEŞEF-Alın kakülü ve saçın, yukarı doğru çevrik olması. Divan edebiyatı'nda kakül, yılana benzetilmiştir. Hayat sırrından başlayan hayatın, ona doğru derunîliği ve dönüşü... KEŞF-Olacak olanı anlama. Sezgi. İçgüdü. Basir. Köpek. Zekâ ve akıl. Çevreyi iyi tanıyan. TAG, öncü, koşan, icâd, kemer: 400: MACUŞAN-Gemi, sefine. Boyanmış elbise. Sıfatlanma... LAZLAZA-Yılanın deprenmesi: 1831= 832: HAFIKAN-Doğu ile Batı. "Gece ile gündüz"... Hafakan, heyheylenmek mânâsına "vehim ve sıkıntı" olarak Üstadım'ın FİKİR ÇİLESİ eskiden pek sık kullandığı ve neredeyse onunla özdeşleşmiş-onun bir kavram; derunîliğini belirtmeye devam edeceğim... HA harfi, Allah'ın "Ahir" ismine, "Heba" mertebesine, Kamer menzillerinden "Deberan-Menşurdan geçirilen, süzülen, bozulan, çözülen"e işaret eder... Muhyiddin-i Arabî Hazretleri: Sure başındaki Ha-Mim'lerin Ha'sı (Allah'ın surelerdeki sırrıdır / Onun hakikatini beşer fikrinden gizlemiş / Şayet oluştan ve gölgeden ayrılmışsan / Artık ruhlar ve suretler âlemine yolculuk et / Arş'ı taşıyanlara bakmış olursun / Hakikatlerin bir ölçüde gelmiş olduğunu / Senin Ha'na âit bir hakimiyet bulursun / İzzet'i ise kendisine yaklaşılmaması-azametidir... HI harfi, Allah'ın "Hakîm" ismine, "Şekil-Suret" mertebesine ve Kamer menzillerinden "Nahye-Azamet, kalb, nefes"e işaret eder... ELİF harfi hakkında: Hakikatlerden bir koku duymuş kişiye göre, isim ve mertebe ile, Kamer menzili işaret etmeyen Allah'ın Zât Elif'i, harf değildir. Bir muhakkik Elif'in harf olduğunu söylemişse, ibarede sayılabildiği içindir; Allah'ın Zâtı'nın meçhul olduğunu söylerken, "Zâtı" diye ibarede geçmesi gibi... ELİF'in makamı "Cem-Toplayıcılık, birlik"tir ve ona âit isim Allah'tır; ona âit sıfat ise, herşeyi var etmek ve ayakta tutmak anlamındaki kayyumluktur. Ona âit mertebeler, bütün mertebelerdir, hâkimiyeti BİTKİLER'de görünür, kardeşleri HE ve LÂM harfleridir. Harfler âleminin ve mertebelerinin toplamı ona âittir; kendisi ne onlardan, ne onların dışında... ELİF harfi, dairenin merkezî noktası ve çevresi, âlemlerin mücerredi ve birleşikidir... MUHYİDDİN-İ Arabî Hazretleri: Zât Elif'i / Münezzeh oldun / Acaba VAR olanlarda / Bir hakikat ve yerin var mı? / Dedi ki yok iltifatımdan gayrı / Ben Ebed harfiyim ve Ezel'i ihata ederim / İşte ben hem seçilmiş zayıf bir kulum / Hem de Sultanım aziz ve yüce olan!
 
DİYARBAKIR'IN FETHİ
 
KAZIM Albayrak: Diyarbakır, Peygamberler, Sahabîler ve Veliler şehri... Hazret-i Musa'dan kaldığı rivayet edilen Ulu Câmi yanında Hazret-i Süleyman Câmiî ve 27 şehid sahabî Diyarbakır'a damgasını vuran eserlerden. Diyarbakır'ın fethini kısaca anlatmakta fayda var: Hazret-i Ömer devrinde İyaz bin Ganem komutasındaki İslâm orduları, Allah Resûlü'nün vefatından 7 yıl sonra 8.000 kişi ile Diyarbakır önlerindeler. Hendek gazvesi'nde Allah'ın Sevgilisi'nin kırdığı kayadan çıkan kıvılcımlardan biri ŞAM ve civarı, yâni DİYARBAKIR'a işaret idi... Allah Sevgilisi'nin bu müjdesine koşan Sahabîler çok hızlı bir şekilde yeryüzünde Allah'ın ve Resûlü'nün adını yaydılar; adalet taşıyan kılıçlarıyla. Yâni MEKKE ve MEDİNE'de yatıp oyalanmadılar... Gelelim Diyarbakır surları önlerine. Malum surlar çok kuvvetli, 27 Mayıs'ta başlayan kuşatma uzuyor. Hâlid bin Velid ise Komutan yardımcısı. ORUÇ tutuğu için kölesi her akşam yemeğini çadırına bırakıyor ama o yemeği bulamıyor. Sonra bir KÖPEK'in yemeği yiyip gizli bir kanaldan şehre girdiğini görüyor. Ve Başkomutan İYAZ bin Ganem'e durumu arz ediyor. 100 fedaî eylemcisi ile kanalizasyondan şehre giriyorlar ve çatışa çatışa kapıları açıyorlar, fetih müyesser oluyor... Dört kapıdan giriliyor: Fetih Kale Kapısı'ndan Komutan Hâlid bin Velid. Orada oğlu Süleyman dahil 27 Sahabî şehîd düşüyor. Muaz bin Cebel'in açtığı Bab-ül Cebel, (Bab, kapı demek; Cebel de dağ) orada iki şehîd veriliyor. Urfa Kale Kapısı'nı ise aşere-i mübeşşereden Said bin Zeyd açıyor. Mardin kapısını ise, Başkomutan İyaz bin Ganem açıyor. Toplam 40 Sahabî şehid düşüyor.
*
KAPTAN Kusto Müslüman: NON-Nun. (İspanyolca, Singile: Baş harfleriyle kısaltma... Yine, singlo: Asır, yüzyıl... İngilizce, Singile: Tek, çift olmayan... Tek: Koşma. Köpek... Bir kelime, baş harfle olduğu gibi, son harfle de kısaltılabilir: "Kabtan Kusto Müslüman" başlığının son harfiyle kısaltılması olan NON, İngilizce'de "öyle değil" anlamında "nefy-olumsuzlama" belirtir. "Kaptan Kusto"; Fransız deniz araştırmacısının, mecaz olarak kullanımı farkedilmez ve "o kasdediliyor" diye anlaşılırsa, bulunuşu da bir bilmece hüviyetimi saklayan TAKDİM yazımın bir anlamı kalmaz. Bir zamanlar, "o Müslüman olmadı ki!" gerçeğini ahmakça bütün ondan buluşlarımı "kabul etmemeye" kalkanlara cevab, sadece "mecaz olduğu" hususu değil, aynı zamanda NON-NUN'dan da belirtilmiş oluyor: "Kaptan Kusto Müslüman değil!"... Evet; kasıd, Fransız Kaptan değil... Çoktan bilinen bu davaya temas sebebim, NEFY ile ilgili bir kaç hikmet için... NUN: Balık. Kalem. Da'va Cetveli'nde Allah'ın NUR ismi... İSTİKÂMET-Yollar içinde doğru olan yol davası, "ayaklar-yürümek-mecaz olarak öncü-ileride olan kıymetli" anlamları içinde ifâde edilmiştir. BALIK Burcu, unsuru Su, yıldızı MÜŞTERİ,vücutta tesir yeri AYAKLAR, Simya'da "Yansıtma" safhası... Müşteri: Arzedilen karşısında talib... Yansıtma: Cevabın soruya nisbetle olması gibi, "muhatab anlayış'a göre" olan. Yâni, nura talib olunca, "zulumat" zıddının nefyi meselesi, kendiliğinden doğar... NEFY, aslın görünmesi için bir zaruret; ve her asır itibariyle, "müceddid-yenileyici" eliyle mihraklaşacak için. Bu yenilik, bir ekleme ve çıkarma değil, zamanın şartları içinde "doğru yol" hakikatinin aslının çıkarılması davasıdır; meseleleri hâllederek... NEFY'in "faydacı" ciheti de, buradan doğan bir tabiîlik ifâde eder: Her devrin kendine mahsus şartlarının ele alınışında, tasfiye'nin "sadeleştirme" yanında imhayı da ifâde etmesi gibi, imha sırasında "işe yarar"ı isbatına katmak; "tahaddüs-bilmediği ve duymadığı havadisi idrak etmek" cinsinden, "yitik malını" bulmak. O, "İslâm'a muhatab anlayış"ı kuşanmış nefs için, onun nefsinden kopan olur ve böylece "çevreyi kendine bağlayan merkez" sırrına âitliği bilinir... Bir şeyin vücud bulması için gerekli olmayanın ayaklanması da Nefy'i andırıyor; ama burada dışta kalanlar, "menfi-iyi olmayan" oldukları için değil... Yine bir andıran, NESH: Şer'i bir hükmün, yine Şer'i bir hükümle ortadan kaldırılması. Bu da, yerine göre çeşitli izâhlar gerektirir... Ve ÜSTADIM'dan bir ünlü: "Geothe, Bir nizamsızlık yapmaktansa, haksızlık yapmayı tercih ederim, der. Oysa nizamsızlıktır ki, en büyük haksızlık!"... NİZAM, her şeyin kendine âit vücud buluşu içinde, kendinden olmayanları dışta bırakma düzenidir… Dışta bırakılanların niçin ve nasıl dışta bırakıldığının izâhı da içinde, BÜYÜK Doğu-İBDA sistemi!)
*
NON-NUN: 106: HİBLA-Köpek. Basar. Tag, icâd, kemer, öncü, içgüdü. Yiyici, yiyen. Akile, nisbet, baba tarafından akraba. Her şeyin en iyisi. Uyanık, huşyar. Kelb. Kalb. (Akl-Menetmek. Akıl. Ölmek. İp ile bağlamak: 200: Ebu Süleyman-Hâlid bin Velid Hazretleri'nin "Horoz" nâmı... Ebu Hâlid-Canavar. Kurt, köpek, tilki, iz süren: 644: Müstakdim-İleride ve önde olan. Ayaklar. Müz takdimi. Müşterek... Kelb: Köpek. Meşhur bir yıldız. Yolcuların yük üstüne astıkları demir çengel. Şiddet. Hırs. Ayı. Öncü. Çeri. Şiddet. İki adım arasına koyularak dikilen kayış... İki ayak arasına görülmez cinsten zincir vurma ve adımları bazen dizleri kırarak, bazen de dümdüz attırma marifeti, bir TELEGRAM hatıram... "Ayaklarıma dolanan" ve 14. senesini idrak etmekte olduğum TELEGRAMCILAR'dan NİMPA, Halk Âlemi'ndeki yürüyüşümde RİTLEŞMİŞ olarak anılması gereken... Defaatle yazdığım gibi, TELEGRAM, İspanyolca TELE-Gramo, yâni zekânın özü hayâl kâbiliyetime karşı, "Hayâl Bünyeme, kumaşıma" karşı devamda; hayâl bünyem diye nitelediğim, vücud ve düşüncenin, hakikî gerçek önünde ona irca edilmesi anlamında!)... MUS-İngilizce, müz: 106: MİSHEB-Siyah at. Ulu fikirci. Sahil. Hayl... MAHİYAN-Balıklar: 107: SEVVAM-Akreb ve yılan gibi zehirli hayvanlar... KUBBE: 107: KIBBE-Kırkbayır denilen karın. Batn. Kemer bölgesi... HÂLİD bin Velid: 737: MEHDÎ Salih İzzet Erdiş... Üstadım'ın ÇOCUK isimli şiirinin toplam ebcedi: 737: SON Devrin Din Mazlumları-Üstadım'ın bir eserinin ismi.
 
DEĞİRMEN YOLU
 
KAZIM Albayrak: Şemdinli dağları. (...) Dağlarda gece durup gökyüzünü seyrediyoruz. Üstadın "Kehkeşan" dediği, Antepli gönüldaşların DEĞİRMEN Yolu diye bildiği Samanyolu'nu hiç bu kadar yakından görmemiştim. Diske benzetilen Samanyolu'nun ucunda dünyamız. Antepli gönüldaşlar BÜYÜKAYI takım yıldızına "7 kardeş" diyorlar. Batı'dan doğan gezegene ise ÇOBAN Yıldızı.
*
TİNNİN-Büyük yılan. Ejderha Burcu. Gökte yedi Burç boyunca uzayan hafif beyazlık. Ejderha Burcu. "Akreb Burcu". Sema'nın Güney yarım küresinde KÜÇÜK Ayı Burcu'nun etrafını saran, kıvrılıp bir yıldız dörtgeniyle nihayet bulan Burç. (Tınnîn-i Felek: Samanyolu... Tınnineyn: İki yılan. Güneş ve ay medarının farazî kavisleri... TI harfi, Allah'ın "Kahir" ismine, Üçüncü Sema tabakasına, Kamer menzillerinden "Yılan ve Akreb" kuyruğuna" işaret eder)... DEĞİRMEN-(SE harfi, Allah'ın "Rezzak" ismine, Bitkiler mertebesine, Kamer menzillerinden "Sa'du'l Bul'a" işaret eder; Değirmen taşının tane dökülen yerine!): 1306: KAHHAR-Allah'ın 99 güzel isminden biri... HİRMAS-Aslan. (Aslan Burcu, yıldızı Güneş, vücutta tesir yeri Kalb ve sırt, Simya'da "sindirme" safhası): 306: İDAM-I Nefs… ARVASÎ-Bir dağ ismi. Su menbaı: 308= 1307: REVASİM-Akarsu... BAKARA-İnek. Dişi sığır: 307: AVREL-Kürtçe Nisan demek... BEDRAKE-Mürşid. Kılavuz. Allah yolu. Delil: 308: EZRAK-Saf ve temiz su. Gök renkli, mavî. Keduret. Mezar... KABR-Kabir. Mezar: 302: MİRZABEYOĞLU.
*
SALİH: Karayılan... BASİR-Basiret sahibi. Anlayışlı. Ekşi yüzlü. Düşünen. Zeki. Öncü. Köpek. Ayak. (Kelb-i Ma': Köpek balığı. Kunduz... Ayaklar; Müşteri yıldızı, Balık Burcu... İnsiyak-Batn sevki. Batınî sevk. Meyl. İçgüdü. Refleks: 222: Harid-Tek, ayrı... İnsiyak: İnsî-Yek... Tek: Koşma. Köpek. Hırs... İngilizce, Single: Tek, çift olmayan... İspanyolca, Singlo: Asır, yüzyıl... İnsiyag-Kalıba dökülüp düzelme, kalıba girme: 1152: Noktasız harflerle Abdülhakîm... Noktalı harflerle "Kaptan", aynı ebcette): 302: KAPTAN Kusto Müslüman-Noktalı harflerle... BAKAR-Öküz. Dana. Sığır: 302: DERVİŞ Muhammed-Noktasız harfler.


Baran Dergisi 362. Sayı