Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı Kremlin’de sıcak bir törenle karşıladı. Bu ziyaret, iki ülke arasında “köklü ilişkilerin yeniden tesisi” olarak değerlendiriliyor. Taraflar, eski gerginlikleri geride bırakıp diplomatik ve stratejik işbirliği alanlarını güçlendirmeyi hedefliyor.
Şara, Moskova’da yaptığı açıklamada geçmiş anlaşmalara saygı göstereceklerini; bağımsızlık, toprak bütünlüğü ve güvenlik istikrarının korunmasının öncelikli olduğunu vurguladı. Putin de Suriye ile düzenli istişare mekanizmalarının yeniden işletilmesi arzusunu dile getirdi.
Askerî üslerin geleceği masada
Görüşmenin en kritik başlıklarından biri, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığıydı. Hmeymim (Lazkiye) hava üssü ve Tartus deniz üssü gibi stratejik tesislerin statüsü, iki liderin gündeminde öne çıktı.
Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak, toplantı sonrası ortak hükümet komitesinin yeniden faaliyete geçeceğini duyurdu. Bu komite, ekonomik ve teknik alanlarda işbirliğini koordine edecek.
Suriye tarafı, Rusya’nın üslerini sadece askeri amaçla değil, bölgesel insani yardımların lojistik merkezi olarak da değerlendirmesini önerdi. Ayrıca Şara, Rusya’nın Esad yanlısı unsurları yeniden silahlandırmaması yönünde taleplerde bulundu.
Enerji, yeniden yapılanma ve ekonomik işbirliği
Putin-Şara görüşmesinin ekonomik boyutu da dikkat çekiciydi. Rusya, Suriye’nin savaşta tahrip olan enerji altyapısının yeniden inşasında aktif rol almayı hedefliyor. Görüşmelerde enerji santralleri, petrol-gaz yatırımları ve ulaştırma projeleri üzerinde duruldu.
Ortak hükümet komitesinin yeniden devreye girmesiyle iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin kurumsal temelde canlandırılması bekleniyor.
Esad’ın iadesi talebi
Şara’nın Moskova ziyaretinde en çok konuşulan konulardan biri, Esad’ın ülkesine iadesi talebi oldu. Suriye heyetinin bu konuyu resmi olarak gündeme getirdiği belirtilse de Kremlin, konuya dair bir açıklama yapmadı.
Rusya açısından Esad’ın statüsü hem stratejik bir koz hem de diplomatik bir hassasiyet olarak görülüyor.
ABD yaptırımlarında değişim
Görüşmeyle eşzamanlı olarak ABD Senatosu, Suriye’ye yönelik Caesar Act yaptırımlarının kaldırılması yönünde oylama yaptı. 2019’da yürürlüğe giren bu yasa, Suriye rejimine geniş kapsamlı ekonomik yaptırımlar uyguluyordu.
Yasanın kaldırılması yönündeki girişim, henüz Beyaz Saray’ın onay sürecinde. Ancak bu gelişme, Suriye’nin uluslararası finansman kaynaklarına erişimini kolaylaştırabilir. Rusya ile yapılacak enerji ve altyapı projeleri için de yeni bir fırsat zemini oluşturabilir.
Bölgesel dengeler
Yeni dönemin önünde hâlâ birçok belirsizlik bulunuyor. Rusya’nın Suriye’deki askeri üslerinin statüsü, Esad dosyasının nasıl ele alınacağı ve ABD’nin Caesar Act yaptırımlarını tamamen kaldırıp kaldırmayacağı, Moskova-Şam hattındaki denklemi belirleyecek temel başlıklar arasında.
Bu süreçte Türkiye’nin rolü, hem Suriye’nin yeniden inşası hem de güvenlik alanında belirleyici bir faktör olarak öne çıkıyor. Ankara’nın son yıllarda izlediği dengeli dış politika, hem Rusya hem de Suriye ile diyaloğa açık bir zemin oluşturdu. Şara yönetimi, özellikle mültecilerin geri dönüşü, sınır güvenliği ve ticaret koridorlarının yeniden açılması gibi konularda Türkiye’nin desteğini arzuluyor. Bu alanlarda kurulacak koordinasyon, hem Suriye’nin ekonomik toparlanmasına hem de bölgesel istikrara katkı sağlayabilir.
Diğer tarafta İran, Suriye üzerindeki etkisini koruma çabasında; İsrail ise Suriye hava sahasındaki saldırgan tavrını sürdürüyor. Bu tablo, Şara yönetimi açısından Moskova ve Ankara ile kurulacak yakın işbirliğini daha da hayati kılıyor.
Putin-Şara görüşmesi, iki ülke arasında ilişkilerin sıfırdan başlaması değil, mevcut ittifakın yeni şartlara göre “yeniden tanımlanması” anlamına geliyor. Rusya, Suriye’deki stratejik mevcudiyetini koruma ve bölgedeki nüfuzunu tahkim etme niyetinde. Şara yönetimi ise uluslararası meşruiyetini güçlendirmek, ekonomik destek sağlamak ve ülkesini yeniden inşa sürecine sokmak istiyor.
Önümüzdeki süreçte üslerin statüsü, enerji yatırımları, Esad dosyası, yaptırımların kaldırılması tüm bölgesel güç dengelerini yeniden şekillendirecek. Yeni dönemin yönünü, bu başlıklar etrafında kurulacak pragmatik ittifaklar belirleyecek.