Sun Zi’nin (Sun Tzu) Savaş Sanatı, yalnızca orduların çarpışmasını değil; insanın iradesini, kararlarını ve eylemlerini de birer “savaş alanı” olarak gösteren esaslı ve derinlikli bir eserdir. Yüzyılların askerî tecrübesini, stratejik düşüncenin inceliklerini ve insan tabiatına dair gözlemleri kısa ama tesirli prensiplerle harmanlayarak zamana meydan okuyan bir strateji kitabına dönüşmüştür.
Eserin, Çin’de cereyan eden Bahar ve Sonbahar ile Savaşan Devletler dönemlerinde (MÖ yaklaşık 6.–3. yüzyıllar arası) yazıldığı ifade edilir. Metin genellikle 13 bölümden oluşur ve zaman içinde farklı kaynakların derlenmesiyle bugünkü hâlini aldığı kabul edilir.
İnsanın basit dahi olsa bir fikri aksiyona dökme hâdisesini “savaş” olarak nitelendirirsek Sun Zi’nin fikirlerinin daha da ehemmiyetli bir hâl alacağını söyleyebiliriz. İnsan, istediğini yapmak için önce kendiyle savaşır.
“En iyisi savaşmadan baş eğdirmektir!”
Sun Zi, “taktik ve saldırı” meselesine dair der ki;
“Herhangi bir savaş stratejisinde maharet, öncelikle bir ülkeyi sağlam olarak ele geçirmektir, yıpranmış bir ülke daha az yeğlenir. Öncelikli olan bütün bir ordudur, çökertilmiş bir ordu sonra gelir. Yeğlenen bütün taburdur, bozguna uğratılmış olan sonra gelir. Makbul olan tam bir bölüktür, darbe yemiş olan değil. Bu nedenle savaşta yüz savaşta yüz zafer kazanmak en mükemmeli değildir. En iyisi savaşmadan baş eğdirmektir!”
Disiplin ve yönetme bahsine dair;
“İnsanca ama disiplinle yönetmek kesin başarı demektir. Askerler disiplinle eğitilmeli ve yönetilmelidir, böylece emirlere itaat ederler; disiplinsiz eğitim alanlar emirlere itaat etmezler. Emirlere kayıtsız-şartsız itaat ederlerse komutan ordusunun güvenini kazanmış demektir ve emirlerin yerine getirilmesini sağlama almıştır.”
Sun Zi, arazi başlığı altında der ki;
“Hem ordumuzun hem de düşmanın saldırmasının avantajlı olmadığı araziye dolambaçlı arazi denir; o dolambaçlı arazide düşmana saldırmak avantajlı gözükse de saldırılmamalıdır, düşmanın saldırıya geçmesini beklemek, düşmanın birlikleri yarı yoldayken hücum etmek avantajlıdır.”
Burası daha mühim;
“Askerlerinin saldırı gücünü bilen ancak düşmanın saldırı gücünü bilmeyen komutanın zaferi kazanma olasılığı yarı yarıyadır; düşmanın saldırı gücünü bilen ancak kendi askerinin saldırma gücünden emin olmayanın zaferi kazanma olasılığı yarı yarıyadır; düşmanın saldırı gücünü ve kendi askerlerinin saldırı gücünü bilen ancak arazinin savaşmaya uygun olup olmadığını bilmeyenin de zaferi kazanma şansı yarı yarıyadır.”
Casusluğa dair;
“Sadece akıllı hükümdar ve erdemli komutan üstün ve zeki kişileri casusları yapar ve büyük başarılar elde eder. Bu savaşta çok önemlidir, ordu buna dayanarak hareket eder.”
Baran Dergisi





