Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı TEKNOFEST İcra Kurulu Başkanı Fatih Kacır, Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün ve Deltav Genel Müdürü Doç. Dr. Arif Karabeyoğlu, bir televizyon programının canlı yayınına konuk olarak "Milli Teknoloji Projeleri" konusunda açıklamalarda bulundu.

Selçuk Bayraktar: Genç kardeşlerimizin emekleri çok kıymetli. Dünyada yüksek teknoloji geliştiren şirketlere baktığınızda hepsi çekirdekten kurulmuş. Biz bununla alakalı TEKNOFEST'in adeta ruhu olan yarışmalarla ilgili ilk yıldan itibaren çaba sarf ettik. İlk yıl havacılık festivali gibi algılandı. Özel belgeseller yaptırdık. Genç kardeşlerimizin hikayelerini anlatan programlar yaptık. En nihayetinde bu hava gösterileri o kadar etkili oluyor ki, daha fazla akılda kalan onlar oluyor. Ama artık 6. yılındayız ve TEKNOFEST'te bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci proje hazırlayıp başvurdu. Kendi girişimini kurmuş takımlar da gelmeye başladı. Bunlar yavaş yavaş dünyada büyük işler başardıkça, bunların sonuçları ortaya çıktıkça kendilerini daha fazla duyuracaklardır. Bir yandan bunu toprağa tohum atmak gibi bakacak olursak bu gayretimize devam ediyoruz. 2,5 milyon ziyaretçiyi ağırladı. Milli teknoloji üreten firmaların da gösterileri var. Yarışma çadırlarına milletimizin çok büyük rağbet gösterdiğini görüyorum. Teknoloji festivali dünyada TEKNOFEST'le başladı.

"ROKET YARIŞMASINA 550'DEN FAZLA EKİP KATILDI"

Fatih Kacır: Bundan 30 yıl önce Türkiye'de milli teknoloji projeleri bu kadar gündemde değildi. Hep birlikte gayret ettik. 2018-2023 arasında 20 bin öğrenciden 1 milyon yarışmacıya çıkmışız. Bunun dünyada eşi benzeri yok. Bizim düzenlediğimiz roket yarışmasına sadece 550 takım katılıyor. Hem kendi tarihimizde hem de dünyada eşi benzeri olmayan teveccüh görüyor. Ne iş yaparsanız yapın insanı, parayı ve zamanı yönetiyorsanız. Mesele teknoloji ise önce insan kaynağı önemli. Şu anda astronot, uzay mühendisi, yazılımcı olmayı hedefleyen genç sayısı dünyanın neredeyse bütün ülkelerdeki rakipleri geçmiştir. Bunda TEKNOFEST'in çok önemli payı oldu. Türkiye son 20 yılda büyük ekosistem kurdu. Büyük başarılar elde etti. Toplumun önüne çıkma düzeyine geldti. 'Ben de yapabilirim' duygusunu çok kamçıladı. Milyonlar TEKNOFEST'e akıyor ve yarışmalara katılıyork.

"BU ÜLKENİN BU FISATI YAKALADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"

Şuayip Birinci: Biz sağlıklı yaşamak için teknoloji üretiyoruz. Dünyada bilim ve teknoloji veriyle çalışıyor. Türkiye'nin son zamanlarda sağlığa getirdiği soluk, dünyanın sağlık sistemlerini restore etme hamlelerine başlaması. Özellikle bilişim teknolojilerinde geldiğimiz yer kıymetli. Yapay zeka araçları ile hekimlerin yapacağı işlerin önemli kısımlarının yazılımı yapılıyor. Yapay zeka uygulamalarında tanı ve teşhis süreçleri kısalacak. Bizim bu fırsatı bu ülkenin yakaladığını düşünüyoruz.

"UZAYDA BİR ADIM OLDUĞUMUZ ALANLAR VAR"

Arif Karabeyoğlu: Sinop'ta üç tane değişik sistemin fırlatması yapılacak. Bir kısmı yerden yere. Uzaya gidecek sistemimiz de var. Uzayı dünyada yakalama noktasındayız. Bazı teknolojilerde dünyanın ihtiyacı olduğu alanlarda varız. Dünyada bir adım önde değilseniz hiçbir manası yok. Selçuk Bey'in SİHA'larda yaptığı gibi. Uzayda da bir adım önde olduğumuz alanlar var.

"BU POLİTİKALARI SÜRDÜRMEYE İHTİYACIMIZ VAR"

Fatih Kacır: Teknolojinin kritik alanları var. Bunların başında savunma sanayi geliyor. Siyasette bağımsızlığın yolu teknolojiden geçiyor. Türkiye özellikle 2000'li yılların başında bu anlamda büyük adımlar atmaya başladı. Bütün bu süreç dev bir eko sistemin inşasıyla mümkün oldu. 2002'de sadece 2 teknopark ve 640 çalışan vardı. Türkiye'de ARGE kavramı 2000'li yıllardan itibaren anlaşılmaya ve yaygın şekilde kullanılmaya başladı. Biz bugün SİHA'larda dünya lideriyiz. Bütün bunlar araştırma-geliştirme çalışmaları sayesinde oldu. Paradigma değişimlerini, teknolojinin dönüştüğü alanlarını kaçırırsanız, yarışta bir anda yok olursunuz. Türkiye, sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlık döneminden itibaren ARGE politikalarını çok önceledi. Hızlı adımlar atıyoruz bazı alanlarda elbette önümüzde birileri var. Bu politikaları ısrarla sürdürmeye ihtiyacımız var. Bunlar Türkiye'nin milli politikaları. Mutlaka bunların aksamadan devam etmesi lazım. Bugün Türkiye'nin neresinde olursa olsun 'Ben teknoloji girişimimi kuracağım' diyen gencin kuluçka programları var. Türkiye terörle mücaelede çoğu zaman müttefik olması gerekenler yanımızda olmadı; bilakis bazen karşımızdaki terör örgütlerinin yanında oldular. Türkiye millileşme atılımını hızlandırmak konusunda bir irade ortaya koydu.

"MİLLETİMİZ TOGG'UN ANLAMINI ÇOK İYİ BİLİYOR"

Şu anda hem kamuya teslimler yapılıyor. Bakanlarımızla başlamıştık. Şimdi tüm illerimizde hızla yaygınlaşması hedefiyle Togg teslimatları yapıldı. Ön siparişle 177 bin araç talebi vardı. İlan edilen 20 binin teslimine başladı. Şu anda Togg'un ayak basmadığı bir il neredeyse kalmadı. Togg, İHA'dakilere benzer bir başarı hikayesiyle yola çıktı. İçten yanmalı otomobillerin ömrünü tamamladığı elektrikli otomobillerin yaygınlaştığı döneme girdi dünya. 10 yılda dünyada araç ların yarısı elektrikli olacak. Karbon emisyonlarını sıfırlama dünyada ortak irade haline geldi. Batarya teknolojisinde gelişmeler belli seviyeye geldi. Bunun tüm firi mülkiyeti bize ait. Milletimiz bunun anlamını çok iyi biliyor. Togg yeni çıkan bir teknoloji girişimi. Uzun vadeli projeleri kamu alımlarıyla desteklediğimizde o projelerin gerçekleşme şansını yükseltiyoruz. Togg'un 30 bini kamuya satılacak. Bu sayede hem Togg daha ileri düzeyde finansman gücüne erişmiş oldu. Burada yine savunma sanayinden öğrendiğimiz iş, bir yerlilik yol haritası yaptık. Togg üçüncü yılında yüzde 68 yerliliğe erişecek. Önümüzdeki dönemde Togg çok başarılı olacak. Batarya teknolojilerine yatırım yapılması çok kritik. 5-10 yıl sonrasında otonom teknolojilerde en önemlilerden biri haline gelecek Togg.

BAYKAR'IN GENETİK KODU: BAĞIMSIZLIK

2007'de ilk defa milli tasarım silahlı kuvvetlerinin envanterine girmiş oldu. Bir millileşme vizyonu ortaya konuldu. 2015'te SİHA ile birlikte terörle mücadelede çok büyük devrim oldu. 2019'da Akıncı uçuşunu gerçekleştirdi. O da Bayraktar TB2 gibi. Bayraktar TB2'de 30 ülkeyle ihracat sözleşmesi imzalandı. SİHA ve İHA'lar aslında çok yüksek hızlara çıkması gerekmiyor. Bunları özel kılan insansız ve akıllı olmaları. Robot yapan yönleri daha kıymetli oluyor. Sensör teknolojileri çok önemli, bunun yanında akıllı mühimmatlara sahip olması da önemli. Bizler pozitif bilimciyiz. Biz 'nedir' sorusunun cevabını arıyoruz. Bundan daha önemlisi 'nasıl' sorusu. Çok çok daha önemlisi 'neden' sorusu. Baykar'ın genetik koduna baktığınızda milli ve özgün insansız hava aracı yapıyoruz. Milli ve özgün olmadığınız durumda, savunma sanayinde özellikle bu teknolojiyi muhtaç ve bağımlı hale geliyorsunuz. Bağımsız olabilmesi için milli olması gerekiyor. Kimseye benzememek, kendine benzemek. Bu da özgünlük. Bilim ve teknolojide bir dönem kurucu iken, son dönemlere baktığımızda ciddi çaba olsa da belli noktalarda maalesef hak ettiğimiz yerde olamadığınızdan. Biz kimseye benzemeyeceğiz dedik. Bugün en iyisini yapmayabiliriz. Ama yarın en iyisini yapabiliriz kendimize güvendiğimizde. Ne yaptığınızdan ziyade daha da önemlisi nasıl yaptığınız. En önemli soruya geldik. Biz bunları niye yaptık? Ülkemiz savunma sanayinde etrafındaki savunma sanayi kuşatmasını kırıp tam bağımsızlık için yaptık. Ve bunu dosdoğru ahlâkla, kendisine güvenerek milli bir şekilde yapsın. Baykar'ın ve bizim genetik kodumuz tam da budur.